Yangın

100 9 0
                                    

Eve gelmiştik. Selim kapıyı anahtarla açtı ve bizi içeri davet etti. Adımımı içeri attığımda karşımda yaşıtım bir kız vardı. Onu gördüğümde inanılmaz bir ürperti hissetmiştim. Gözlerine kilitlenip kaldım bir an. Kısa ve sarı saçlarını bir tokayla sağa bağlamıştı. Kırmızı hırkasıyla çok tatlı duruyordu. Buğra'nın omzuma vurmasıyla kendime geldim. Buğra"Dibin düştü oğlum dibin!". Hiçbirşey demeden içeri girdim. Oldukça geniş bir evdi. Salona girdiğimde inanılmaz bir yemek kokusu vardı. Selim abinin gösterdiği yere oturdum. Selim abi 40'lı yaşlarında kır saçlı bir adamdı. Polis memuru olan Selim abi kahvede emekliliğinin tadını çıkarırken arkadaşının bir kadına saldırmasıyla beraber arkadaşının kafasını duvara vurması bir olmuştu. Yani çetin ceviz bir adamdı Selim abi.

Selma teyze bizim kızlar ile sofrayı hazırlıyordu. Kızı ise bebeğe bakıyordu. Kızıyla henüz tanışma fırsatım olmamıştı. Ne yapsam diye düşünürken Asya bebekle oynamaya başladı ve bu benim için altın değerinde bir fırsattı. Asyanın yanına gittim ve yanağına bir buse kondurdum.
"Çok tatlı bir bebek değilmi Asya!" Bunu derken Asya'nın saçlarını topluyordum.
Galiba bu hareket kızın hoşuna gitmiştiki bana döndü ve "Kardeşinmi?" diye sordu.
Bende "Kardeşim değil. Onu salgının ortasında annesinin yanında ağlarken buldum. Annesini yerde ölü yatıyordu.Kız korkmuştu biraz.
Kız dönüp şöyle dedi." Seni gibi biriyle karşılaşması büyük şans."
"Asya ile karşılaştığımız zaman gözlerindeki masumluğu gördüm onu orda bırakamazdım.Hayati bir karar verdim ve onu bir baba gibi sahiplendim ve yanımdan bir an olsa bile ayırmadım."
Kızı biraz üzmüştüm galiba bu üzülme ses tonuna yansımıştı." Annesinin ölmesi onu derinden etkilemiştir. Asya'yı sahiplenmen büyük bir olgunluk. Bu arada ben Asena." Gülümseyerek "Ben de Batuhan" dedim.
Gözlükleriyle beraber aşırı tatlı bir kız oluyordu.Galiba aşık olmuştum. Selma teyze yemeğe çağırmıştı bizi. Sofra muhteşem görünüyordu. Salgın başladıktan sonra ilk defa ev yemeği yiyecektim. Çorbaya ekmeğimi bandım ve o nefis tadı doyasıya hissettim. 5 dakikada silip süpürmüştüm bildiğin. Sofradan kalkıp salona geçtim. Yemekten sonra Selma abla çay dememişti. Uzun zaman sonra doyasıya çay içtim. Biraz sohbet muhabbetten sonra
Selma Ablanın hazırladığı yataklarda geceyi geçirdik.

Asya'nın çığlıklarına uyandım neler olduğunu anlamaya çalışırken pencerenin kırılma sesi geldi. İçeriye her ne attılarsa bir anda etraf alev almaya başladı.
Panik içindeydim pencere ve raflar yanıyordu. Koşarak kapıdan çıktım. Asya bir köşeye oturmuş ağlıyordu hemen yanına koştum yara aldımı diye kontrol edecektim ki patlamanın etkisiyle duvara savruldum.

Hafif hafif göz kapaklarım açılıyordu. Yangın her tarafı sarmış ve bina yavaş yavaş dökülüyordu. Asya kayıptı. En son raf duvarının köşesindeydi fakat taş yığınları vardı o tarafta . Bütün gücümle taşları kaldırmaya başladım fakat yetmiyordu gücüm, bir anlık öfkeyle bir yığın parçasını kaldırıp attım fakat Asya yoktu sadece kanlı oyuncağı duruyordu yerde. Oyuncağa baktım olamazdı onun kanı değildi bu, bir köşeye çekilip ağlamaya başladım. Yangın hala devam ediyor ve duman her tarafı kaplıyordu ve benim umrumda değildi.
"Nolur kurtarın beni!Ölüyorum yardım edin! " Bu Asena'nın sesiydi. Yerimden kalkıp salona doğru koştum ve kapıyı açmaya çalıştım fakat kapı sıkışmıştı.
Kapıya var gücümle bir tekme attım ve kapı kırılarak açıldı. İçerde yerde yatan Asena vardı yanında Kübra ve İrem yatıyordu ikiside dumandan bayılmışlardı. Asena'yı dışarı çıkardım ve iki tur daha yaparak Kübra ve İremi de dışarı çıkardım. Dumanın etkisiyle başım dönmüştü.Tişörtümü çıkarıp ağzıma bağladım ve başka biri varmı diye içeri kontrol amaçlı tekrar girdim.

Tavan çöküyor ve tahta parçaları önüme düşüyordu. İçerisi fazla dumanlıydı gözlerim yaşarıyordu.Hızlı bir şekilde odaları kontrol etmeye başladım. Mutfak harap haldeydi diğer odalara yöneldim.
Oturma odasının kapısı tekmeleniyordu.
Kapının uç kısmını tutup sert bir şekilde kendime çektim.Kapının üst tarafı parçalanmıştı. İçerde Buğrayla Eren vardı.
Hemen üst taraftan çıktılar.
Buğra " İyimisin lan!"diye sordu. Duman konuşmasını engelliyordu sadece evet anlamında kafamı salladım. Diğer odaları kontrol etmeye başladık bazı odalar kül olmuştu diğer odalarda ise yaşayan yok gibiydi. Daha fazla duramazdık evden dışarıya attık kendimizi. Kızlar iyi değildi Asena yarı baygın gibiydi diğerleri ise tam anlamıyla baygındı. Kızları taşıyarak sokağa çıktık.Her taraftan hastalıklı insanlar geliyordu hızlı adımlarla ara sokağa girdik.
Akın akın geliyorlardı. Bacaklarımda takatim kalmamıştı sağ çaprazımızdaki av bayisi gözüme ilişti. Arkamızdan ikinci bir patlama sesi daha geldi. Av bayisinin kapısına yaslandım. Kapıyı zorladım fakat kilitliydi. Buğraya baktım çekil işareti yapıp elindeki maymunçuğa benzer bir aletle kapının deliğini zorladı ve açmayı başardı.
Saniyesinde içeri attık kendimizi.

Zombiler kapıyı zorluyordu fakat ben elimdeki kanlı oyuncağa bakıyordum.
Dışardakiler umrumda değildi. Bu olay kendiliğinden olmamıştı biri tarafından saldırıya uğramıştık. Sinirle oyuncağı sıktım. Eren'le göz göze geldik.
Erenin gözlerinin içine bakıp şöyle dedim." Bunu kim yaptıysa onu diri diri yakıcam Eren!" Eren sadece bana bakmakla yetindi.

Kıyametin İlk GünleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin