3.Bölüm

267 13 0
                                    

Bir insanın uyandığında içi nasıl sıkıntıyla dolabilir. Yağmurlu hava...
Böyle iç karartıcı havalarda insanın yataktan kalkası gelmiyor. On beş dakika yatakta debelendikten sonra mecburen kalkmak zorunda kaldım. Eylül nasıl olurda hala hayvan gibi uyuyabilirdi.

*********

Dersin başlamasına daha yarım saat vardı. Bizi en iyi kendimize getirecek şeyin kahve olduğuna karar verdik ve kantine doğru ilerlediğimizde Aykut ve Sercan yoktu. YOKTU.

Nerde lan bu çocuk diye düşünüp aramaya karar verdim. 1..2..3..4.. o telefonu benim yüzüme mi kapattı bana mı öyle geldi.

Eylül sen geç ben alırım dediğinde boş olan bi masaya oturdum. Ve tekrar aradım. ' Aradığınız kişiye ulaşamıyoz mu?' Ulan sen kimsin senin o aradığın kişi dediğin benim sevgilim nasıl ulaşamam. 'Ne diyorum ben ya' diyerek kendime geldim.

Eylül yine kime söyleniyorsun diye yanıma geldiğinde kahveyi elinden aldım.
'Hiç sadece Aykut ilk arayışımda telefonu yüzüme kapattı ikincide tamamen kapatmış' dedim.

'İşi vardır Nisan çocuk hep seninle mi olacak' dedi bi yandan da çikolatasını yerken. 'Çikolata var yen mi Nisan?'

Aç karnına mı Eylül, sağol canım ben almayım.

Sercan bir sandalye çekip yanımıza oturdu. 'Günaydın yengee. Bende size bakıyordum Eylül yine birilerini yiyodur dedim baktım burdaymışsınız Allahtan bu sefer çikolata yiyor.'

'Ne kadar komiksin Sercaan!' dedi Eylül ağzındaki çikolatayla.
'Az ye Eylül obez olacaksın valla'

Sercan 'Aykut nerde' diyerek konuya bodozlama daldım. Bir iki dakika düşünüp 'Onun işleri var gelemeyecek bugün' dedi

İŞİ VARMIŞ HÖÖMM...

'Ne işi var acaba Aykut beyimizin' dedim göz kırpıp siz hayırdır bakışımı da unutmayıp.

Neyse hadi ders başlayacak şimdi diye geçiştirdi

Çok şükür bugünde bitmiştii.

AYKUT BENDEN HABERSİZ NELER ÇEVİRİYOR. Aklımda deli sorular..

Sercanla Eylülün kavgalarına karşıdan gelen Aykutu görünce suratımı astım. Aykut yanımıza geldiğinde beni öpecekken yüzümü yan çevirdim.

'O enişte bey nerelerdeydiniz Nisan tüm gün seni aradı başımızın etini yedi' dedi Eylül.

O arada Sercanla Aykutun birbirlerine göz kırptıklarını fark ettim. Bunlar ne haltlar karıştırıyor!

'Neyse gençler ben sevgilimi alıp kaçıyorum' diyerek beni yanına çekti ve sarıldı. Hala konuşmaya niyetim yoktu.

Eee bizde o zaman genç çiftlerimizi yalnız bırakalım diyerek boşboğazlığını sergilemiş oldu Sercan.

Önce bir yerlere gidip yemek yedik ardından Gençlik Parkıı!

En sevdiğim ama birazda korktuğum yer. Aykut buraya her geldiğimizde beni asansöre bindirmeye çalışır. Tabi ben biner miyim, HAYIR!

Aşkıııım crazy dance'a binelim mi? Dedim. Belkide en sevdiğim oyuncaktı crazy dance tabi discover'ı saymazsak. Birkaç oyuncağa bindikten sonra Dönme Dolap! Ulus manzaralı ve Aykuta sarılmak. Tarif edemeyeceğim kadar güzel bir duygu. Aslında birazda korktuğumdan sarılıyordum ama bunun şimdi konumuzla alakası yok. Aykut'a hala sinirliydim.

'Aşkım bu sefer asansöre binecek misin benimle?' Hayır sevgilim dedim yapmacık bir gülüş atarken. İyi bende şu kızlarla binerim dedi bir adım atarak.

Hop! Nereye aşkım ölmek mi istiyorsun? Diyerek elinden tutup çektim.

Oyuncaklara binmekten artık midemiz bulanmıştı. Çimlere oturduk ve ben Aykutun dizine yattım. O kadar yorulmuştum ki uyuyabilirdim. Saçlarımla oynamaya başlamıştı. Ahh aykut yapma bunu..

'Aşkım kalk burası erkek doldu' diyerek beni kaldırdı. Ya Aykut yoruldum uyuyacağım şimdi bak desem de yok. Gerçi burası Gençlik Parkı Yenidoğan tayfa...

Yavaş yavaş yağmur atıştırmaya başlamıştı. Gençlik Parkının içinde el ele yürüyorduk hava kararmıştı. Aykut kenardaki pamuk şekerciden pamuk şeker aldı. Ya canım sevgiliim.

Elini omzuma attı sarhoş gibi yürüyorduk. Yagmur gittikçe hızını arttırıyordu.

'Aşkım çabuk ol ıslandık' dedim koşmaya çalışırken. Nisan dur zaten ıslandık ıslanacağımız kadar gel yürüyelim biraz.

Tabi çocuk romantik ben öküz..

Yağmur artık bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Sırılsıklamdık. 'Ya başlarım Aykut romantizmine dondum'

Atatürk Bahçesinde yürüyorduk. 'Yağmur şiddetini az da olsa azaltmıştı.'

'Nisan' dedi beni kendine çevirip. 'Kimsenin yere göğe sığdıramadığı cenneti sen gözlerine nasıl sığdırdın.'

'Yaaaaa Aykuut demesene öyle bee şapşiik'

Şaka öyle bir şey demedim. Öküz olabilirim ama ruhsuz değilim.

O cennette sadece sen varsın... Sen ve ben.

Gülümsedi.

'Sesin nabzım olmuş, gülüşün nefesim.'

'Bir gülüyorsun sen, tamam bitti diyorum bitti. Hadi kapatıp gidelim. Ya sen nasıl bir şeysin. Varlığın cennet yokluğun cehennem bazen seni her gün göremiyorum diye gözlerimden utanıyorum Nisan'

Sakın beni bırakma. Eğer bir gün beni bırakırsan seni ömrüm boyunca affetmem. Ne olursa olsun beni yalnız bırakma sensiz hiç bırakma. Dedim gözümden akan yaşı silerek.

Sarıldık. Sımsıkı sarıldık kemiklerimiz kırılana kadar. Sabaha kadar orada öylece Aykuta sarılarak durabilirdim. Biraz geri çekilip gözlerindeki yaşı sildim. El ele tutuşup yürümeye başlamıştık. Öyle ıslanmıştık ki  artık vücudumu hissetmiyordum. Yurdun önüne geldiğimizde beni tam öpecekken bir adım geri çekildim.

'Şimdi noldu Nisan' dedi. Tamam az önce çok romantik ama hala bana bi açıklama yapmadın bugün neden telefonları yüzüme kapattın ve nereye gittin, dedim.

'Ohooo olmaz ki böyle dedi. Bak güzelim bunu şimdi söylemem ama en kısa zamanda söz söyleyecegim nolur şimdi sorma bunu'

Neden sonra? Bu kadar önemli mi gerçekten benden önemli mi Aykut o gittin yer ya da kimse.


'Sevgilim lütfen ısrar etme' dedi yalvarırcasına.

Peki tamam ısrar etmiyorum. Ben içeri giriyim Eylül merak eder, eve gidince üzerini değiştir kalın bir şeyler giyin hasta olursun. Görüşürüz.

Kolumdan tuttu. Öpmek yok mu?

'Bugün olmaz Aykut sonra öperim' dediim göze göz dişe diş.

******

'Kızıııaaaağm bu ne sen sırılsıklam aşık olmuşsun Aykuta' diyerek gülmeye başladı Eylül.

Eylül soran olursa tanışmıyoruz ya anlatabildim mi?

'Eee naptınız anlatsana Nisaan'

'Ya Sercan dedi ya işi vardı diye niye bu kadar takıyosun Nisan' Niyi bi kidir tikiyisin Nisin

Aykut 2 senedir benden hiç bir şey saklamıyodu şimdi noldu Eylül acaba onu merak ediyorum.

'Ya demekki çocuğu kılıbık yapmışsın o da yeni yeni açılmaya başlamış' dedi ve yastığı kafasına yedii.

'Amaan bee tamam' diyerek yattı Eylül sonunda.



BANA AİTSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin