6 ~ Okul

2K 134 58
                                    

Şarkıyı fazla sevdiğim için koydum ama isterseniz onunla okuyabilirsiniz.

İki. Üç. Beş.

"Beni böyle olsam da sever misin?"

"Tabiki!"

Yedi ve bitti. Sınıfta sıramıza geçene kadar yedi kişi bakmıştı. Gözlerim elimde olmadan dolduğunda yanımdaki Buğra'ya ve önümdeki Ece'ye çaktırmadan gözlerimi sildim. Tabiki başarılı olamadım. Buğra bana baktı. Ece önüne dönüktü en azından...

"Bıktım ben." dedim sessizce. "Çok farklı bir şey değil ama bakışlarındaki acıyı kalbimden hisseddiyorum anlıyorsun di mi? O kadar kötü oluyorum ki. Alışamadım, alışamayacağım." dedim sesim titrerken.

Gözleri dolu dolu gülümseyerek içimi sıcak su dökülmüş buz gibi yapmayı sağlayan o cümleyi söyledi: "Ulan ne hatun kapmışım. Gelen geçen bakıyor!" dedi. "Neyse onlar kıskansınlar." deyip kafamı göğsüne yaslayarak sarıldı. Kollarımı kalın beline sardım.

Gülerek "He, baksınlar diyorsun yani." deyip kafamı biraz kaldırıp suratına baktım. Yüzü düşmüştü ama yüzünü yaklaştırıp "Sana bakan gözleri çıkarırım." dedi. Sonra gülümsedi.

Gözlerimi büyütüp kaşlarımı çattım, küçük çocuğuna kızan bir anne gibi. Alnıma ufağından bir öpücük koydu. Ve öğretmen içeri hızlı adımlarla girdi. Kimse ayağa kalkmadığı halde "Oturun." dedi.

Öğretmen'in anlattıklarını ve yazdırdıklarını kısaca not alırken önündeki kağıdı karalayan Buğra'ya "Yazsana." dedim, kalemin kapağını dudaklarımın üstüne koydum. Omuzlarını yukarı aşağı indirip dalgınca karalamaya devam etti.

"Sınavlarda ne yapacaksın, ben sana vermem bak bu yazdıklarımı." dediğimde dişlerini göstererek sırıttı. "Demek sevgilim inek öğrenci olmuş."

"Hayır canım, ne alakası var?"

Sırıtmaya devam ederek kaşlarını kaldırdı, "Sen istiyorsan not al ben bir şekilde çalışırım."

Yüzümü buruşturdum.

"Buğra!" dedi hoca yüksek sesle.

"Efendim hocam?" deyip ayağa kalktı Buğra.

Konu ile ilgili tahtaya bir soru yazdığında yapamayacağını anladım. "Gel bunu yap, oğlum." dedi tahtayı gösterip.

"Yaparsın!" dedim kahkaha atarak desteğimi esirge etmeden. Bana doğru yaklaşıp "İzle ve gör sevgilini." dedi. Sırıtarak mırıldandım.

Tahtaya yavaş adımlarla gitti. "Hadi kanka!" dedi Ece.

"Yapamayacak." dedim Ece'nin duyamayacağı  bir sesle.

Arkasını döndü ve "Aynen öyle!" dedi. Önünü döndüğünde yanımıza aynı yavaş ve havalı adımlarla yanıma geliyordu. Tahtaya baktığımda yapmış olduğunu gördüm.

Yanıma oturduğunda kaşlarımı kaldırıp "Sen bilim adamı falan mısın!?" dedim neredeyse bağırarak. "Ben üç ay çalışsam bu kadar hızlı yapamam..." dedim kendi kendime. Sırıtarak "Ama ben Buğra'yım." diyerek yine benim kendi kendime konuşmama cevap vermişti...

Yanıma oturduğunda gözlerimi devirdim.

Adının Mert olduğunu öğrendiğim çocuk Ece'ye bakıyordu ve bunu Buğra'da farketecek olmuş ki kaşlarını çattı. Yani bakıyor derken suratını inceliyor. "Ben bu çocuğu döverim." dedi Buğra kısık sesle, "Hayır ben bile döverim." dedim ben de onun gibi.

Zil çaldığında ve hoca bir hızla sınıftan çıkınca Buğra sıradan kalkıp çaprazımızdaki Mert'in yanına gitti. "Kardeşim." dedi sakince. Ece'yi böyle koruması kardeş gibi görmesinden. Şu son iki ayda çok iyi anlaştılar.

The PROTEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin