2.bölüm

46 9 0
                                    

Koca üç gün geçmiş ve pazar günü gelmişti. Babamlar evden çıkmadan önce bir yaramazlık istemediğini söyledi çağana. Tabiki çağan bunu yapmayacaktı. Benide çalıma odasına çağırdı. Odaya girdim ve karşısna oturdum.
"Bak kızım şirket ve çağan sana emanet. Nekadar büyüdüğünü fikirlerinin olgunluğundan anlayabiliyorum. Şirketi idare edeceksin bunu biliyorum. Zaten benim sekreterim sana yardımcı olacak her konuda. O herşeyi biliyor gerilmene,panik yapmana gerek yok. Şirket iki büyük ihaleye girecek kızım işler bu aralar yoğun ve başaracağını biliyorum. İhaleleri alman tabiki güzel olur ama alamazsan da pek dert etme. Senin bu işleri öğrenmen daha önemli. Dedi ve gittiler.

  ***
Annemler gideli birkaç saat olmuştu. Yarın ne yazık ki iş başı yapacaktım ve şirkete uygun giyinmem lazımdı. Bende fazla vakit kaybetmeden alışveriş merkezinin yolunu tuttum. Fazla trafik te takılı kalmadan hemen gelmiştim. Birkaç mağaza gezip şirkete utgun etek gömek gibi şeyler alıp eve döndüm. Hava çoktan karamıştı ve çağan beyimiz ilk günden yoktu pek detr etmeyip odama çıktım ve üzerimi değiştirip yatağa girdim. Uyumam lazımdı yarın dinç görünmem lazımdı.

***
Pazartesi sendromuna inanmayan ben bugün varlığını kabullendim. Çünkü şuan stres altındayım beynim sürekli sinyaller veriyor yanlış yaptın düzelt diye. Galiba ilk günden geçte kaldım. Hemen dün aldığım kıyafetlerden birtane siyah etek aldım ve beyaz bir gömlekle uydurdum. Etek biraz kısaydı yani şirkete göre kısaydı mini değil ama dizin birkaç parmak üstüydü. Siyah bir topukluyla giyinmeyi tamamladım. Hafif bir makyaj yaptım ve saçlarımı topladım. Çantamı da alıp evden çıktım. Arabaya binip holdingin yolunu tuttum. Şirkete geldiğimde bir saat on dakika geç kalmıştım. Tabi İstanbul trafiği, erken gelmem anormal olurdu.
Kaşımda büyük bir logoyla duran BAŞARAN HOLDİNG yazısıyla gülümsedim.  Evet ben bu yaz bu holdingi ya batıracaktım yada yükseltecektim. Ortası yoktu benim felsefemde. Birşey ya olacaktı yada olmayacaktı.
Buyüzden okulumda birinciydim ve hayatta özgürdüm zaten. Ailem zengin diye özel bir üniversitede okuyabilirim ama hiçbir torpil yoktu göz yumdurmazdım. Holdinfin kapısından girip asansöre yöneldim. Babamın odası ve birkaç müdürün odası en üst kattaydı. Asansörün düğmesine bastın ve ineceğim kata gelmeyi bekledim. Birkaç dakika sonra durdu ve indim babamın odası karşımdaydı.
Odaya tam girerken duyduğum sesle geri döndüm.
"Günaydın Mevsim Hanım"dedi.
Hanım sözünden nefret ederdim ama burası bir iş yeri plduğu için ses çıkarmdım. "Günaydın " dedim otoriter bir sesle.
"Ben Betül babanızın sekreteriyim efendim."
Kadına baktığımda otuzlu yaşların başıda gibime geldi.
"Tamam odaya gel ve hemen şu ihalelerle ilgi bir bilgi ver bana. O ihaleler alnmalı.." dedim son cümlemi kendime hatırlattım Betüle değil.
Betül elinde dosyalarla odaya geldi.
"Dinliyorum" dedim. Dosyaları önüme koyup anlatmaya başladı.
"Ihalenin yapılacağı alan bir hastane. İhaleye yirmi tane firma giriyor bizim gibi ama birkaç tane iddalı fima var aralarında."
Demek ki biraz zorlanacağız.
"Tamam peki diğeri?"
"Diğeri bir otel. İşte daha da zorlanacağız bu ihalede çünkü birkaç tane mafya var ihalede ve ihaleden çekilmemiz için üstü kapalı mesajlar gönderiliyor. Bu yüzden babanız bursaya gitti galiba çekilecek te ihaleden. Ahmet bey artık mafyayla uğraşacak kadar güçlü değil ve koruması gereken bir ailesi var sizinde bildiğiniz gibi."
Doğru söylüyordu. Babam bu işleri kaldıramazdı ve benim bile gücüm yetmezdi şuan için.
"Tamam o dosyaları ve katılacak olan güçlü firmaların bu gibi ihalelere nekadar yatırım yaptıklarının dökümanını istiyorum."
"Tamam mevsim hanım."deyip odadan çıktı. Hastane ihalesi yarın yapılacaktı. Bin beşyüz kişilik hastane odasına sahip olacak ayrıyeten acil ve birkaç tane polikinlik için ayrı küçük dairelerde yapılacaktı. Tasarım için tabiki birkaç fikir oluşmuştu bile aklımda. Yarım saat sonra odaya Betül girmişti tekrar. Elinde de güçlü firmaların olduğu bir liste ile.  Beştaneydi.
Seçkin HOLDİNG
Gürkan HOLDİNG
Çağoğlu HOLDİNG
Güvener HOLDİNG
Keskin HOLDİNG
"efendim keskin holding pek önemli değil,ama biraz iddalı. En önemli en güçlü holding Güvener HOLDING girdiği her ihaleyi kazanmış. Ayrıca otel ihalesinde de boy göstermekte ve pek şansımız yok gibi." diye sözünü bitirdi. Bu sözün üzerine sinirlendim. Bu ihale alınacaktı. Otelden biraz tırsmıştım ama hastaneyi kaptırmayacaktım.
"Bu ihale alınacak Betül. Bizimde onlardan kalır yanımız yok. Ayrıca senden ihalelere nekadar yatırım yaptıklarını istemiştim."  biraz duraksadım ve tekrar Betüle emirler yağdırmaya başladım.
"Nekadar bir teklif yapacağız?"
"Bir bilgim yok efendim. Genel müdür ile görüşmeniz gerekecek."
"Tamam ozaman." dedim ve şirkette çıkıp eve gittim. Eve gittiğim dehastane ihalesi için en güçlü firmanın Güvener HOLDING olduğunu hatırlayıp Betüle bir mail attım. Betülde bana birkaç yıllık Güvener HOLDING'e ait istatistikleri mail atmasını istedim. Istatistikler bana gelince küçük dilimi yutuyordum az daha. Güvene HOLDİNG girdiği bütün ihaleleri almış ve ünü her yere yayılmış olduğnu gördüm. İhalelere yaptıkları teklifler ise her yıl 200 tl arttığını fark ettim. Son verdikleri teklif 258.170 tl idi.buna göre 200 tl daha ekleyip teklif sunacaklardı. Toplam 258.370 tl oluyordu. Yani bu civarlarda bir teklif sunacaklardı. Ters köşe yapıp daha fazla para sunacaktım. Hastane ihalesine göre bu mevle az olabilirdi bunuda göze alıp yüksek bir teklif sunmam gerekecek ti. Nasıl karar vereceğimi bilmiyordum. Garanti olsun diye en iyisi 300.500 vermek daha doğruydu. Bunları düşünmeyi bırakıp uyumak için yatağa girdim ve günün yorgunluğu ile uykuya daldım...

zamasız gelen mavi umutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin