Sevgili okuyucum, öncelikle ben Aslı. Umarım başlangıcı ve daha sonra gelecek bölümleri beğenirsin. Videoyu izleyebilirsin. -Düzenlendi-
..........
YAZARDAN(07.07.2016)
Derin bir sessizlikten başka bir şey yoktu. Üstü başı kirlenmiş ışık dahi girmeyen bir depoda bağlı duran iki insan. Daha nerde olduklarından haberleri olmaksızın bayılmış halde sandalyelerde oturuyorlardı. Rutubet kokusuyla kaplanmış geniş deponun her yeri karanlıktı. Dışarda hafifçe esen rüzgarın sesi duyuldu. İki gençten erkek olan yavaşça gözlerini açtı. Zaten karanlıktan çıkan deniz mavisi gözleri yine karanlıkla buluştu. Etrafına sersemce göz gezdirirken ayak ve el bileklerinde garip bir sertlik hisseti. Kendini oynatmaya çalıştığı anda ellerine giren acıyla sertçe inledi. Baş parmaklarını ellerinin etrafına sürdü ve parmaklarında bir sıvı hissetti. Ellerinin tam ortasına geçirilen ince çivileri hissediyordu. Nefesini sertçe dışarı verip kafasını geriye attı. Boş bakışları karanlıkta gezinirken bir anda yanan loş ışık gözlerinin acımasına sebep oldu. Anında gözlerini kapasa da gözleri çoktan acımıştı. Kapı kilidinin sesinin ardından gözlerini yavaşça açtı. Kuruyan dolgun dudaklarını ıslatırken karşısındaki esmer adama sinirle baktı. Esmer adam saçma bir gülüşle
''Ellerindeki çiviler acıtıyor mu Aras? Çıkartmamı ister misin? Ama hayır yoksa bize birkaç gücünü gösterirsin. Hiç kimse o halini görmek istemiyor.'' dedi. Sinirlenen genç kendini tutamayıp
''Emin ol ben görmek istiyorum. Suyun içinde seni boğmayı ve ya ateşte yakmayı diliyorum. Sadece sanırım biraz sabretmem gerekecek.'' dedi. Adam sürahiden su doldururken itici bir kahkaha attı ve
''Ah evet, dilerim ki hayallerini en azından rüyanda görebilirsin. Haliyle biz baban ortaya çıktıktan sonra sizi öldürmeyi planlıyoruz.'' dedi. Aras, yüzünü 'Ne saçmalıyor bu?' dercesine buruşturup
''Babam biz bebekken öldü gerizekalı. Anlıyorum ki aylardır yanlış şey için araştırma yapmışsınız.'' dedi. Adam, yine iğrenç kahkahasını depoya yaydı. Kafasını sağa sola sallayıp
''Salak çocuk! Babanın öldüğünü gözlerinle bile görmemişken bu derece kendini inandırman garip.'' diyerek beyaz saçlı gence doğru yaklaştı. Elindeki suyu ona uzatırken çocuk
''Dinle bak! Babam öldü! Onun bir mezarı var ve bu yaptıkların boşa gidecek. Ayrıca madem öyle neden bizi daha erken yakalamadın?'' dedi. Adam elindeki suyu çocuğa içirip bardağı kenara bıraktı. Şuan inat edip içmeyebilirdi fakat çok susamıştı. Derin bir nefes alıp
''Çok aptalsın! Baban yerinizi gizliyordu. Hani şu işe yaramayan cadıların yaptığı gizleme büyüsü varya. Küçüklüğünüzden beri bunu yapıyor. Sizi annenle almayı planlamıştık ama ne yazıkki güzel Diyora aramızdan çabuk ayrıldı. Kaç sene olmuştu? Ah evet iki sene.'' dedi. Aras, sinirini yatıştıramayıp mavi gözleriyle adama ölümcül bakışlar attı. Adam, bunu fark edince Aras'a yaklaşıp
''Ah Diyora çok güzel kadındı. Resmen etrafa ışık saçıyordu. Mükemmel bir fiziği vardı.'' dedi ve yine kahkaha attı. Aras, bu sefer adamın iyice yaklaştığından emin olup adamın gülüşünü kesip yüzüne kafa attı. Adam, şaşkınlıkla geriye doğru sendeledi. Olanları sindirip bağırarak Aras'ın genç yüzüne sert bir yumruk attı.
''Şerefsiz piç kurusu! Aynı babana benziyorsun. Dua et yüzün annene benziyor. Yoksa çoktan seni gebertmiştim.'' diyerek depodan çıktı. Kilit sesi boş depoda yankılanırken Aras'ın gözleri hayatının gökyüzüne takılmıştı. Üstündeki tişört yırtılmış her yeri kir içinde kalmıştı. O kirlenmeyi hiç sevmezdi ki. Beyaz uzun saçları birbirine karışmıştı. Gökyüzü mavisi gözleri kapalıydı. Aras, buna dayanamazdı. O her şeyi öğreneli daha 6 ay olmuştu. Bütün bu olanlar ikizine haksızlıktı. O hala Aras'ın gözünde minik elleriyle ellerini tutan ikiziydi. Yavaşça mavi gözlerini kapadı. Bütün her şeyin en azından bir yıl öncesine gitmesini istedi. En azından bu olmalıydı...
Evet canımcımlar. Beni özlediniz mi? Tabi ki hayırrrr :( Neyse ben görevimi yapıp buraya düzenlediğim geçit bölümünü bırakıp gideceğim. İki haftada bir düzenlediğim güzel bölümleri sizlerle paylaşacağım. Bakalım beğenecek misiniz? Bu kısacık bölüm için yorumlarınız neler? Değişikliği beğendiniz mi yazın bakalım yoruma merak ediyorum. Hepinizi öpüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARASYA
FantasiBir deniz düşünün, uçsuz bucaksız sevgiyle ve iyilikle kaplanmış; bir de gökyüzü düşünün, hırçınlık ve üzüntüyle dolup taşmış. Birbiriyle alakası olmayan ama yine de her seferinde birbirine tutunan deniz ve gökyüzü. Her an birbirine karışacak gibi d...