BÖLÜM 5: TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR

1.5K 113 6
                                    

---Eric---

"Kanka ben bir kurt adamım." Sözü yankılandı kulaklarımda Dave'in. İlk önce gülmek geldi içimden. Kahkahalar atıp 'Şaka yapma ulan!' demek. Sonra onun da benimle gülmeye başladığını getirdim gözlerimin önüne. Ama Dave bu tip bir konuda şaka yapacak birisi değildi, tanıyordum onu. Hele dün akşamki olaydan sonra...

Dave, cevap beklercesine gözlerime bakıyor, geçen her saniyeyle yüzündeki tedirginlik biraz daha artıyordu. Ama ben, ne tepki vereceğimi şaşırmış bir şekilde onun suratına bakıyordum sadece. Bu konuda şaka yapacak birisi olmadığını bilmeme rağmen,bir parçam 'Şakaa!' diye bağıracağını umut ediyordu. Belki de o umut benim tepki vermemi geciktiriyordu. Belki de belimden silahımı çıkartıp en iyi arkadaşımın kafasına iki tane sıkmamamın sebebi bu umuttu. Tabi kısa sürede bu saçma düşünceden kurtulup aslında karşımdaki kişiyi vurmamamın nedeninin; onun, en iyi arkadaşım olması olduğunu kabullendim...

Aradan ne kadar süre, kaç saniye, kaç dakika geçti bilmiyorum ama bir anda yerimden fırladım ve koşmaya başladım. Dave'in yüzünü sadece harekete başladığım an görebilmiş, sonrasında arkamda bırakmıştım en iyi arkadaşımı. Yüzünü gördüğüm o bir anda, bu çıkışımın onu ne kadar şaşırttığını anlayabilmiştim.

***********************************

Ne kadar koştuğumu bilmiyordum. Ya da ne için koştuğumu... Daha ne kadar koşacağımı da...

Terden sırılsıklam olmuş ve üzerime yapışmış tişörtümün halini fark ettiğimde genelde antrenman için geldiğimi ormanda buldum kendimi. Buraya kadar bilinçsizce, gözü dönmüş bir hayvan gibi koşmuştum.

Bacaklarımın ağrımasını, kendime gelince hissettim ve olduğum yerde durdum. 'Ölmeden önce hayatın gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçer.' derler ya. Bunun fragmanı gibi dün karşımıza çıkan kurt adam, Dave, Claire ve Luke'a gerçekleri anlatmam ve Dave'in bana bu gün söyledikleri kulağımda çınlıyor, yüz ifadeleri gözlerimin önünden gitmiyordu.

"Yine mi ulan!" diye bağırdım kendi kendime ve aynı anda tüm gücümle karşımdaki ağaca bir yumruk attım. Yumruğumun ağaçla buluşmasıyla ilk gözyaşımın akması bir oldu ve gözyaşımın sebebi elimin acıması değildi.

Sonra dizlerimde derman kalmadığını daha iyi anladım. Birden salgılanan ve kendimi olmadığım kadar güçlü, sağlıklı, enerjik hissetmeme neden olan adrenalin yavaş yavaş etkisini yitirdi. Dizlerimin üstüne çöktüm ve tutmaya çalıştığım gözyaşlarımı tutamaz oldum. Birbiri ardına toprağa dökülmeye başladılar. Ben hala böyle bir şeyin yine başıma gelmesi yüzünden şanssızlığıma yanıyordum. Toprağı yumruklayarak, elimdeki acının kalbimdekini unutturmasını umuyordum ama pek bir işe yaradığı söylenemezdi. Düşünebildiğim tek şey aynı şeyleri bir kez daha yaşıyor olmamdı ve bu düşünceyi, toprağı her yumruklayışımda "Yine mi?!" diye bağırarak dışarı vuruyordum. Sonra gözlerimin önünden geçen film şeritleri, birkaç yıl geriye sardı ve beni o zamanlara götürdü.

Avcı bir ailenin çocuğu olduğumu, avcıların soyundan geldiğimi öğreneli ve avcılık eğitimi almaya başlayalı daha birkaç ay olmuş ya da olmamıştı.

O zamanlar, her şey bana toz pembe olarak göründüğü için, avcılık da bana bir oyun gibi gelirdi. Daha o zamanlar işin ciddiyetini kavrayamamıştım. Bir bilgisayar oyunu gibi 'düşmanı öldür puanı kap' diye düşünüyordum.

Bana verilen eğitimlerin ve eğitmen kişilerimle birlikte yaptığımız anterenmanlar dışıda sık sık, tek başıma ormana veya evin bodrum katına gidip tek başıma çalışırdım ama bunun sebebi hayatta kalma iç güdüm değil bu işi bir oyun olarak görmem ve rakiplerimi ezmeyi istememdi.

SON MELEZLER ( DOĞUŞTAN ALFA 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin