Bu gün lise mezuniyetimizi kutlayacağız .Biz Anıl, ben ve arkadaşlar. Detaylar lar bizde saklı. Okul bitti.
Organizasyon şefimiz Anıl. kurallar belli eğlence biter herkes evine gider. Alkol sınırımız var ve ilk kez alacağımız için sınırların olmasın çok normal .bu gebe ben Anıla her şeyi söyleyeceğim bakalım ne yapacak. Kaybedecek bir şeyim yok.
Saat 6 buçuk civarlarıydı ben Ebru ,Derya dışarıda buluştuk . Deryadan çok hoşlandığım söylenemez çünkü onun Anıla karşı biraz ilgisi olduğunu düşünüyorum . belki kuruntudur ama nedense beni rahatsız ediyor .kızlar oldukça şık olmuştu. Hepimiz de okulun en başarılı öğrencilerindendik. Birbirimize iltifatlar yağdırdık ve Anıl, Ahmet ve Mustafa ile buluşmak için cafe ye doğru yürüdük. Derya ço akıllı bir kızdı bizim erkeklerden geç gitmemiz gerektiğini , erkeklerin bizim beklemesi daha mantıklı olacağını söyledi . bana çok saçma gelen bu fikri desteklemek zorunda kaldım .
Kol kola girdik ve koridordan Anılın sırtı bize dönük olduğu için geldiğimizi görüp ayağa kalkan Mustafa oldu.
"inanmıyorum bu ne şıklık "
Hayranlıkla bakıyordu mustafa bana ama gerçi o hep hayrandı bana bu çok güzel olduğum anlamına gelmiyordu. Acaba Anıl o beğenecek mi o sırada Anıl ayağa kalktı ve bize doğru döndü.
Göz göze geldiğimizde ona birkez daha hayran kaldım . o güzel bal rengi gözleri yuvalarında parlıyor du öyle masum bir hali var diki küçük bir çocuk gibi duruyor du .sarılıp öpmek istedim o an. Dalgalı sarı saçları ona ayrı bir hava katmıştı. Upuzun boyu ve düzgün fiziği giydiği kıyafetle buradayım diyor du. Oda öylece göz geçirdi .süzdü beni bakışlarındaki beğenmeyi görmüştü evet bu sefer olacak .o şaşkın bakışlarında aşk vardı okadar abartılı olmasa da hoşlanma kesindi .Bakışları içimi titretti o an.o da öylece bakıyordu .sessizliği Mustaf nın gereksiz sesi bozdu.
" su sen çok tatlı olmuşsun hayran kaldım sana" diyerek kahkaha attı .
" aaa biz olamamışmıyız yani mustafa bey " diye sitem etti derya
" olurmu canım sizde olmuşsunuz ama su daha güzel her zaman ki gibi " diyerek yerine geçti.
Anıl bir anda kaşlarını çattı o masum çocuk terk etti simasını geriye Anılın gereksiz gergin bakışları kalmış tı.bu neydi şimdi oldu mu . ve bana hiç bir şey söylemeden koltuğuna oturdu. O an donup kaldım biri beni boşluğa itmiş gibi hissettim . usulca yanına oturdum . kızlarda masada ki yerlerini aldılar. Anıl bana yine bakmıyordu . Dayanamadım Anıla döndüm
"Anıl neden gerildin beğenmedin mi ?"dedim üzdün ses tonumla .
Yüzünü yüzüme çevirdi . Gözleri gözlerime . o an nefesini hissettim , bedenini bulan bir ruha benziyordu o an ki duygularım . orada öylece duran benim bedenimdi sanki .bir an nefes alamadım. Oysa her an yanımda değil miydi . ama hiç böyle bakamadım gözlerine, kalbim o kadar hızlı atıyordu ki sanki terk etmişti yerini .kan pompalamak yerine tüm vücudumu dolanıyor, avare avare geziyordu bedenimde .sağa sola çarptıkça ağrısını hissediyordum. Sonra yerine cup diye oturdu , o an bir nefes aldım .
Anıl cevap veremeden Mustafa:
" Neyini beğenmeyecek bence hayran kaldı, öyle ki dili tutuldu baksana " diyerek yine kahkaha attı diğerleri de onunla gülmeye başladı.
Anıl çok sert bir ses tonu ile çemkirdi Mustafa ya
" öylemi Mustafa bey "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN SENİ YAZDIM SEN BENİ OKUDUN...
RomanceO kadar uzun değildir hayat Hızlıca biter ve yetmez hiç kimseye Herkes yarıda gider ve yarım bırakır giderken Ama yarım geldik diyemeyiz Bekleriz , Erteleriz, Gereklileri gereksiz, gereksizleri gereklileştiririz Cesaret edemeyiz. Eksik kalır duygul...