"Danny?"
Dışarıda yağmur yağıyordu, soğuktan kızarmış ellerini ısıtmak için birbirine sürterken
"Maddie arabam bozuldu bu saatte de çağıracak kimse bulamadım müsait miydiniz?"
Arabası mı? Arabası mı vardı? Ve saat kaçtı ki, kapının üzerindeki saate baktım 22.30, o kadar olmuş mu ya! Ve benim evimi nerden biliyordu ki? Tam soracakken amcam arkamdan gelip
"Tabi ki de müsaitiz delikanlı geç bakalım." Diyip içeri davet etti.
"Biz de tam yemek yiyorduk." Diyip mutfağa geçirdi Danny yi.
Masaya oturduk, ben bir tabak daha hazırlayıp önüne koydum. Yemekte amcam biraz Danny ile maç muhabbeti yaptı daha sonra da derslerden falan bahsetti. Yemek faslı bitince ben tabakları topladım, masayı sildim, amcam ve Danny oturma odasına geçtiler. Mutfakta işimi bitirdim, yukarı çıkıyordum amcam
"Maddie Danny nin yatağını oturma odasına hazırla sonra uyursun." Dedi ve çıktı.
Ben de yukarıdaki eşya koyduğumuz odanın dolabından bir yorgan bir yastık bir de çarşaf alıp aşağıya indim. Ama yorgan beklediğimden daha ağırdı, yorganın arkamda kalan tarafı daha ağır bastı tam düşecekken Danny tuttu, aldı yorganı. Ben mahcup bir şekilde gülümseyip teşekkür ettim. O da benim o halimi komik bulmuştu.
Koltuğu açtım yatağı hazırlarken sordum
"Bu evin benim evim olduğunu nerden biliyordun?"
Yüzüme baktı, sanki bu soruyu beklemiyor gibiydi.
"Ben.. geçen gün yolda gördüm ya sizi.. tahmin ettim evinin burası olabileceğini."
Keely ile evlerimiz aynı yol üzerindeydi, biraz mantıklı olabilirdi ama tahmin konusunda çok iyi olmalıydı.
"Hımm tamam o zaman. Ben yukarı çıkayım sende uyumak istersen uyu."
Tam arkamı döndüm, kolumu tuttu. Kalbime bir şeyler oluyordu, hiç böyle olmamıştı. Ne koşup yoruldum, ne de matematik ödevini aksattım. Sadece o zamanlar böyle olurdu.
"Şey dicektim.. kimseye bir şey anlatma tamam mı?"
Ne anlatması? Neyi anlatacaktım ki? Yoksa o şeyden mi bahsediyordu, o seslerden?
"Neyi anlatmayayım?"
"Sen biliyorsun, tamam mı?"
"Ben neyi biliyorum?"
"Kitap konusu, ses, rüya falan ne varsa işte."
Yine sinirlenmeye başlamıştı heralde ses tonu değişti çünkü. Ve ses, rüya dedi!
"Ne?! Sen nerden biliyorsun bunları?"
"Şimdi sana bunları açıklayamam ama beni dinle ve anlatma!"
Şuan gerçekten çok şaşkındım.
"Anlatma ne demek ya? Sen gelmişsin, hiç tanımadığım bir insan, kimseye bir şey anlatma diyorsun ve sebebini söylemiyorsun! Ben evde kafayı yiyeceğim!"
Sesler birden yükseldi! O kadar şiddetliydi ki elimle kulaklarımı tuttum, yere çömeldim. Danny elini başımın üzerinde gezdirdi sonra arkasını dönüp hazırladığım yatağa yattı.
Daha sonra sesler ve başımın ağrısı kesildi, bende ayağa kalktım. Hala daha şoktaydım, onun söyledikleri beni daha da korkutuyordu. Şimdi odama çıkıp uyumak benim ürpermeme sebep oluyordu.Ne yapacaktım şimdi? Ona baktım çoktan yatağına yatmış, bir de merdivene baktım karanlıktı. Beni içine almak ister gibiydi.
"Korkuyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maddie'nin Günlüğü
Ciencia FicciónMaddie gerçekten güvende miydi? Peki duyduğu sesler, gördüğü rüyalar da neydi? Hangi taraf iyi hangi taraf kötü? Bakalım Maddie işin içinden nasıl çıkabilecek.