Kafamı kaldırıp kadına baktım oldukça gergindi.Silahi tutan eli titriyordu. Buğraya doğru seslendi kadın."Silahı bırak yoksa bu genç yaşında ölürsün."dedi. Buğra kadına rest çekti." Eğer ben ölüceksem arkadaşında benle gelir." Kadın tereddüt etti bir an sonra silahını indirdi. Buğra da ona karşılık verdi. Adam kadının arkasına geçti bende Buğra'nın. Bir süre adamla bakıştık. Sonra Buğra kadınla arkadaşını aşağıya çağırdı.
Beraber indik. Kızlar yabancıları görünce tepki verdiler fakat yatıştırdık. Sonra kadına döndüm " Kimsiniz? Nereden geldiniz? Bana niye saldırdınız?"
Kadın tam cevap verecekken adam araya girdi. " Ben Eşref yanımdaki ise Sertap. Ben yeni mezun olmuş bir inşaat mühendisiyim Sertap ise doktor. Konyadan geliyoruz. Sana saldırmamın nedeni ise hiçbir işi şansa bırakmam.Peki siz kimsiniz " Tek tek grubu tanıştırdım. Sıcakkanlı insanlardı Eşref uzaktan biraz soğuk görünsede Sertap öyle değildi hemen kaynaştı bizim kızlarla.
Eşrefin yanına gittim. " Burda bizimle mi kalacaksınız yoksa bir planınız varmı?"
Eşref" Bunu Sertapla konuşmam lazım. Onun fikrini almadan bişey diyemem. Burada belki bir güvenli bölge falan buluruz umuduyla geldik fakat çabamız boşuna."dedi. " Buranın 300 350 metre aşağısında bir meclis konağı var hiç gördünmü orayı? Bir fikrin varmı orayla ilgili?"diye sordum.
Eşref " Bir grup var gibi gözüküyor orda. Sadece bunu biliyorum. Pek iyi niyetli değiller gibi." dedi.Konağı yakından incelemeliydim. Küçük bir çanta hazırladım. İçinde zor bir durumda kaldığımda beni hayatta tutacak bir iki parça vardı. Ayrıyeten bir şişe su ve paket bisküvi koydum. Sabahın ilk ışıklarında yola çıktım. Arabaların yanından ses çıkarmadan öylece geçip gidiyordum. Konağı gören hakim bir tepe bulmalıydım. Biraz bakındıktan sonra böyle bir tepenin bulunmadığını anladım.
Başka çarem kalmamıştı bir binanın çatısına çıkmalıydım. Karşımdaki beyaz renkli lüks binanın içine girdim. İçeri gün ışığına rağmen hala karanlıktı. Çantamdan el fenerini çıkardım. Bina oldukça yıpranmıştı ve içerde sadece hastalıklıların sesleri geliyordu.İlk başta yangın çıkışını yokladım anahtar olsa bile açılmazdı içerden sıkışmıştı. İçimden söverek üst kata çıktım yaşlı bir kadın sallanarak üzerime geliyordu ve yüzünün yarısı parçalanmıştı. Artık bu durumları normal algılıyordum ve bu durum benim açımdan hiç iyi değildi. Bıçağımı çıkartıp gözüne saplamam ile oracıkta yere yığıldı. Yavaş yavaş merdivenleri çıkıyordum başka hastalıklı ile karşılaşmamıştım. En üst kata vardım. Çatıya olan giriş zincirlenmişti ve bir hayal kırıklığına daha uğramıştım. Sinirle kapıya tekmeledim ve merdivenlere oturdum bir müddet.Tek tek daireleri kontrol etmeye başladım.
2.kata indiğimde tek bir dairenin kapısı açıktı. Yavaşça kapıyı ittim ve içeriye göz ucuyla bir bakış attım. Sakin gibiydi. Odaları gezmeye başladım hastalıklı veya bir yaşayan yoktu. Çekmeçeleri karıştırmaya koyuldum. Bir altıpatlar ve bir dürbün çıkmıştı bahtıma. Altıpatların içi doluydu ve ayrıyeten bir kutu mermisi vardı. Pencereleri kontrol ettim ve yangın merdivenine en yakını belirledim. Temkinli bir şekilde pencereye çıktım. Yangın merdivenine 1 2 metre uzaklıktaydı. Ayağım yetişmezdi mecburen atlamalıydım.
Pencerenin yanındaki borudan destek alarak parmaklıklara atladım ve sağ elimle sıkıca tutundum parmaklıklara. Sonra ayağımdan destek alarak tırmanmaya başladım. Ben tırmandıkça parmaklıklar sallanıyordu. En sonunda kendimi yukarıya çekerek çatıya ulaştım.Dürbünle konağı gözetlemeye koyuldum . Yaklaşık 20 kişi saydım ve bunların çoğu silahlıydı ayrıca içerde kaç kişler görünmüyordu. Kapıya bir araç yanaştı ve içerden daha önceden gördüğüm adamlar indi ve bu sefer getirdikleri askeri üniformalı kişilerdi. İki araba daha geldi ve toplam üç arabadan 6 adam ve yanlarında 8 üniformalı asker indi. Askerlerin gözleri ve elleri bağlıydı. Konağın içine girip gözden kayboldu. Güneş vurdukça dürbünün camı daha da parlıyordu. Kahverengi ceketli olan adam farketmiş olmalı ki arkadaşlarına çatıyı gösterip ateş etmeye başladı. Tıpkı bir tazı edasıyla yerimden çıkıp merdivenlere koşmaya başladım. Hızlı ve seri bir şekilde tırmandığım yeri inmeye başladım. Yere 2 3 metre kala kendimi aşağı bıraktım ve arkama bakmadan koşmaya başladım. Yakından araba sesleri geliyordu ama çok yakından.
Arabanın bana çarpması ile kendimi yerde bulmam bir oldu. Arabadan 2 kişi indi. Gözlüklü adam çevreyi kontrol ediyordu. Yavaşça belimdeki altı patları çıkardım. Adamın bana yaklaşmasını bekledim adam elindeki piyade tüfeğini omzuna astı.Aramızda az bir mesafe kala adamın göğsüne bir el ateş ettim. Adam sırt üstü düştü. Diğer adama fırsat vermeden tetiğe bastım. Adam boğazını tutuyordu diz kapakları yere çöktü. Nefes almaya çabalıyordu fakat anlamsızdı. Yerimden kalktım ve adamların silahlarını alıp arka koltuğa fırlattım. Arabayı çalıştırıp gaza bastım kurtarma planım harikulade ve acımasız olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyametin İlk Günleri
ActionHer zamanki gibi normal bir gün bekliyordum karşımda fakat bir salgınla uyanacağımı aklımın ucundan bile geçmemişti.Her taraftan akın akın geliyorlardı. Hayatta kalmak için amansız bir mücadeleye kapıldık.Zaman geçtikçe durumu kabullenmeye başladık...