Gürültüyle uyandım, bu Keely'ydi. Kapıyı tutmuş arkasına pat pat vuruyordu aynı zamanda da "Maddie" diye bağırıyordu.
Sersem gibi kalktım yataktan "Napıyorsun ya?"
Gözlerimi ovuşturdum.
"Senin saatten haberin var mı?"
"Bugün pazar biliyorsun demi?"
"Ah biliyorum neyse kalk elini yüzünü yıka giyin. Seninle kahvaltıya gidicez."
"Kahvaltı mı? O nerden çıktı?"
Cevap vermeden beni arkamdan lavaboya doğru ittirdi, elimi yüzümü yıkadım, odama döndüm Keely aşağıya inmiş ben de hemen üzerimi değiştirip indim.
Keely elindeki anahtarları sallayarak bana gülümsedi. Bu annesinin arabasının anahtarıydı
"Annenin bundan haberi varmı?"
Şaşımıştım.
"Ay evet."
"Sen kullanmayı biliyor musun?"
Suratıma saf mısın dercesine bakıyordu.
"İyii hadi çıkalım o zaman."
Birlikte çıktık. Şehrin çıkışına yakın bir yerde bir restorant vardı, oraya girdik. Masanın birine oturduk Keely konuşmaya başladı.
"Ee parti nasıldı? Gerçi arabada keyfin pek yerinde değil gibiydi."
"Çok iyi geçmedi."
"Noldu yani?"
"Tiffany nin üzerini batırıp rezil etmem gerekiyordu ya"
"Evet?"
"Ona doğru ilerliyordum ayağımın takılacağı yeri bile ayarlamıştım döktüm ama Tiffany ye değil"
"Ne? Kime döktün?"
"Hani bir çocuk vardı ya-"
"Senden hoşlanan çocuğun üstüne mi döktün?!"
"Hoşlananmı?! Ne hoşlanması."
"Bu daha da iyiymiş." Diyip gülümsedi.
"Çok iyi."
Hem yedik hem konuştuk. Otururken karşıdan birinin geldiğini gördüm, aslında bir çok kişi girip çıkyordu ama bu bana bakıyordu. Biraz daha yaklaşınca tanıdım
"Hey Maddie naber?" Bu Stan di.
Bu çocuktan hiç hoşlanmıyordum.
"İyii." Dedim umursamaz bir tavırla.
"Bende." Diyerek bir sandelye çekip yanımıza oturdu, yüzsüzce.
Keely nin yüzüne baktım, Stan e bakıyordu. Şaşırmıştım çünkü Keely nin bir erkeğe böyle baktığını ilk defa görüyordum.
Daha sonra Stan Keely yle tanıştı, sohbet etmeye başladılar. Benim de canım sıkılmaya başladı, Keely ye baktım eğleniyor gibi görünüyordu. Onlara hiç bir şey demeden oturduğum yerden kalktım ve bahçeye çıktım.
Etrafta hep ağaçlar vardı, her yer yeşildi, duvarları kırmızı sarmaşıklar sarmıştı. Ben onlara hayranlıkla bakarken bir ses duydum
"Önemli değil."
Ne olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde onu gördüm. Ellerim terlemeye başladı, kalbim duracak gibiydi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyeceğim anda birisi ona seslendi. Ne dediğini tam olarak duyamadım ama o arkasını dönüp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maddie'nin Günlüğü
Ficțiune științifico-fantasticăMaddie gerçekten güvende miydi? Peki duyduğu sesler, gördüğü rüyalar da neydi? Hangi taraf iyi hangi taraf kötü? Bakalım Maddie işin içinden nasıl çıkabilecek.