BÖLÜM 14 #ELVEDA#

205 58 138
                                    

Azad...

Az önce bana vermiş oldukları kutuyu alıp Nida'nın odasına geldim. Elimdeki kutunun Ayla'ya ait olduğunu söylediler. Kutuyu açtığımda içinde onun çantası çıktı. Çantasını elime alırken burnuma dolanan kokusuyla sanki şuan karşımda durmuş beni izliyormuş gibiydi. Bu kokuyu o kadar özlemiştim ki... Bundan sonra nasıl dayanacağımı hiç bilmiyordum.

Çantanın içini açıp baktığımda makyaj malzemeleri ve içinde bulunan bir kaç kağıt duruyordu. Kağıtlardan birini açtığımda içinde bir adres yazıyordu. Gördüğüm bu adres bana tanıdık gelmemişti ama aklımda soru işareti bırakmıştı. Bu adres kimindi? Bu soruyu erteleyip Kağıdı cebime koyarak diğer kağıdı aldım. İçini açıp baktığımda kağıdın içinde bir şiir yazılıydı. altında da düz bir yazı. Bu yazı Ayla'ya aitti. Onun el yazısıydı
' ELVEDA ' diyerek başlamıştı şiire. Başlığı fazlasıyla meraklandırmıştı beni. Daha fazla beklemeden hemen okumaya başladım. Okuduğumda gördüklerime inanamadım. Donup kaldım olduğum yerde. Bu nasıl olabilir?

ELVEDA

Elveda kurduğum hayallerindeki baş kahraman,

Elveda içinde yaşadığım o perili düşler,

Elveda sonsuza dek kaybolan umutlarım,

Elveda kalbimin köşesinde bir zamanlar gülümseyen sevgim,

Elveda sadece bizim için parlayan yıldızlarım,

Hoşça kal sonu olmayan ve yarım kalan masalım.

Her bir satırın sonunda oluşan virgüller cümlenin bitmediğini belirtirken satırın sonuna konulan nokta cümlenin bittiğini ve artık devamı olmadığını gösterir. işte ben de o virgüller gibi defalarca direndim ama olmadı. O noktanın konması gerekiyordu artık hayatımın sonuna. Tıpkı cümlenin sonuna konulan o nokta gibi...

Sevgilim Eğer bu kağıt eline geçtiyse ve okuduysan ben artık hayatta değilim demektir. Eğer bu kağıdı hiç okumadıysan biz dünyanın en mutlu insanı olarak hayata birlikte devam etmiş olacağız. Her şeye rağmen beni kalbinden söküp atma olur mu? Ne olursa olsun bana kızma. Seni son nefesime kadar sevmekten vazgeçmeyecek olan sevgilin...

Kağıtta yazılanlar içimi yaralarken bir yandan okuduklarıma inanamadım. Bu ne demek oluyordu. Ayla öleceğini biliyormuş gibi kağıda döktürmüştü tüm bu yazıları . Peki ama neden? Onu öldüren kişilerle arasında nasıl bir sorun vardı? Kimdi o adamlar? Ne istediler Ayla'dan o köpekler?

Son cümle gördüğüm o rüyayı tekrar gözümde canlanmıştı. O üç kurt köpeği, hastahanenin içinde duran 3 adamların yerini almıştı sanki. O rüya Ayla'nın tehlikede olduğunun işaretiydi bana.

Ben tıpkı rüyamda olduğu gibi Nida'yı kurtarabilmiştim ama Ayla'ya yetişememiştim. Gördüğüm o rüya çoktan çizilen yolu sunmuştu bana ben bunu hissetmeme rağmen kıpırdamadım. Ayla'nın tehlikede olduğunu hissetmeme rağmen hiçbir şey yapmamamıştım. Belki de bana bir seçenek sunulmuştu , tercih etmem gereken bir seçenek. Ayla ve Nida... Ben Nida'yı korumaya çalışırken Ayla'yı unutmuştum. Ben nasıl yaptım böyle bir şey. Nasıl böyle önemli bir şeyi göz ardı edebildim inanamıyordum. Kendime çok kızgındım. Onu koruyamamıştım. Başı dertteydi ve ben bunu bilmiyordum. Ben onu koruyamayacaksam neden şuan onun yerine ben ölmedim ki neden?...

Elimi oturmuş olduğum koltuğa sertçe vurdum. Kafamı geriye atıp gözlerimi sıkıca yumdum. Saçlarımın arasında gezinen parmaklarımla tüm bu olanları çözmeye çalıştım. Dalgınlığımla birlikte alnımdan yanağıma doğru damlayan sıcak bir şey hissettim. Gelen kokudan damlayan bu şeyin kan olduğunu anladım. Acıyan elime baktığımda kanın oradan geldiğini anlamıştım. Koltuğun kenarında duran sivri bir tahta parçası elimin kanamasına neden olmuştu. Elimin acısı hiçbir şeydi kanayan kalbimin yanında. Bir hiçti acıyan kalbimin yanında.

DİĞER YÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin