Bölüm 1 °•○TRAFİK°•○

4.8K 242 9
                                    

BİSMİLLAHİRRAHMANİRAHİM

Bu hikaye 20 Ağustos'ta yazılmaya başlanmıştır.

Sanırım 2 senedir ilk kez böylesine heyecanlı ve mutluyum. Uzun uğraşlar ve emeklerle 5 senemi bu okula harcadım. Üniversite sınavını kazandıktan sonra bölümümü seçmem hiçte kolay olmamıştı. Ne ilahiyattan nede edebiyattan vaz geçmek istemiyordum.

Sonra kararımdan mutlu olarak İlahiyatı seçmiştim. 1 sene arapça hazırlık görmüştük. İlk senem nasıl da heyecanlıydı. Babamın yüzünü kara çıkarmamıştım. Annemin emeklerini ziyan etmemiştim. Gururla girmiştim bu kapıdan. Puanlarımın yüksek olmasından ötürü hocalarım yan dal imkanı vermişlerdi bana hayalimi de aynı anda okuyabilecektim. Aynı anda iki bölümümede başlamıştım ders saatlerini ayarlamak çok zor olmuştu ama başarıyla mezun olmuştum her ikisindende.

O korkunç kaza olduğu zaman sanki artık hayatla aramda bir bağ yoktu. Sadece kardeşim vardı. Annemin bana emaneti.

Gözlerim buğulanmaya başladığında okulun önündeki banktan kalkıp düşüncelerimi zihnimin uzak köşelerine ittim. Yarın mezuniyetim vardı. Gün benim günümdür diyerek kardeşimide alıp alış veriş yapmaya karar verdim. Tamam son güne bırakmıştım,olabilir fırsatım olmamıştı. Arabamın olduğu yere doğru yürürken önünde durup zihnimi boşaltmaya ihtiyacım olduğuna karar kıldım. Arabaya yaslandığımda aklımda bir sürü şey vardı.

Babamla aramda hep bir mesafe olmuştur. Beni sevmediğini sanmıyorum ama sevdiğinede inanmıyorum. Hep onun başını dik tutmak için uğraştım. Ama onun bana karşı sevgisizliği duygusuzluğu hep canımı yakardı ama yine de babamdı. Hayatımın ilk erkeğiydi.

Bu düşüncelerle ne zaman ağlamaya başladığımı bilmiyorum hava kararmıştı. Gözlerimi silip sürücü koltuğuna yerleştim. İçimden Allah'ım bana güç ver diye dua ediyordum. Ağlayınca yüzüm şişerdi hava iyi gelir diye düşünerek camı sonuna kadar açıp eşarbımın bozulmasını umursamadım. Ana yola çıktığımda ne kadar hızlı sürüyordum kim bilir. Arkamdan sinyal veren arabayla kendime geldim. Yavaşlayıp sağa çektim. Artık göz yaşlarımı içimde tutamıyordum. Bu yük bana fazlaydı. Bu halime de şükür. Kaldırıma çöktüğümde eteğimin yeri süpürdüğünü gördüm ama hiç bişi yapmadım. Başımı dizlerimin arasına aldığımda başka bir arabanın daha sağa çektiğini gördüm sinyal veren arabaydı sanırım. Yavaşça yerimden kalkıp hiç o tarafa bakmadan sürücü koltuğuna geçecekken duyduğum ses beni durdurmaya yetti.

-Canına mı susadın. Allah'ın verdiği can bu kadar drğersiz mi senin için yazık.

Sertçe bağıran adama dik dik bakarak döndüm. Be diyordu bu Allah aşkına.

-Benim ne yaptığım seni ilgilendirmez. Üstelik emanet canıma senden daha iyi sahip çıkıyorum emin ol. Dalmıştım hız yaptığımın farkına varamadım.

Diye soludum yarı sinirli yarı bitmiş bir halde. Göz yaşlarım görüş alanımı bulanıklaştırıyordu.

-Sen iyi misin. Dedi gayet ciddi bir şekilde.

-Seni ilgilendirmez. Dedin en az onun kadar ciddi bir halde.

Arabama doğru hızlı adımlarla gittim ve hiç bakmadan yola çıktım kısa süre içinde kardeşimin yanına ulaşmıştım. Hemen hazırlanmasını söyledikten sonra kendi odama geçip yüzümü yıkadım sert suyu kaç kez yüzüme çarptım ben bile sayamadım. Ama kendime geldiğime emin olduğunda durdum. Havluyla yüzümü kurulayıp saçımı yeniden topladım. Kesmeliydim belki de çok uzundu ve bakmakta zorlanıyordum. Babam ne çok severdi saçımı(!) Hiç bir zaman kesmeme izin vermezdi.

Siyah geniş düz bir elbise giyip mor ipek şalımı bağladım. Aşağı inip Ayşıl'a seslendim.

-Ben hazırım hadi ablacım.

-İki ayağımızı bir pabuca soktun o kadar da dedim son güne bırakma diye.

-Oldu bir kere hadi gidelim.

Saat 4e kadar gezip kovun içi önünde siyah danteller olan bir elbisede karar kılmıştım. Çok şahşahlı olmasını istemiyordum zaten. Siyah şalım ve siyah ayakkabılarım vardı zaten boşuna israf etmeyeyim diyerek başka şeylere bakındık. Belki bu yaz bir yerlere kaçarız diye düşünüyordum.

-Ayşıl sence tatile gidelim mi ? Dedim yüzümde kocaman bir sırıtışla.

Aynı şekilde gülerek.

-Oluurr.

-O zaman bişiler daha bakalım mezuniyetten çıkar çıkmaz gideriz gece yolculuğunu çok seversin sen.

-Dünyanın en iyi ablası sensin. Sen iyiki varsın benim canımsın.

Yanağına kocaman sulu bir öpücük bırakmıştım. İyiki vardı canımdan bir parçaydı.

Çok fazla kıyafet aldığımı fark etmem biraz geç olmuştu sanırım abartmıştım. Yeter bu kadar diyerek paketleri bagaja yerleştirip yemek yiyebileceğimiz bir yere sürdüm. Saat 9 olmuştu bu saatte dışarda olmak hiç hoşuma gitmediği için hemen paket yaptırıp eve gitmiştik.

Yemeklerimizi yedikten sonra Ayşıl 'ı yatağına yatırıp üstünü örttüm. Evet kocaman kız olabilir ama ona dikkat etmeliyim. Yatsı namazımı kılıp Ortalığı toparlayıp aldığım kıyafetleri valize yerleştirip yarın giyeceklerimide hazırlayıp duşa girdim. Yatağa girdiğimde saat 2 yi bulmuştu.

Sahi bugün o kendini beğenmiş bana canımı umursamadığımı söylemişti. Sert yüz hatlarıyla aslında korkutmuştu beni biraz. Bundan sonra daha dikkatli olmalıydım. Adamın yüzü gözümün önünden gitmiyordu. Günaha sokacak beni. Ama adını bilmiyorum daha. Başımı iki yana sallayıp alya kızım kendine gel dedim. Daha fazla saçmalamayarak.

Yarın yoğun bir gün olacaktı. Gözlerimi kapatıp uykuya teslim olmuştum.

******************
İlk bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz

☆HELAL SEVDA'M☆ (İSLAMİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin