3.Bölüm I. Aruzen'in Günlüğü

323 10 0
                                    

Günlerden II. Eleno çağı XVI. Soğuk bir gecede at derisinden yapılmış, burun deliklerimi kapatan bir tulumun altında yazıyorum. Bugün 16. yaşıma geldim. Kabilemin kurallarına göre aile reisi olabilmem için bir sınavdan geçtim. Akşam vaktinde kabilemdeki herkes bu olayı abartılacak şekilde kutladılar.

XVI. Hava o kadar soğuk ki nereye gittiğimizi bilmiyorum. Tek gördüğüm şey karlarla kaplanmış kayalar ve dağlar. Annem beni doğururken ölmüş.  Geçen aylarda düşman baskınında babam beni korumak için hayatını feda etti. Kabile reisinin hayatını bir parşömene yazması gelenekmiş. Soğuk bir gece, ellerimin kanı yukarıya çekildiğini hissediyorum.

XVII. Bilmediğim bir göl kenarında kurulduk. Burası o dağ tepelerinden daha sıcak ve daha güvenli. Nedense herkes benden nefret ediyormuş gibi bakıyor. Sanki kabile reisinin üstesinden gelemeyecekmişim gibi tavır sergiliyorlar. Aslında bunu yapmak hiç istemiyorum. Sanırım sandıkları kişi ben değilim. 

XX. Bugün yeni bir kabileyle tanıştık. Barışçıllar ve bize çok şey öğrettiler. Nehir kenarına antrenman yapmak için gittiğimde kızılı andıran kahverengi saçlı, bir kızla tanıştım. Onun saçları, doğanın saflığını simgeliyor adeta. Bizim kabilemizden birisi değil. Son zamanlarda bizlere o kadar fazla kabile katıldı ki herhalde Derlis kabilesinden.

XX. Kış tekrardan geliyor. Dün Derlis kabilesinden 3 kişiyi avda tuhaf şekilde ölü buldular. 20 yaşında olmama rağmen hala 5 sene önce ki o acınası halimi görüyorum. Bataklık diyarının güvenli olmadığı konusunda hemfikirdik, ama buranın da öyle olacağını sanıyorum.

XX. Günlerden 2. Eleno çağı, kızıl saçlının ismini öğrendim. Serena'ya ondan hoşlandığımı söyledim ama tıpkı benim gibi onun da kabilesinde sevilmediğini öğrendim. Kabile reisiyim ama sanki o değilmişim gibi davranıyorlar. Dağlar artık çok tehlikeli. Bir arada durmazsak sanırım ölmeye mahkum kalacağız. 

XXI. Serena ile bir plan yaptık. Amacımız buradan olabildiğince uzağa gitmek. Etrafta söylenenlere göre bir cadı dolaşıyormuş ve on binlerce orduya bedel olduğunu söylüyorlar. Umarım bize rast gelmez. Kabileler birlikteliğimizi fark etti. İkimizi de dışladılar. Aman ilahlar adına! Yine o ses! Son bir aydır göklerden ürpertici sesler duyuyoruz. Burası artık güvenli olmaktan çıktı.

XXII. Serena ile kabileden ayrılalı neredeyse bir sene oldu. Serena'da bir kaç tuaflık sezdim. Kısa bir süre önce ayağına koca bir kaya düştü. Biraz topalladıktan sonra eski halinde devam etti. Irmakbaşı'nda küçük bir ev yaptık. Komşularımız çok nazikler. Doğuda savaşın başladığını duydum. Serena'yı ve karnındaki bebeği ne olursa olsun koruyacağım.

XXII. Irmakbaşı'nın beyi, köydeki tüm erkekleri köyü koruyabilmek için topluyor. Saklanıyorum. Serena'nın doğurmasına az kaldı. Onu bırakıp gidemem.

XXIII. Erkek bir çocuğum oldu. İsmini annesi koydu. Umut sahiplerinin çocuğu Enka. Doğuda ki savaşın iyice ateşlendiğini söylüyorlar. Ailemi korumak için elimden geleni yapacağım.

XXIV. Dün gece köyümüze saldırdılar ve her yer alevler içerisinde kaldı. Enka ve Serana'yı alarak madenlere ilerliyoruz. Belki orada daha güvenli oluruz.

XXIV. Burası güvenli gözüküyor. Uzun zamandır terk edilmiş. Enka'ya yiyecek bulmak zorundayım. İçimden bir ses, burada da daha fazla kalamayacağımızı söylüyor.

XXIV. Gece vakti, madenlerden Durendul krallığına ait sayıları belki de 20 bin kadar olan devasa bir ordu geçiriyor. Ayak sesleri kalbimin atışıyla ritim tutuyor adeta. Haayır! Olamaz bizi gördüler. 7 asker buraya doğru geliyor.

XXVI. Serena ve Enka'yı madenlerden kaçırdım ama kendim uzaklaşamadan askerlere yakalandım. Ordu komutanı beni orduya katılmamı istedi. Bende kabul etmek zorunda kaldım. Tek yapabildiğim şey onları görmek için yaşamak.

XXVII. Orduya katıldıktan hemen sonra kamp alanına baskın yapıldı. Ve baskında çok iyi savaştım. Hemen dikkatleri üzerime çektim. Salak gibi! Beni ordu komutanlığına üst rütbeye atadılar. Artık rahat bir şekilde onları arayabilirim. Hiç bir zaman aklımdan onları çıkaramıyorum. Acaba neredeler? Hala hayattalar mı? Bunların cevabını bulmak için yola çıkmalıyım.

XXIV. Durendul kralı beni bugün sarayına çağırdı. Tuana krallığı ile son savaşta gösterdiğim öncülükten ve zaferden dolayı beni generalliğe terfi etti. Ve bana '' Cihan Yiyen ''  olarak hitap etti. Artık kralın gözde generallerinden biriyim. Her geçen gün umudumu yitiriyorum. Bir an önce karımı ve çocuğumu bulmam lazım.

XXVI. Kral beni tekrar çağırttı. Bu sefer bana bir şey vermedi aksine istedi. Benden başka güvenebileceği kimsesi yok. Kendisini öldürmemi ve tahta geçmemi istedi. Neden diye sorduğumda bana " Atalarımın yüz karasıyım. bu-Bu lanet kanımda var." dedi. Evet kral kısırdı ve hiç çocuğu yoktu. Son zamanlarda çok hasta. Hayat kadınları ve fahişelerle yatmaktan zevk alırdı. Ben artık ne yapacağımı bilmiyorum. Tek istediğim ailem.

XXIX. Kralı öldürüp tahta geçmem 1 ay oldu. Diğer generaller bile bana destek oldu. Çünkü kral yüzünden krallık çökmek üzereydi. Bu sebeple krallığın başına geçmem çok kolay oldu. Artık tüm ülkenin ipleri elimde. Her yerde Serena ve Enka'yı arıyorum.  Bu sayede onları bulabilirim. Çok yaşa Herakles!

XXIX. Bana karşı olan herkesi ya öldürdüm ya cezalandırdım. Fakat bu güneş keşişleri bana engel oluyor. Bazen sarayda gizlice izlendiğimi düşüyorum. Nereye gidersem gideyim takip edilme hissini bir türlü üstümden atamıyorum. Serena'yı ve Enka'yı bulabilmek için harap olmuş Irmakbaşı'na geldim. Yaşadıklarını hissedebiliyorum. 

XXX. Sonunda onları bulabildim. Enka 5 yaşına gelmiş kocaman çocuk olmuş. Serena hala aynı duruyor. Saçlarını okşayıp yatmak istiyorum. Sonunda mutlu bir hayatım olacak.

XXXI. Serena bir kız çocuğu doğurdu. İsmini Enna koydum. İlahlar adına o yaşlı kral haklıymış. Bir ülkeyi yönetmek adeta kömüre toprak atmak gibi. Serena, doğum yapmasına rağmen ikinci günde adeta yeniden doğmuş gibi davranıyor. Geçenlerde bir güneş keşişiyle konuştuklarını gördüm. Bir ağaçtan bahsediyorlardı. 

XXXII. Bir tuhaflık var demiştim. Serena, hiç yaşlanmıyor. Enna'ya süt hazırlarken elini yaktı. Sabah uyandığım da elinde ki yara izi kaybolmuştu. Bunu sorduğumda bana öyle bir şeyin olmadığını söyledi. Deliriyor muyum? Yoksa aklımı mı kaçırdım? 

XXXIII. Bu sabah uyandığımda Serena ve Enna yoktu. Arkalarında bir not bırakmıştı."Bizi merak etme! Halkın geleceği ve bizim için sadece yaşa. Enka'ya iyi bak! Seni seviyorum". Serena'nın bu durumundan halkta farkındaydı. Serena halkın baskısı yüzünden kaçmak zorunda kaldı. Kendimi iyi hissetmiyorum.

XXXV. Onsuz zaman geçiremiyorum. Delirmeye başladım! Binlerce insanı onları bulmaları için görevlendirdim.  Ama sonuç? Elimden gelse hepsini idam ettirmek istiyorum. Alaylı Sarayın içerisinde hiç görmediğim yüzler görüyorum. Sadece beni izliyorlar. Artık dayanamıyorum.  Kendimi öldürerek Enka'yı tahta geçirmeyi planlıyorum. Seni seviyorum Serena ve daima seveceğim!

(Yıpranmış sayfalarda ki yazılar okunamayacak düzeyde, anlamsız ifadeler içermekte ve bazı sayfalar kopmuş.)

Gölgelere HükmedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin