46. Bölüm

6.5K 233 76
                                    

Merhaba... Arkadaşlar kitabı bir kaç okuyucumla paylaştığım gibi 29 Ekim itibariyle düzenlemeye aldım. Bölümlerdeki imla hatalarını, eksikleri ve mantıksızları elimden geldiğinde düzeltmeye çalışıyorum.

İyi okumalar...

------

Sinan içeri girip başıyla selam verdi ve kapıya yakın olan baş köşeye oturdu. Lacivert takımı önden düğmelenmiş tam bir çentilmen gibiydi. Elis'in gözlerinin içine bakıyordu. Yüzünde küçük bir gülümseme vardı, bu çok sinir ediciydi.

"Sizinle tanışmayı gerçekten çok istiyordum Elis Hanım. " dedi, gözlerini Yankı'ya çevirdi ve devam etti." Sizi zaten tanıyordum. Ve söylemem gerekiyor ki geçen gün şirkette yaptığınız gösteri gerçekten nefes kesiciydi. " yüzündeki gülümseme gözlerine ulaştı ancak gözleri gülmüyordu. Elis, Sinan'ın söylediklerini duymuyordu ancak gözleri dudaklarından çıkan kelimelere odaklanmıştı. Her an onu hatırlayacak diye korkuyordu. Ya da o eski anıları hatırlayacak diye...

" Sizinle tanıştığıma bende memnun olmak isterdim ama Umut'un başka bir köpeğiyle... Pardon, o zaten kendisi tasmalı bir itti, Kemal'in köpeğiyle tanışmak beni sadece sinir ediyor. " dediğinde Elis gözlerini Yankı'ya çevirdi. Gayet resmi bir dille adama köpek demiş ve üzerine ' Bizden uzak dur!' uyarısını da üstü kapalı bir şekilde vermişti. Elis alttan bacağına vurdu.

" Sizinle tanışmak da büyük bir şeref...?" dedi ancak ismini bildiğini belli etmemek adına sona doğru soru sorar bir tonda konuştu.

" Ah! Kusura bakmayın. Adım Sinan Görkem. "

" Tekrar memnun oldum. " dedi Elis dik bir oturuşta geçerken." Şimdi asıl konuya geçelim isterseniz. Çünkü buraya iş konuşmaya gelmediğini açıkça belli oluyor. "

" Hemen gerilmenize gerek yok Elis Hanım. Sizinle iş konuşmaya gelmedim. Çalışanlarınızın bizim şirketi bilmemesi gerçekten garip karşılanacak bir durum. "

" Bir daha 1 km yakınından bile geçemeyeceğin kesin. " dedi Yankı saldırmaya hazır bekliyor gibiydi.

" Asıl amacım sizi uyarmak. " dedi Yankı'yı duymazdan gelerek. Yüzündeki sinir bozucu gülümseme silinmiş, ciddileşmişti. " Umut Canoğlu, intikamı alınmış olsa da öldürmeyi benimsemiş biri. Kemal Bey, onu her dakika daha da teşvik ediyor. Onun karşısına çıkmak istiyorsanız ya Yankı Bey'i yanında götürün ya da onunla aynı kişiliği taşıyın. Umut Bey şimdiye kadar almanız gereken uyarıyı almadığınızı düşünüyordu. Bu yüzden beni yolladı. Bir de Yankı Bey'e küçük bir notu varmış. 'Ejderha olabilmek için ateş püskürtecek bir ağız lazım, dön yanındaki kıza bak. Bu kız anca ölürken elleriyle çicek tutar.' " dedi. Pamuk prenses masalındaki uyuyan prensesin elinde tuttuğu çiçek belirdi Elis'in gözlerinde. Ürpererek irkildi. Gözleri Sinan'a odaklanmış en Yankı dönüp Elis'e baktı. Haklı mıydı? Başını sallayarak kendine geldi. Yankı yapamacağı işe evet demezdi.

"Seni burada öldürüp lerini geri yollayabilirim. Biliyorsun değil mi? Daha önce de yaptım. " dediğinde Elis hızlı bir şekilde başını çevirip Yankı'ya baktı. Sinan'ı ölümle tehtid ettiği için mi yoksa 'Daha önce de yaptım.' dediğinde mi takıldı ve kızdı, bilmiyordu.

" Bunları da düşündü ve size cevabı şu ' Haluk Bey' in evinde kaç kişi olduğunuzu tam bilmiyorum ama hepsini büyük bir memnuniyetle senin büyüdüğün yerde misafir edebilirim Yankı.' dememi istedi size. " dediğinde Yankı gözünün önüne dolan hatıraları öfkesiyle itti ve ani bir hareketle yerinden kalktı ve Sinan'ı yakalarından tutup duvara yapıştırdı.

" O patronun beni tehtid edemez. Onların kılına zarar verirse onu yerin 5 kat altına diri diri gömer üzerine kendi ellerimle toprak atarım. "

DEĞİŞİM #BBbenikeşfetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin