3 ~ Çiçek-Çikolata

2.5K 154 12
                                    

Buğra'nın Ağzından:

Ne diyeceğimi bilmiyordum, Derin bana orada öylesine sıcak bakıyordu ki... O an ne diyeceğimi şaşırdım. Gerçeği anlatıp bana acımalarını istemiyorum. Biliyorum; bana acıyacak, üzüleceklerdi. Sessizliğin ortasında beni kurtaran kapı sesiyle gülümsemek istedim. Ama yapamadım. Odaya Derin'in amcası ve yengesi olduğunu bildiğim kadın ile adam girdiğinde Derin tekrar elimi bıraktı. Kaşlarımı çatarak ona bir bakış atıp tekrar tuttum yumuşacık elini.

"Hastaneden çıkabilirmişsiniz." dedi Derin'in amcası gülümseyerek.

Hepimiz birlikte gülümsedik. Belki de herşey asla eskisi gibi olmayacak, mutluluğumuz tükenip gidecek. Belki herşey eskisinden de güzel olacak. Hiçbir şeyi bilmiyoruz. Ama bildiğim kesin bir şey varsa o da: Derin'den vazgeçmeyeceğim.

Derin'in Ağzından: (2 ay sonra)

Hayat, her gün yeniden başlıyor. Yeni bir dünyaya gözlerimizi açıyoruz. Daha 2 ay önce tekerlekli bir sandalyeye mahsur kalarak yaşamıştım. Bugün yeniden doğma zamanı. Her gün yeni bir umut, yeni bir düşünce. Protez bacak, o özgürlüğümü kısıtlayan aletten inip hayatıma yardım edecek olan o parça takıldı dün. 2 aydır hiç bıkmadan yanımda duran Buğra; bugün de yanımda. Bizim evimizin yanındaki evde kalıyor. Babam bu durumdan rahatsız ama Buğra'nın bana asla zarar vermeyeceğini biliyor. O da alıştı artık. Yanımda olduğunda bile özlüyorum onu. Biliyor musunuz Buğra'nın annesi ile 'üvey babası' ayrılmış. Harika değil mi?

Ankara'dayız. İkinci evim haline gelen Buğra'nın evindeyiz. Peki ne mi yapıyoruz? Haydi tahmin edin... Tabiki bulamadınız! Hatırlıyor musunuz Buğra bana çıkma teklifi ettiğinde her şeyin kaydedildiğini söylemişti. Şimdi onu izliyoruz. *bölüm silindiğinden bilmeyen arkadaşlar olabilir, bunun için tekar özür diliyorum...* Abi fazla komiğim.

"Aşkım yarın okul var ya." dedim nedensizce aklıma geldiğinde.

"Gitmeyelim." dedi. Zaten doğru düzgün gitmiyorduk.

"Gitmeyip ne yapacağız ki?" diye sordum. Gitmek ben de istemiyorum. Kızlar Buğra'ya öyle bir bakış atıyor ki gözlerini kaşıkla çıkarıp onlara yedirmek istiyorum.

"Gezeriz." dedi biraz durduktan sonra "Gezeriz demişken hadi biraz yürüyelim, bal."

Bal...

Bal...

Duman...

Doktor arada yürümem gerektiğini, yoksa alışamayacağımı söylemişti. Buğra ayağa kalktığında beni de kaldırdı. Koluna girip birkaç adım atarak evi turlamaya başladık.

Ankara'dayız ama eski evimizden taşındık. O ev 2 katlı olduğundan beni düşünerek yeni bir eve taşındık. Yani şuan içinde olduğum Buğra'nın evinin yanındaki ev. Neredeyse herşey benim için. Bu harika ama onların benim için tüm düzenlerini bozmaları beni biraz üzüyor.

Su ile Buğra ayrılmasına bakmayın. Ya bir hafta sonu Buğra gidiyor yada Su ile annesi geliyor. Ayrılamıyorlar.

Burak amcam ve yengem Ankara'ya bizle birlikte geldiler. Amcamın işleri yüzünden yengemle birlikte 1 hafta kalıp gittiler. Sonra biz taşındık. Ayrıca Burak bugün sabah Bodrum'a döndü. Bana herşey de yardımcı oldular...

Ece zaten hep bizde. Bugün de bizde. Ama Melih'le bana pasta almaya gittiler.

Beril'e neredeyse hergün rapor veriyorum. Buğra'yla neler yaptığımızı nasıl hissettiğimi falan anlatıyorum. Beni o kadar güzel dinliyor ki.

The PROTEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin