Doğu'dan
Gözlerim ile verdiğim savaştan sonra hafif aralaya bilmiştim. Nerde olduğumu ve bana ne olduğunu hatırlamıyordum. Ama ne olduysa iyi bir şey olmamıştı . Her yerim aşırı ağırıyordu . Gözlerimi tam olarak açtığımda vücudumda kablolarla yatakta yatıyordum. Burada ne işim olduğunu hatırlamaya çalışıyordum . Ama bu bana vücudundaki ağrılardan başka bir şey hatırlatmıyordu . Ben bunları düşünürken kapı açıldı ve doktor olduğunu tahmin ettiğim biri içeri girdi . Yanında da sanırım hemşiresi vardı. Bana yaklaşarak " İyi misin ? " diye sordu . Kafamı hayır anlamında salladım . İyi değildim ve iyim diye yalan söylemeye gerek duymuyordum . Doktor elindeki bir alet ile gözlerimi kontrol ederken " Bu çok normal Doğu . Büyük bir kazadan sonra büyük bir mücadele verdin ve iyi hissetmemen gayet doğal bir şey " dedi. Kaza mı ? Büyük mücadele mi ? Bu adam neyden bahsediyordu bilmiyordum . Hemşire " Yoğun bakımdan ne zaman normal odaya alalım " diye sorduğunda ben başımı çoktan yoğun bakım odasının camına çevirmiştim bile . Televizyonlarda , kitaplarda o camın arkasında bekleyenler olmaz mıydı ? Hastanın sevdikleri meraklı gözlerle hastanın uyanmasını beklemez miydi ? Benimkiler nerdeydi ? Ailem nerdeydi ? Bu düşünceler ağrıma ağrı eklerken doktora dönüp " Ailem nerede ? " diye sordum . Konuşmak canımı daha fazla yaksada bunu öğrenmem gerekiyordu . Doktor beni hiç takmadan hemşireye dönüp " Oda hazırlandıktan hemen sonra " dedi ve arkasını dönüp kapıya doğru yürüdü . Boğazım acıdığı için bağıracak gücü kendimde bulmuyordum . Ama hemşirenin duyabileceği şekilde tekrar ettim sorumu . "Ailem nerede ? " Hemşire bana acıyan gözlerle bakarak "Doktor bey sizi bu konu hakkında en kısa zaman da bilgilendirecektir " dedi ve vücudumdaki kabloları çıkarmaya başladı . Bu cevap içime daha büyük bir acı verirken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı . Oto boka ağlayan biri değilimdir ama bu farklı bir şeydi . İçimde büyük bir sıkıntı vardı acının dışında. Aynı zamanda korkuyordum da kötü bir şey duymaktan . Bunları düşündüğüm için kendime kızarken önemli bir şey olsaydı akrabalarımızın da burda olması gerekmez miydi diye kendimi avutmaya çalışıyordum . Ama içimdeki sıkıntı bir türlü geçmiyordu . Hatta dahada artıyordu . Böyle bir sıkıntıyı daha önce anneannemin ölüm haberini almadan önce yaşamıştım . Neden yine aynı sıkıntının kat ve kat fazlasını yaşıyordum ? Ben bunları düşünürken hemşirenin hangi ara odadan çıktığını hangi ara tekerlekli sandalyeyi alıp geri döndüğünü bilmiyordum . Ama neden bu kadar dalgın olduğumu iyi biliyordum . Ailemi düşündüğüm ve başka bir şeye odaklanamadığım içindi . Hemşirenin yanında birinin daha olduğunu yeni fark etmem de bunu gösteriyordu . Hemşire yanındaki görevli ile birlikte beni kaldırıp tekerlekli sandalyeye yerleştirdiler ve hemşire tekerlekli sandalyeyi itmeye başladı . Dik bir şekilde durduğum için olmalı yanıma feci bir ağrı girmişti ama bu zerre kadar umrumda değildi . Şuan düşünebildiğim tek şey ailemdi . Bir odanın önüne geldiğimizde hemşire kapıyı açtı ve içeri girdik . Beni yatağa yatırdıktan sonra " Doktor bey birazdan gelir " dedi ve odadan çıktı . Ailemin nerde olduğunu artık daha çok merak ediyordum . Kötü bir şey olduğuna artık emin gibiydim . Bu düşünce ağlamama neden olurken doktoru beklemeye başladım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM
Teen FictionAilenizi bir trafik kazasında kaybedip cenazesine katılamamak nasıl bir duygu ? ------ Akrabalarınız sizi kabul etmeyip yetimhaneye gönderseyldiler ne hissederdiniz ? ------ Yada ünlü bir kolejde herkes size YETİM diye seslenseydiler ne yapardınız...