Kapıyı hayvan gibi gerinerek Sercan açtı.
‘Bu saatte ne işin var lan senin?’
Şş sessiz olsana yaa, diyerek elimdeki poşetlerle içeri girdim.
‘Ya nisan girsene içeri niye kapıda bekliyosun’ dedi dalga geçerek.
Aykut uyuyor mu? ‘Bu saatte kargalar bile uyuyor o çocuk uyumasın mı?”
Amaan be off sende dedim umursamaz tavırla.
‘Bu saatte sebebi ziyaretini öğrenebilir miyim?' Dedi esneyerek.
Sevgilime kahvaltı hazırlayacagım. ‘ Sevgiline kahvaltı mı hazırlayacaksın’
Sen git yat seninle işim yok Sercan. Dedim poşettekileri çıkarırken.
‘Kendi evimde dışlanıyorum resmen’
Hemen çayın suyunu koydum. Domates ve salatalıkları yıkayıp dogramaya başladım. Bu evde neden dogru düzgün bi tabak yok aslında neden tabak yok. ‘Bulaşık makinasına bak’
Sen uyumuyor muydun? ‘Ziyafet var uyunur mu valla kurt gibi açım uyuyamadım yani’
Sende mi bizimle olucaksın Sercan?
‘Ne yani burası benimde evim ben yiyemeyecek miyim?’ diye cırladı.
Sessiz ol Aykut uyanırsa gebertirim seni Sercan.
Bulaşık makinesinin kapagını açtığımda gözlerim resmen fal taşı gibi açılmıştı. Buranın hali nee?!
‘Püü Aykut ben bulaşıkları makineye diz dedim çocuk resmen fırlatmış makineye beceriksiz’
Bu şaheseri yapsa yapsa sen yaparsın Sercan dedim gülerek. Benim sevgilime suç atma.
Sercan odasına gitmişti galiba. Çayın suyu kaynamıştı önce çayı demledim ardından simitleri tost makinesine koydum. Tepsiye gidecekleri hazırladım ve salona geldim. Masaya örtü serdim ve tepsidekileri dizdim. Simitleri alıp diğerlerini koydum. Ardından tabak çıkarıp dolaptan kahvaltılık çıkaracaktım fakat dolabi açtıgımda hiç birşey yoktu tam takırdı yani. Bunlar ne yiyor acaba bomboş dolap diye söylenirken Sercan ‘ pizza, hamburger, lahmacun ha bazende iskender’ dedi. Sen ne ara geldin Aykut uyandı diye korktum, dedim .
Ufak bir çıglık atıp Sercan tost makinesindeki simitleri al yanacaklar dedim. Sercan tost makinesindeki simitleri resmen tabağa fırlatıyordu. Hee fırlat fırlat dedim.
‘Elim yandı Nisan sus, bunu niye bu kadar ısıttın?’ dedi yanan parmagını emerken.
Dolaptan aldıgım sucuklari dogradım tavaya yağı koydum. Sercaaan tavaya baksana yağ kızmış mı?
‘Yağ neye kızıyo ya?’ dedi şaşkınca bakarak. Sercan git şurdan dedim elimle iterek.
Tabaklara koydugum peynir ve zeytini de tepsiye koyduktan sonra masaya götürdüm. Sercanda peşimden geldi.
Eveet her şey hazırdı. Sercan benden gizli masadakilerden araklamaya çalışıyordu. Salatalık alırken yakaladım ve eline vurdum koy onu yerine Sercan!
‘Amaan be yemedik senin salatalıgını’ dedi burun kıvırarak.
Yeme zaten!
Tam Aykutu uyandırmaya giderken Aykut salona girdi.
Ya çocuk sen üstüne birşey giymeden mi yattın Allah aşkına. Üzerine bi pijama giy nolursun Aykuuuut. Ya da giymesende olur bebeğim. Aayy iç sesim yoladan çıktı .
‘Yaaa Aykut niye uyanıyosun süpriz yapacaktım sana dedim’ suratımı asarak.
Yanıma geldi ve yüzümü ellerinin içine aldı. Olsun aşkım benim süpriz oldu zaten.
Gözüm sol göğsünün üzerindeki dövmeye takıldı. Dokunacaktım ama kendimi zor tutuyordum yanlış anlaşılırmıydı acaba diye düsünürken Aykut elimi tutup kalbinin üzerinde gezdirdi.
‘Sen sildirdigimi falan mı düşünmüştün?’ dedi.
‘Ya Nisan çocuk silinir diye bir buçuk aydır banyo etmiyor’ dedi sucuklu yumurtaya ekmek bandırırken.
Ya gerizekalı yeme diyorum sana dedim Sercanı cimciklerken.
‘Ya ben hergön böylö kahvaltomo yapiyorom’ dedi hala agzına bir şeyler tıkıştırırken.
‘Ben bi elimi yüzümü yıkayımda geliyim’ dedi Aykut saçlarını karırştırırken.
‘Üzerinede birşeyler giy salak herif’ dedi Sercan
Valla lafı agızımdan aldı da böylede iyiydi diye düşünürken, ‘Nisan ağzını kapa su aktı valla ‘ dedi kahkaha atarken. Yutkundum ben çayları doldurup geliyorum dedim ve mutfaga gittim.
Bardakları tepsiye koydum ve çayı doldurmaya başladım. Ensemde bir nefes hissettim ve belimde el daldıgım için korktum.
