Gerçekten yorulmuştum. Yurda geldigimde saat yedi buçuga geliyordu. Eylül kızlarla birlikte kahvaltıya inmiş.
Odaya çıktım hemen üzerime pijamalarımı giydim banyoda yüzümü yıkayıp saçlarımı buldugum bir tokayla hemen topladım.
Yatagın üzerine bıraktım kendimi. Fazlasıyla yorulmuştum bugün gözlerim kapanıyordu oda sessiz oldugundan uyumamak için kendimi zor tutuyordum. Aslında buna midemde engel oluyordu. Açtım hemde fazlasıyla!
Biraz yatakta oyalandıktan sonra aşagı yemekhaneye indim. Eylül, Eda Gamze ve Şuleyle oturmuş yemek yiyorlardı. Bende tabak alıp yanlarına gittim. Eylül geldigimi görünce;
‘Oo çok şükür hanımefendi teşrif edebilmiş’ dedi. Beni gönderen sensin şimdi de konuşuyor musun Eylül dedim.
‘Ya kızlar öyle demeyin bizim sevgilimiz bile yok anasını satayım. Kızın iki senedir sevdicegi var’ dedi hayıflanarak Şule.
Varsın olmasın sevgilin be şulem ben olurum dedim gülerek.
‘Pardon da ben buna izin veremem, Nisan sadece benim ben onu Aykutla bile zor paylaşıyorum. Kimse kusura bakmasın. Sende dogru dur kız benim asabımı bozma!’ dedi Eylül suratını ekşiterek.
Ya aşkım tabikide benim ilk göz ağrım sensin dedim Eylüle. Fısıldayarak alınmasın diye dediim diyip güldüm.
‘Valla hiçte öyle degil Eylül dedi Gamze. Geçen Şuleyle bana eti karam almış ama yinede sen bilirsin.’ Dedi Eylülü sinirlendirmek için.
Eylül eline plastik çatalı alarak’ Dogru mu söylüyor bunlar Nisan?’ dedi.
Olur mu hiç öyle şey bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar dedim gülerek.
Gamze ‘Nisan geçen seni kapıya kadar getiren çocuk kimdi?’ diye sordu.
Sercandan mı bahsediyorsun dedim.
‘Adı Sercan mı?’
Eylül ‘Niye sordun ki?’ dedi.
‘Hiç ya merak ettim sadece’ dedi gözlerini kaçırarak. Eda da bu nasıl meraksa size soracak ama bir türlü soramıyordu dedi ve kahkaha atmaya başladı.
Eylül yine ‘ merak edilecek birisi değil, gereksizler efendisi’ dedi gözlerini devirerek. Eylülle çok iyi ikililer dedim gülerek.
Gamze suratını asarak ‘Yaa öyle mi?’ dedi. Sen yanlış anladın aramızda falan bir şey yok sadece karşılıklı olarak birbirimizden nefret ediyoruz’ dedi.
Gamze ‘neyse sormadım sayın’ dedi ve geçiştirdi.
Yemekhanenin bogucu bir şekilde yemek kokan havası beni daraltmıştı. Eylül kızlara hadi bizim odaya çıkalım dedi.
Olmaz ben uyuycam sizin odaya gidin dedim. Bizim Eylülle odamız iki kişilikti. Edaların ise üç. Eda? Gamze ve Şule üçü birlikte kalıyordu.
Kızlar Eylülle birlikte odalarına gittiler bense odama. Şuan tek yapmak istedigim şey yatagıma girip yorganımı kafama kadar çekmekti.
Odanın kapısını açtığımda telefonum çalıyordu. Baktıgımda ekrana ‘Annem’ yazısını gördüm.
Alo annecim diyerek açtım telefonu.
‘Kızım nerdesin kaç defa aradık açmadın bir şey oldu sandık’ dedi annem.
Yok anne yemek yiyordum telefon odada kalmış dedim. Ee nasılsınız babam nasıl?
‘Iyi o da ne zaman geliceksin özledik seni.’
Gelicem anne yakında bende sizi çok özledim dedim. ‘Aykut nasıl aranız iyi mi?’ dedi gülerek annem.
İyi anne işte dedim utanarak. ‘Gelirken onuda getir’ dedi.
Isterseniz o gelsin sadece benden çok onu seviyosunuz dedim.’Öyle şey olur mu kızım o bizim tek damadımız olduğu için’
Bende sizin tek kızınızım ama dedim. ‘Nisan abartma istersen’ dedi annem.
Tamam Aykuta birşey dedirtmeyin zaten. Neyse annecim babamı öp benim yerime çok yorgunum yatacagım ben dedim.
‘Tamam güzel kızım bizde seni öptük dedi ve kapattı.
Bende telefonu bırakıp hemen sıcacık yatagıma girip gözlerimi kapattım.
3 GÜN SONRA;
Vee sonunda bekledigimiz gün gelebilmişti! Her şey hazırdı hem otobüs biletimiz hem de sevgilimize kavuşacagımız... Tabi merak ediyorsunuz nereye diye.
Aykutla maça gidecektik.
FENERBAHÇE maçına!
Otobüsün kalkmasına daha üc saat vardı. Günü birlik gidecegimiz için valiz hazırlamamıştık ki elimizde valizle maça girmek saçmalık olurdu.
Maç Istanbuldaydı aslında bu bizim için harikaydı.
Istanbulla Ankara arası yaklaşık 6-7saat oldugu için gece on ikide binecektik otobüse. Yurttan habersiz gidemedigim icin annemlerin yanına diyorum demiştim. Bizi AŞTİ’ye kadar Sercan bırakacaktı.
Son kez aynada kendime baktım.
Formam atkım bilekliklerim hatta ojelerim bile sarı lacivertti!
Telefonum çalıyordu. Komodinin üzerinden alıp açtım. ‘Nisan biz geldik aşagıdayız’
Tamam aşkım iniyorum aşagıya dedim ve kapattım.
Eylül gitmemi istemedigi için hiç yerinden kımıldamıyordu. Eylülaşkım ben gidiyorum hadı dedim. ‘Aman Nisan boşa gidiyonuz yenilip geleceksiniz’ dedi gözlerini devirerek.
Ağzını hayra aç lan dedim. Eylül Galatasaraylıydı. ‘Ahh benide böyle Galatasaray maçına götürecek bi sevgilim olsa’ dedi hayıflanarak.
Ayakkabılarımı giyip aşagı indik. Sercanla Aykut gelmiş kapıda bekliyorlardı. Aykut Eylülü görünce ‘Eylül hadi sende bizimle gel’ dedi gülerek.
‘Saol enişte bey ben almayım dedi Eylül’ Sercanda sinir etmek için Eylülün omzuna elini atıp biz onla Beşiktaşımın maçına gidecez’ dedi kahkaha atarak.
Eylül’ hıı sen öyle san gerizekalı’ dedi surat asarak.
Ben Eylülün yanına geçip aşkım dikkat et kendine korkarsan bizim kızlardan birini çagır yanına üzerinide açmadan uyu’ dedim öperek.
Ay tamam annem dedi sabah varınca beni ara merak ederim dedi. Tamam diyip tekrar öptüm.
****
Aştiye geldigimizde GFB otobüsünü gördük. Bi grup taraftar beste söylüyordu. Sercan ‘abi burdan sonrası beni aşar ben gidiyim’ dedi. Aykut tamam dedi. Ben Sercanı hiç takmıyordum direk bestelere katılmaya başladım.
Sercan gittikten sonra Aykut beni kolumdan tutup çekti. O kadar erkegin arasına tek başına girme.
Gülümsedim.
Aykutla bir kişinin önderliginde grubun içine el ele girdik ve bizde söylediği besteye katıldık.
Kız arkadaşım aradı
Gel buluşalım dedi.
Canım cicim aşkım bana gönül koyma.
Fener’in maçı var!
...
Bir gün haber geldi
Dayım vefat etti.
Allah rahmet eylesin dayıcım,
Fener’in maçı var.
Bir gün hastalandım
Yatak döşek yattım
Arkadaşım geldi biletimi verdi.
Fener’in maçı var
Arkamızdan bizim yaşıtımızda iki çocuk ‘abi valla helal olsun yengeyi maça getirmeye ikna edebilmişsin’ dedi.
Aykutta gülerek ‘Valla o beni getirmeye ikna etti’ dedi bana sarılarak.
Sizinkiler neden gelmiyor dedim.
Çocuklardan biri ‘ valla benim sevdiğim kız galatasaraylı gelmiyor’ dedi.
Allah sabır versin dedim gülerek.
