Dokuzuncu Bölüm

94 30 2
                                    

Sabah gözünü açtığında yiyecekler yine aynı yerdeydi. Bu davetsiz misafirle karşılaşmasına ramak kalmıştı ama başaramamıştı. Peşinden uçabilseydi eğer, onu bulabilirdi. Fakat kanatları olmadığından bunu yapamamıştı.

Kanatlarına bakarken, yüzünde şaşkınlıkla karışık bir ifade belirdi. Kanatları üzerinde minik minik tüyler çıkıyordu. Çok şaşırdı bu duruma. Sonra pençelerine baktı ve pençelerindeki yara izleri siliniyor ve ince bir katman şeklinde yeni pençeler çıkıyordu.

Muhtemelen gagasında da aynı şeyler oluyordu. Gagasını yokladığı zaman, ucunca minik bir çıkıntı olduğunu fark etti. Uzun zamandır hiçbir şeye bu kadar sevinmemişti. Yoksa annesinin anlattıkları gerçekten doğru muydu? Eğer öyleyse, bütün bu çektiği sıkıntılardan sonra onu muhteşem bir hayat bekliyordu.

Sevinci ve şaşkınlığı bir arada yaşıyordu. Umudu yeniden alevlenmeye başlamıştı ve bir yerde umut varsa, orada her şey mümkün olabilirdi.

Günler günleri kovaladı ve her gece yaşlı kartalın yuvasına yiyecek bir şeyler gelmeye devam etti. Kartal artık iyice emindi. Bu yiyecekleri yavrularından biri getiriyordu. Annelerini son günlerinde eşinden ayırdıkları için de utanıyor ve babalarının karşısına çıkamıyorlardı. Belli ki sevgilerini bu şekilde göstermek istiyorlardı.

Kartal onları görebilmek için uykusuz bir şekilde sabahlamaktan vazgeçmişti artık. Her sabah önünde yiyecek bir şeyler gördüğünde hafifçe tebessüm ediyor ve "Teşekkür ederim" diyordu sadece.

Zaman hızla akıp gidiyordu. Mevsim kışa dönmek üzereydi ve eğer tüysüz, gagasız ve pençesiz bir şekilde kışa yakalanırsa, bu onun ölümü demekti...

Bu arada mucize tüm hızıyla devam ediyor ve kartal adeta yeniden doğuyordu. Tıpkı bir kartalın bebeklik süreci gibiydi bütün bu yaşananlar. Minik tırnaklar çıkıyor ve günden güne büyüyordu. Tüyleri ince fakat sık aralıklarla çıkmaya başladı. Gagası tıpkı bir bebeğin diş çıkarma serüvenini andırıyordu. Sürekli kaşınıyor ve onu rahatsız ediyordu. Ancak sonunda elde edeceği şeyi düşündüğü zaman, bütün bunlara fazlasıyla değerdi.

Aylar süren bu inziva, ona uzun yıllar boyunca yetecek bir güç ve enerji verecekti. Bir kartala, yuvasında oturup ölümü beklemek yakışmazdı. Kartallar zorluklara meydan okur ve engelleri dize getirirlerdi.

Şimdi belki de önceki yaşamında olduğundan daha da güçlenmişti. Ağrıları günden güne azalıyor ve enerjisi artıyordu.

Bir sabah uyandığında, yuvasında yiyecek bir şeyler olmadığını fark etti. Bu durum onu üzmedi. Yalnızca merak ediyordu neden yavrularının gelmediğini.

Ertesi sabah yineyiyecek yoktu. Sonraki sabah ve bir sonraki sabah da...


Agon - Bir Kartalın Yeniden Doğuşu (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin