Boynumdaki İp

774 77 63
                                    

Her zaman olduğu gibi yine sisli dumanlı bir hava hâkimdi şehirde. Kararsız nisan yağmurları bir yağıyor bir kesiliyordu. Biraz hava almak için dışarı çıktım ama şehrin sisli kâbuslu havasından bütün bütün sıkıldım. Eve dönmeye karar verdim.

Her zamanki sokaklardan geçerek eve döndüm. Cebimde ki anahtarı çıkardım, kilit her zamanki mekanik sesle açıldı. Ev bomboştu sıkıcı ve loş bir hava vardı içerde. Masanın başına oturdum. Sona yaklaştığımı biliyordum. Sanki iki el bütün gücü ile boğazımı sıkıyordu. Sarp yamaçlara tırmandıkça nefes alıp vermekte zorlanan bir adam gibi hissediyordum. Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Telefonu elime aldım babamı aradım ama ulaşılamıyordu. Sonra abimi aradım telefonu açtı ama bir iş yemeğinde olduğunu söyleyip yüzüme kapattı. Neden ailemden kimse yanımda değil diye düşünmeden edemiyorum. Zaten onlara yaşadıklarımı anlatamazdım, buna hazır değildim. Telefonu kapattım...

İyi bir doktor olduğumu söylerlerdi arkadaşlarım. Tedavi edemediğim hiçbir hastanın olmadığını... Peki, bu içimdeki bitip tükenmeyen acı da neyin nesiydi. Eğer bu bir hastalık ise nasıl tedavi edilirdi. Çünkü görünürde vücudumun herhangi bir yerinde de hiçbir hastalık yoktu, çok sağlıklıydım...

İçime meteorlar yağmış, kalbimin her yerinde kraterler açılmış gibiydi. Güneş ozon tabakamı delmiş içimi kavuruyordu. Okyanuslar, göller ve bütün akarsular buharlaşıp gözlerimin ardına dayanıyordu. En son çocukken ağlamıştım. Annem ölmüştü. O gün kendi kendime yemin etmiştim "Artık üzülmek yok, ağlamak yok" diye. Ateşlerin içinde üşür gibi titriyordum. Kutupta buzulların içinde yanıyor gibi terliyordum. Tam bir ağırlık çökmüştü ki, gözlerime masanın diğer ucundaki zarf ilişti. Almak için uzanırken elime bir titreme geldi. Gözyaşlarım, hayli hazırda bekliyordu. Buna rağmen bütün cesaretimi topladım ve okumaya başladım.

"Sevgili Barış

Bunu bilmeni isterim ki, sen bu dünyada tanıdığım en güzel insansın. İki sene boyunca bana sadık bir eş oldun. Bundan bir gün bile şüphe etmedim. Bana her sabah ilk gün ki gibi baktın. Bir kere olsun beni kırmadın. Ne diyebilirim ki, operaya bile geldin. Bazı günler elimi ellerinden çekmek geliyordu ama sen inatla tuttun. Çok acil hastaların olurdu ve çok yoğun çalışıyordun. Buna rağmen beni hiçbir zaman ihmal etmedin. Bütün bunlar beni boğmaya başlamıştı. Koskoca iki sene boyunca bir kere bile olsun kavga etmedik. Ne zaman seninle kavga etmeye çalışsam ya beni haklı buldun ya da bütün gücünle sarılıp güzel şiirler okudun... Bunlar bana iyi gelse de huzursuzdum. Böyle şeyler aklımdan geçtiği için kendimden nefret ederdim. Sana karşılık veremiyordum. Bu mükemmeliyet fazla geliyordu...

Çocuğumuz olabilirdi, tabi ben doğum kontrol hapı kullanmasaydım. Çocuk istediğini biliyorum ve iyi bir baba olabilirdin... Sadece bu konuda senden af diliyorum. Beni affet!

Ne olurdu normal insanlar gibi kavga etsek. Bir gün eve geç gelseydin. Bende, beni aldatıyor musun? Diye sorsaydım...

Kırk yıl düşünsem böyle şeylere imreneceğim aklıma gelmezdi. Hâlbuki lise yıllarında senin gibi yakışıklı, siyah saçlı, kömür gözlü, uzun boylu, akıllı ve kibar birini hayal etmiştim. Seninle tanıştığım anda adeta büyülenmiştim. Kimse hayallerini kurduğu erkeği kolay kolay bulamıyordu. Beni yemeğe çıkar diye yapmadığım numara kalmamıştı. Sen bana hayallerimi vermiştin, bir an bile düşünmeden...

Bugün boşanma celbi eline ulaşmıştır herhalde. Sen güçlü bir insansın bunun üstesinden gelebilirsin, biliyorum. Hiç kendi hayallerinden bahsetmedin. Bir gün hayallerini yaşaman ve beni anlaman dileği ile...

Leyla"

Kâğıdı daha fazla tutacak cesaretim yoktu. Kendimi çok güçsüz, hissiz hissediyordum. Gözlerimin ardında okyanuslar vardı ama gözyaşlarım damla damla akmaya başladı. Sanki bu okyanuslar, göller, akarsular hiç bitmeyecek gibiydi. "Hani erkekler ağlamazdı" diye söylemeye başladım kendime ama ağlıyordum. Gözyaşlarımı dindirecek gücü bir türlü kendimde bulamıyordum. Kalkıp pencereyi açtım. Gündüzden beri karasız olan yağmur coşmuş aralıksız yağıyordu. Yağmurun altında yürümek geldi içimden.

KIZIL KÖŞEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin