2.Bölüm

686 68 41
                                    

"Senin hayatın buraya kadar küçük şeytan, bu saatten sonra Kim Jongin ile tanışacaksınız, gerçek Kim Jongin'le."

—-

KyungSoo duydukları ile sert zeminde sabitlenirken, Jongin'in merdivenden çıkış sesleri aklını bulandırıyordu. Ses gittikçe uzaklaştığında hafifçe yere bıraktı kendini, Jongin kendisine ettiği hakaretleri mi kafasına takması gerekiyordu, yoksa yüzüne dokunurken ağlamasını mı veyahut kalbinin Jongin ile yakınlığından duyduğu heyecanı mı? Bilemiyordu, hiçbir şey bilmiyordu. Jongin kendisini unutmak ile itiham etmişti oysa ki, KyungSoo Jongin'i sadece okulda görmüştü, başka herhangi bir yerde değildi, ya da bir samimiyetleri yoktu. Ellerini, küçük kafası arasına aldığında düşünmeye çalıştı, hatırlayamıyordu hiçbir şeyi, son 2 yılını. Büyük bir trafik kazası geçirdiğinde, Taemin'in kendisini Amerika'ya tedaviye gönderdiğini hatırlıyordu sadece, her anında yanında olan sevgilisini. Jongin ile samimiyeti olduğunu bile düşünmüyordu, olsa bile ne kadar olabilirdi ki? Sevgilisinin oğluyla ne kadar samimi olabilirdi, aklı almıyordu. Peki ya kalbi? Jongin parmağını kalbine koyduğunda, neden hiç olmayacak bir heyecan ile tepki verememişti? Kafasını sağ-sola salladı, KyungSoo. Hiçbir şey olmamıştı, olmayacaktı. O sevgilisinin, yakında evleneceği adamın oğlunda başka hiçbir şey değildi, okul harici olmak dışında. Düştüğü yerden sersemleyerek kaldırdı ağır bedeni. Su içmeye kalkmıştı, lakin yaşadıklarından dolayı her şeyi almış gibiydi. Doğru olan yere doğru ilerledi, kocasının yanına. Usulca yanına gidip, yatacak ve bu olaylar yaşanmamış gibi devam edecekti. Jongin ise sadece babasının evlenmesini istemeyen bir baba olarak kalacaktı.

"Duydun işte, ChanYeol. KyungSoo, babam ile evleniyor." Jongin, yakın arkadaşının karşısında ki koltukta oturmuş, kendi söylediklerine inanmaya çalışıyordu lakin kabul edemeyecek kadar ağır geliyordu bazı şeyler. ChanYeol oturduğu yerden kalkarak arkadaşının sırtını sıvazladı yavaşça, rahatlamak adına, "Jongin, belki de böyle olması gerekiyordur? Belki de sevmemişti seni hiç? Neden kendini bu kadar yıpratıyorsun." Jongin sırtında ki eli hızlıca çekti, duydukları ile. Dostuna baktı sinir tüm vücudunu ele geçirmişken, anlamıyordu hiçbir şeyi anlamıyordu. "ChanYeol anlamıyor musun? Nasıl unutayım onu? Tüm anılarımın sahibini, küçük sevgilimi? Söylesene, ne biliyorsunki!  Nasıl acı çektiğimi nasıl bilebilirsin ki? Ona tüm kalbimi açmıştım ben, ChanYeol. Her şeyden, herkesten çok onunla beraber oldum ben, ne zaman kaçmak istesem onun yanına gittim hep." Jongin, karşısında ki uzun adama yakınırken, gözlerinde ki yaşlar hızla artmaya başlıyordu, çaresizlikle döktü karşısında ki dostuna acısını, "Öyle güzel gülüyor ki ChanYeol, tekrar benim KyungSoo'm diyorum, sonra babam geliyor aklıma. Babam ChanYeol babam, inanabiliyor musun? Nasıl indi o soğukluk, sıcak kalbine meleğimin? Nasıl unutabildi beni, nasıl bırakıp gitti beni hiçbir şey olmamış gibi? Ben çok kötüyüm dostum, çok kötü. Canım hiç bu denli yanmamıştı." ChanYeol, konuşacak hiçbir şey bulamamışken dinledi kadim dostunu. Ne diyebilirdi ki? Gelip geçer diyemezdi. Çocukluktan beri tanırdı Jongin'i. Hiç kimseyle kurmadığı yakınlığı KyungSoo ile kurmuş hiç bu kadar mutluluğu tatmamıştı. Sertçe göğsüne inen elle şaşkına döndü, "Bak ChanYeol senin kalbin atmadı, KyungSoo gibi. Beni unuttuğunu iddia eden birinin kalbi hiç olmayacak kadar atıyordu, küçük kalbi hızla attı ellerimin altında."  ChanYeo, dostunun elini kaldırdı hızlıca göğsünden, ve geniş omuzları kavrayarak sarsmaya başladı, kendisine gelmesini dileyerek konuştu, "Jongin yeter! Tamam KyungSoo ile dillere destan bir ilişki yaşadın, biliyorum ama bu kadar bitti artık. Şimdi bu kadar acı çekmeni sağlayan insanı cezasız bırakmayacağız, anladın mı? Her ne yaşadıysan birer birer alacağız intikamını, ondan. Para için terk ettiyse seni, veyahut başka bir şey, hepsinin bedeli öteceğiz. Sen lütfen sadece kendine gel dostum, sadece kendine gel."  Jongin kendi sarsan ellerden kurtularak uzaklaştı dostundan, hafif bir gülümseme takındı, acı ile.  Adımlarını banyoya yöneltirken kahkahası yükselti ve cümlesine başladı alayla, "Burada son göz yaşımı akıttım, ChanYeol her şey şimdi başlayacak, hazırlan müstakbel babamın olduğu, o güzel okulumuza gidiyoruz."
——

Without You [KAİSOO]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin