ACILAR KOLAY YAŞANMIYOR

26 8 0
                                    

Anlatırken biraz zorlansamda gençlerin beni ilgiyle dinlemeleriyle kendimi iyi hissetmiştim şimdi ikinci okulun konferans salonunda gençlerin yerlerine oturmalarını bekliyordum. Heyecanım artık yoktu yorgundum...

Gençler yerlerine oturmuştu okul müdürü bana tebessüm ederek mikrofonu eline aldı.

___bu gün Filistinli değerli bir kişiyi konuk ediyoruz.. Konferans boyunca dikkatinizi buraya verin dedi. Ve mikrofonu bana verdi. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım

" haberlerde çoğunuz biliyorsunuz ki benim yurdum İsrail tarafından zulme uğruyor. 1924 den beri kız çocuk demeden, vicdanı olmayan bu insanlar bize işkence çektiriyorlar, bize kendi vatanımızı savundugumuz için terörist olarak adlandırarak, bizi kötü gösteriyorlar, bir zamanlar Ermenilerin, Türkiye nin doğusunu almak için katliam gibi çirkin bir iftira ile o çok adil çok doğrucu güya!... Birleşik Milletlere mahkeme konusu yaptılar.

Düşmanınızı iyi tanıyın, onlar dinimizi biz müslümanlara, dindar gibi isimlerle adlandırarak dinimizi dar olarak göstermeye çalışyorlar oysa bizim dinimiz barış dinidir, hoşgörü dinidir bizler, kendisine zulm yapan zalimlere beddua yerine dua eden bir peygamberin torunlarıyız, arkadaşlar!.. bizim düşmanlarımız Amerika emperyalizmi, Siyonist Yahudiler ve iki yüzlü medyadır.

En büyük düşmanımız medyadır. Çünkü, bir haber aracı olan TV, insanları etkileyen en önemli faktör, bizler bu TV nin programları olan dizilerde, filmlerde hayayı, iffeti sattık. Bizi doğru yola ileten düşüncelerimizi bırakıp boş hayallere daldık. Benligimizi onlara özenerek yok ettik. Kendi kuyumuzu kendimiz kazdık.
Aldanmıyın bunlara sizler büyük kıtaya adaletle hükmeden atanın çocuklarısınız...

Onlarla kavga ettiğimizde, bize boyun eğin yoksa dünyada Filistin diye bir yer kalmıycak diyerek bize tehdid savuruyorlar bizde başımız dik bizim kardeşimiz var... Diyoruz. Onlar ise sizin kardeşleriniz boş işlerden vakit bulup sizi kurtaramazlar diyorlar... Biz onları ikiye böldük. Lüzumsuz devrin içinde parçalanıp yok olacaklar dediler...

İsrail oğulları çok kurnaz ve çalışkan bir millettir. Bir yahudiyi çöl ortasına bıraksanız iki ayda size sahra holding şirketi yaparlar... Mescidi haramı yıkmaya çalışıyorlar ve şunu da iyi biliyorlar ki Mescidi haram yıkılırsa müslümanlar onlara rahat vermezler... Onun için Mescidi haramın yıkılması için altını kazıyorlar eğer bir deprem yaşanırsa Mescidi haramın yıkılmasının sebebi olarak bu öne sürüp sorgulanmak tan kurtulacaklar....

Arkadaşlar şu an size hikaye gibi anlatıyorum ama inanın bana kolay anlatılıyor acılar, kolay yazılıyor ama kolay yaşanmıyor oysa...

....................

Akşam ezanı okunuyordu. Bir gün daha eksildi, ömrümden. Binlerce nefes kaybettim, gün boyunca... hak kazanacaksa heba olsun ömrüm...

Otobüsten inip evimin yolunu tuttum... apartmanın kapısına geldiğim de babam sokağın başından dönüyordu. Yanıma geldiğinde birlikte apartmana girdik. Bana samimi gelmeyen bir tebessümle

___günün nasıl geçti dedi.

Babam Filistin için okul okul gezip konuştuğumu bilmiyor. Daha doğrusu bilse beni yine bir odaya habsedicek onun için ondan gizli gizli yapıyorum cihadımı.

___ iyi geçti biraz dolaştım alışverişe falan gittim.dedim

Babam bana inanmayan gözlerle bakıyordu. Ama ona aldırmadan asansöre bindim.

Eve girmek için anahtarımı kapının kilidine takacagım sırada babam evin ziline bastı. Evi temizlemesi için temizlikçi tutcakdı ama bu saate kadar evde kalmasına şaşırdım .

Kapıyı açan kişiyi görmemle oha demem bir oldu. Ben halis mulis orta boylu ton ton bir türk teyze beklerken manken fizikli rus çıktı.

Babam içeri geçerken ben hala kıza, öküzün trene baktığı gibi bakıyordum kız, bana gülümseyerek buyurun dedi ... Kendimi toparlayıp içeri girdim. Hemen merdivenleri çıkıp odama kendimi attım.

Akşam yemeği boyunca rus salatası gibi babamla olan bütün bir diyologumuza tuzu biberi oldu. Ve babam benimle ilgilenmek yerine rus salatamıza ilafatlar eşliğinde bayağı koyu bir sohbete girdi.

Sofraya oturalı nerdeyse 2 saat oldu. Ama ne kalkıp toplayan ne de yemek yiyen vardı. Babam sohbetlerinin içine öyle derinlemesine daldılar ki benim bu ortamda olduğumu unutmuş ve hizmetçimize hiç hoş olmayan imalarda bulunuyordu. İşin garip tarafı ise benimle aynı yaş olan manken kılıklı arkadaş halinden memnun kıkırdıyor. Bu tabloya daha fazla dayanamayarak babamın gözlerinin içine bakarak

___Nihat bey yemek yemiyorsanız bile o nezaketli kesim olarak kızın yaşındaki kadına asılmak yerine işlerinde yardımcı olması için bilgi ver ev hakkında zevklerin veya vücut yapın hakkında değil amaçlar degişmesin lütfen Nihat bey dedim...

ve bir hışımla sofradan kalktım tabi buna sofra denirse...

Hızla merdivenleri çıkıp. Odaya girdigim hızla kapıyı çarptım kapının çarpma sesi bütün bir evde yankılandıktan sonra aşağıdan kahkaha sesleri gelmeye başladı. Sesleri içimi bulandırıyordu. Gülme sesleri her dakikada daha fazla çoğalıyordu. Bu kahkahalar daha çok eşşek anırmasına benziyordu.

Kalbim acıyordu, sanki aldığım her nefeste boguluyorum, görüş alanım bugulanıyordu. Kendimden nefret ediyorum böyle aşşâgılık , yüzsüz, iğrenç bir insanın kanını taşıdıgım içim

Ne kadar o kapının ardında duruyorum bilmiyorum ama eşşek anırmalarının kesildiğini fark ettim. Yatagıma gidip yorganı kafama kadar çektim ve uykunun beni bulasıya kadar Rabbim den sabır diledim...

HAYAT YAZAR SEN OYNARSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin