3. Bölüm

247 21 2
                                    

"C-ChanYeol, buraya gel, H-hemde hemen! J-Jongin o- "

ChanYeol duyduğu şeyle telefonu bırakırken düşündüğü tek şey, her şeyin daha kötü gitmesiydi ve buna karşı bir çözüm yolu bulamamasıydı.


*******

ChanYeol, hızla arabasına bindiğinde ne yapacağını bilemez bir şekilde sevgilinin ile yaşadığı evine doğru arabayı sürmeye başladı. Jongin, biricik kardeşinin yaşadığı her şey kendisini de harap ediyordu. Jongin'in, KyungSoo'yu nasıl sevdiğini, ona karşı olan bağlılığı biliyordu ve acısını da anlayabiliyordu. Hızını arttırırken, açık camdan esen rüzgar yüzüne şiddetli bir kuvvet uyguluyordu ama buna aldırış etmeden hızlandı ve sevgilisinin evi görünce aceleyle arabasını park ederek, eve doğru hızla ilerlemeye başladı. ChanYeol, demir kapının önüne geldiğinde anahtarını çıkardığında, kapıyı açmaya yeltendiği sırada kapıyı açan BaekHyun'u görmesiyle hızla kendisini öne doğru atarak kendisinden küçük bedene sarıldı. BaekHyun kendisini sevdiği adamın kollarında bulduğu yüzünde yayılan gülümsemeye engel olamadı, ne çok seviyordu sevgilisini. ChanYeol diğerinden ayrılarak, eve girerken sevgilisine soru sordu, "Jongin nerde?" BaekHyun, gelen soruyla üst katı göstererek konuştu, "Çok kötü görünüyordu, kapıdan yukarıya çıkarırken canım çıktı." ChanYeol aldığı cevapla yukarı çıkarken, sevgilisine teşekkür ederek dostunun yanına ilerledi. Alkolu fazla içip araba kullanmasına mı kızmalıydı yoksa arabasını duvara vurduğunda buraya kadar yürüyüp kendisini kapının önüne bırakmasına mı kızsa şaşırıyordu. Dostunun bulunduğu odanın kapısını açtığında, Jongin'in yatakta usulca uyuduğunu gördü. Sağ kaşı patlamış olmalıydı ki şişmiş ve yüzünde kuru kanlar yer alıyordu, dudağında da aynı şeyi görünce ChanYeol, kendisini daha da kötü hissetti. Cidden bu denli seviyor muydu, KyungSoo'yu? Kendisinden vaz geçecek kadar mı bağlıydı diğerine, KyungSoo'dan başka bir şey önemli değil miydi onun için? ChanYeol, ellerini saçlarına atarak uzun saçları çekiştirdi. Üzerinde büyük bir yük taşıyormuş gibi hissediyordu. Jongin'e, her şeyin suçlusu babası olduğunu söyleyebilir miydi? Babasını umursamadan tekrar gider miydi jongin sevdiğine? Aklına Taemin'in tehditi geldi bir anda, 'sevdiklerin zarar görecek.' ChanYeol hafifçe güldü, kendisi için şu hayatta bir BaekHyun vardı bir de Jongin. BaekHyun'u kendisi korurdu ama Jongin bu haldeyken onu kimse koruyamazdı, Jongin'i kimse kendinden koruyamazdı. Bu yüzden diye düşündü ChanYeol, dostuna her şeyi anlatacaktı, ona yalan söyleyip arkasından iş çeviremezdi. Jongin kendisinin biricik kardeşiydi, birlikte büyüdüğü her anına misafir olan insandı. ChanYeol dostunun yanına bulunduğu yatağa yaklaşarak, hemen baş ucunda ki koltuğa oturdu. Ne pahasına olursa olsun, Jongin'in yanında olacak ve onu arkasından bıçaklamayacaktı konu kim olursa olsun diye tekrar etti kendisine. Dostunun gözlerine düşmüş uzun saçlarını yukarıya kaldırdığında, esmer bedeninin uykuda akıttığı göz yaşlarını gördü. Ne diyebilirdi ki bu kadar acı içerisinde ki adama? Unut, başkası olur mu? KyungSoo'nun da Jongin'i sevdiğini biliyordu ama Taemin yüzünden ayrıydı iki aşk dolu beden. ChanYeol dostunun göz yaşlarını sildi onu uyandırmamaya dikkat ederek, ne olursa olsun dedi dostuna sevdiğini alacaklardı o insandan, tekrardan mutlu olacaktı iki beden. Jongin, yüzünde ki eli hissettiğinde hızla gözlerini açtı, gözleri uykusunda ağladığından dolayı ağırlaşmıştı. Jongin, karşısında ki bedene baktı ardından, yanını başında kendisine bakan dostunu görünce bayağıdır takınmadı gülümseyi taktı yüzüne. Ne zaman başı sıkışsa, kötü olsa hep ChanYeol'a dert oluyordu. Jongin dostuna gülümserken, "Günaydın dostum." diyerek uzandığı yataktan doğruldu ve dostunun tam karşısında durdu. ChanYeol kardeşine gülümseyerek günaydın derken, içinden her şeyi anlatmak geliyordu. Bu haberi tam şu anda haber vermesi ne kadar doğruydu kendisi de bilmiyordu ama anlatmaya başladı. Bir an olsun dostunun yükünü hafifletmek istedi, sevdiği onu kendi isteğiyle bırakmadığını ve Taemin'in yaptıklarını anlattı ona. Jongin her duyduğu ile yüz ifadesi değişirken ne hissetmesi, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Babasının yaptıklarıyla mı kahrolmayı tercih etseydi yoksa KyungSoo'nun kendisini isteyerek unutmadığına mı mutlu olsaydı bilemiyordu. Elbet hatırlatacaktı kendisini sevgilisine, Taemin'i bir an olsun düşünmeden. ChanYeol anlatmayı bitirince dostuna dikti gözlerini, Jongin'in gülümsediğini görünce anlamayarak karşısındaki adama baktı. Jongin gülerek konuştu, "Biliyordum ChanYeol, onun beni bile isteye unutmadığını, babamla birlikte olmayacağını biliyordum." ChanYeol dostunun bu saf kelimelerine gülerek eşlik ederken konuştu, "Ne yapacağız Jongin, biliyorsun seninle her şeyi yapmaya hazırım ben." Jongin dostunun omuzuna elini atarak diğerinin omuzunu pohpohladı. Jongin elbet biliyordu dostunun her an yanında olduğunu, ne pahasına olursa olsun kendisine yardımcı olacağını. Jongin dostuna gülerek teşekkürünü ederek, konuya girdi, "ChanYeol, sende az-çok tanıyorsun babamı, neler yapabileceğini. Senin bunu bana anlattığını öğrenirse, BaekHyun'a dahi zarar verecek, buna ben dahil sende izin vermeyeceğini biliyorum ama bu adam mafya ChanYeol bir çok adamı var başa çıkamayız. Onun gücü var, bizim ise zekamız. Onu zekayla yeneceğiz ardından da sevdiğimi yanıma alacağım. Sende BaekHyun'a zarar gelmeden devam edeceksin." ChanYeol, Jongin'in zekasına hayran kalmışcasına diğerini dinlerken kafasıyla onayladı hızla arsından nasıl zekasıyla diğerini yenebileceklerini sordu. Jongin diğerinin sorusuna gülerek konuştu, "Seni öz çocuğu gibi görüyor bunu sende biliyorsun, bana söylemediğini ve KyungSoo ile onu desteklediğini söyle. Benimle sen başa çıkabileceğini o yüzden rahat olmasını söylediğinde, beni izlemeyi bırakacaktır. Bende her şeyden bir haber evde yaşamaya devam edeceğim, KyungSoo ile vakit geçireceğim sanki babammış gibi, ardından da onu eskiden gittiğimiz yerlere götüreceğim ChanYeol. Zihni unutsa da kalbi unutmaz öyle değil mi? Bizim çok özel yerimiz var onunla birlikte, onları unutmamıştır." ChanYeol, dostunun her dediğini zihninin bir kenarına not alırken diğerini onaylıyordu. Güzel bir plandı ama Taemin'in bir kuşkusu ile her şey mahfolabilirdi. ChanYeol, dostuna elini uzattığı onaylar şekilde diğeri de elini uzatınca birbirlerine sıkıca sarıldılar. Her şeyin üstesinden geldiklerin gibi bununda üzerinden geleceklerine inanıyorlardı. İkili duygulu bir şekilde sarılırken, odanın kapının açılması ile ayrıldılar ve BaekHyun'un söylediklerine güldüler, "Ya aldatılıyor muyum yoksa? Hemde Jongin ile inanamıyorum sana ChanYeol, bir de kardeşim derdin." İkili diğerinin sözlerine gülerken, ChanYeol yüzünü ekşiterek Jongin'e bakarak konuştu, "BaekHyun, saçmalıyorsun sevgilim. Seni bu esmer kokuşmuş ile mi aldatacağım? Lütfen bir tanem, bu tarzım bile değil. Benim gözdem sensin." Jongin, kendisine gelen hakaretle diğerinin omuzuna vurdu gülerek, ardından da BaekHyun'un üzerine atlayışı ile diğerine sarıldı. Bu ikiliyi çok seviyordu, birbirlerini bulmuş güzel bir çiftlerdi. BaekHyun, Jongin'e bakarak konuştu, "İyi misin peki, kumacığım? ChanYeol ne zaman bıraksam dibinden ayrılmıyor." Jongin diğerine gülerken konuştu, "İyiyim kumam ayrıca ChanYeol'un durmadan yanıma gelmesi benim suçum değil, istediğini veriyorum ki geliyor." Jongin gülerken, BaekHyun'un ChanYeol ile cinsel birliktelikten uzak durmasına imasını yaparak aşağıya doğru inmeye başladı. BaekHyun'un cırmalası ve ChanYeol'un kendisine olan tehditini umursamadan.


Without You [KAİSOO]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin