"Gondol a binelim bence. Çok heyecanlı" dedi Nathasa.
Güldüm ve "Daha heyecanlı bi şey söyleyeyim. Bence Kamikaze ye binelim."
"Aa evet Kamikaze daha heyecanlı".
" Tamam. Siz bekleyin. Ben ikinize bilet alıp geliyorum"
"Neden? Sen gelmiyor musun Jhon"
"Gelmemmi gerek."
"Evet"
"Neden?"
"Ya ben Kamikaze deyken. Bir şey olurda aşağı düşecek olursam. Kim tutar beni?"
"Ben seni aşağı düşünce yerden kaldırırım merka etme" dedi.ve gitti.
Arkasından "Odun. " dedim.
Nathasa da "Aynen" dedi.
Jhon biletleri alıp geldi. Nathasa ile Kamikaze ye bindik. Hayatımda binlerce kere Kamikaze ye binmiştim. O yüzden korkmuyurdum. Ama Nathasa yanımda sanki boğazı kesiliyormuş gibi çığlık atıyordu.
Ulan bendede kulak var yaa. Az bi sus.
Sonunda işkence bitmişti. Kamikaze den indik. Lunapark ta biraz daha takılıp otele döndük.Sabah
"Dur birde şöyle çekeyim."
Nathasa Eyfel Kulesinde Jhon ile benim fotoğrafımızı çekiyordu.
Sonra yanımıza gelip toplu selfie yaptı. Yanımızdan geçen Fransızların kolundan tutup birde onlarla selfie yaptı. Çatlak:)
Bir cafe ye geçip biraz oturduk.
Gezip tozduk. Sonra otele geri döndük.5 Gün Sonra
Jhon valizleri arabaya koydu. Bende arabaya bindim. O da sürücü koltuğunda yerini aldı. Camdan Nathasa ya el salladım.
Veee sıkıcı bir yolculuk daha.
Bilerek dün gece sabaha kadar uyumadım. Ki yolda uyuyum diye.
Ve uyudumda.
.....Gözlerimi açtığımda hala yoldaydık.
Etrafta bizden başka araba yoktu. Çok tenha idi. Bir acemi için tamda araba kullanmalık yer.:)Jhon a döndüm ve
"Versene arabayı birazda ben kullanayım."
"Hayır"
"O niyeymiş?"
"Kaza yaparsın."
"Allah Allah. Araba benim. Sanane?"
Jhon bıkkın bir şekilde iç çekip arabayı durdurdu. Bana baktı ve
"Sadece 10 dakika"
"Tamam tamam"
Arabadan indim ve Jhon la yer değiştirdik. Arabayı çalıştırdım. Jhon saatine bakıp bakıp duruyordu.
On dakika dolduğunda saymaya başladı.
"10-9-8-7"
Tam o anda önümüze bir araba çıktı.
Direksiyonu sağa kırdım. Fakat arabaya çarptık. Son gördüğüm şey bizim ve karşımızdaki arabanın takla atmasıydı. Gerisi karanlık.
Üç gün sonra
Her yerim ağrıyordu. Bu koku... Hastane ve ilaç kokusu. En nefret ettiğim koku.
Gözlerimi açmak istiyorum ama açamıyorum. Göz kapaklarım çok ağrıyor.
Biraz daha dinlenip göz kapaklarımı yavaşça açtım. İlk başlarda bulanık gördüm. Ama görüntü sonradan netleşti.
Jhon yan taraftaki koltukta kolu sargılı, başındada bir kaç tane yara bandıyla uyuyordu.
"J-Jhon?"dedim sessizce. Jhon yavaşça gözlerini açtı. Benim uyandığımı görünce hemen koltuktan uçtu ve yanıma geldi.
" İyi misin? "
"Biraz canım yanıyor. Ama çok bir şeyim yok. Biz en son- ben araba kullamıyordum ve kaza" konuşmakta zorlanıyordum.
Jhon "Kendini zorlama Victoria"
Başımla onayladım. Jhon yerine oturdu. Tam o sırada içeriye hışımla biri girdi.
Baba???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM VAKTİ
Randomİyi bir hayat. Büyük gizemler,büyük macera. Tüm gizemler açığa çıkmak zorunda.