Mezarlığa

58 3 2
                                    

Küçükken annemlerle mezarlığa giderdim.Mezarlık benin için insanların dua okuyup, şeker koydukları yerdi.

Orada bazen insanlar ağlardı. Neden ağladıklarını merak ederdim. Bugün ise neden ağladıklarını çok iyi anlıyordum.

Benim şeker almak için gittiğim mezarlık çok büyük bir acıyı barındırıyormuş içinde.

Bir kaç dakika sonra içine gireceğim mezarlığa yaklaşmıştık.

Yaklaştıkca göz yaşları gözümden aşağıya akmak için hücum ediyordu. Bense onlara direniyordum. Şimdi ağlayamazdım. Biraz daha zamanı vardı.

Mezarlığın girişine gelince Esma hanıma dönüp " Lütfen siz arabada kalın " diye fısıldadım.

Esma hanım konuşmak yerine beni kafası ile onayladı.

Arabadan ne kadar hızlı inmek istesem de yavaş bir şekilde indim. Ağrılarıma aldırmadan yürümeye başladım. Evet kalbim haricinde vücudumda hasar görmüş yerlerde sızlıyordu ama en belirgini kalbimdeki o korkunç ağrıydı Daha önce hiç tatmadığım o ağrı...

Gözümden dökülen yaşlar ne kadar önümü görmemi engellesede bakınıyordum. Mezar taşlarında İclal, Hakan,Sarp GÖKSU yazısını arıyordum.
Üç ismide aynı anda karşımda görmek göz yaşlarımı iki katına çıkarmıştı. İşte tam karşımdaydılar.

Önümde kalan on, on beş adımı atmak bana işgence gibi gelmişti. Kalbimdeki ağrı ise on kat daha artmıştı.

Ne kadar inanmasamda oradaydılar.

Yavaş yavaş yaklaştığımda sağ tarafta annem, sol tarafta babam,ortada ise abim vardı. Abimin mezarının yanında ise boş bir mezar vardı. Sanırım benim ölmeden içine girdiğim mezardı o.

Şuan o mezarın içine girip sonsuza kadar uyumak istiyordum . Ama yapamazdım. Annem bir cana kıymanın ne kadar günah olduğunu söylemişti. Eğer canıma kıyarsam onların yanına değil cehenneme giderdim. Bunu göze alamazdım.

Abimin mezarının yanına diz çöküp konuşmaya başladım.

" Bu kadar mı sıkıldınız benden. Niye beni de almadınız yanınıza. Hani biz hiç ayrılmıyacaktık " dedim.

Sesimi geri kazanmak için biraz bekleyip devam ettim. " Özür dilerim beni isteyerek bırakmadığınızı biliyorum "

" Annem, bitanem hani sen sert yerde uyuyamazsın ya... Burası yumuşak mı ? Babam sende sert yerde uyuyamazsın. Sevmezsin sert yerleri. Rahat mı bari yerin ? Ya sen Sarp, sen soğuğu sevmez, soğukta hemen hastalanırsın . Sıcak mı be abim yerin? Üşüyor musun? "

" Baba hani biz küçükken bizi ortanıza alır yatırırdınız ya... Abimi yine almışsınız aranıza. Fark etmedim sanmayın. Beni de alsanız olur mu? Hiç ses çıkarmam. Kıvrılır uyurum şurada "

" Abim seni kızdırırsam kalkıp kovalar mısın beni? Hani telefonuna dokundurmazdınya... Şimdi telefonunu aldım. Hadi uyan da kovala beni "

" Yapmayın ya... Beni şu hayatta tek başıma bırakmayın. Ne olur her gün rüyama girin "

Gök gürültüsüyle hafif yerimden sıçradım ama konuşmaya devam ettim .

" Şimdi gök gürleyince ben kimin yanına yatıcam. Kim bana korkmamam için sarılıcak"

Üstüme düşen kocaman damlalar beni çoktan ıslatmıştı ama ben hala ailemle konuşuyordum. Konuşmaya da devam edecektim.

" Annem hani derdin ya insanlar ölünce bizi izlerler. Eğer sizde beni izliyorsanız amcamların beni yetimhaneye verdiklerini biliyorsunuzdur. Belki birazdan gidince uzun süre gelmeyeceğim. O zaman ne olur bana kızmayın. Size söz veriyorum bulduğum her fırsatta yanınıza geleceğim"

Yağmurun dahada şiddetlenmesi gülümsememe neden oldu.
" Annem, babam, abim bakın gökyüzü bile sizin için ağlıyor" dedim ve yavaşca yerimden kalktım.

Yavaş bir şekilde arabaya doğru yürürken son kez arkamı dönüp " En kısa zamanda görüşmek üzere" dedim.

Arabanın kapısını açıp ıslak ıslak arabaya bindim.

Esma hanım " Gidelim mi? " diye sorduğunda kafamla onayladım.
Esma hanım üzerime bakıp " Ama önce üstünü değiş " dedi.

Bende onu dinleyerek arka koltuğa geçip üstümü değiştim ve yetimhaneye gitmek için yola çıktık.

..................................................

Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ederim....

YETİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin