9.Bölüm

159 14 15
                                    

Taemin'in sesiyle başlayan cümle herkesin kanını dondurmuştu, "Beni oyuna getirebileceğini mi düşündün ChanYeol? Sana sevdiklerinle başlarım demiştim, BaekHyun'a özürlerimi iletirsin. Ah tabi bulursan." ChanYeol ses kaydıyla ağlaması şiddetlenirken, ses kaydı bitmişti ve ChanYeol hıçkırıklarının arasından konuştu, "Ona ulaşamıyorum Jongin, ona ulaşamıyorum. Komşular eve silahlı adamların geldiğini söyledi."

*****
Jongin, duydukları ile kalbinin acısını hissetti. Sevdiği insanlar, ailem dediği insanlar kendisi yüzünden birer birer canları acıyordu ve buna mani olamıyordu. ChanYeol'un omuzundan tutarak onu sürüklemeye başladı hızlıca, BaekHyun'a bir şey olmuşsa bunu Taemin'in yanına bırakmayı düşünmüyordu. İkili motorsiklete koşarken, Jongin dostuna kaskı verdi ve ikili yerleştiğinde arkalarından hayretler içinde kendilerini izleyen bedeni yalnız bıraktılar. Jongin, hayatında hiç bu kadar hız yaptığını hatırlamıyordu ama beş dakika içinde park etmiş bir şekilde motorsikletten iniyorlardı. Evin kapısı sonuna kadar açılmış bir şekilde dururken, Jongin oraya koşarken bile evin dağıldığını görebiliyordu. Tanrı'ya dua etti, BaekHyun'a bir şey olmaması için. ChanYeol'un sevgilisi gibi değil de kardeşi olarak benimsemişti, BaekHyun'u. Kapıdan içeri girdiklerinde, evin her tarafında kırılmış camlar, dağılmış eşyalar zemini kaplıyordu. Jongin içini dolduran korkuya yenil düşmeyerek hızla ChanYeol'la birlikte yatak odalarına girdi. Salon kadar dağınık olan yatak odası, BaekHyun'u ağırlamıyordu. ChanYeol sevgilisinin adını bağırırken Jongin odanın banyosuna ilerledi. Kapıyı sertçe açarken, karşısında aynaya bakarak saçını düzelten dostunu gördü. Yüzünde ki gülümseme vücudunda yayılan mutlulukla eş değer bir zaman da yayılmıştı. Gülümseyerek dostuna sıkıca sarıldı ve tanrıya teşekkür ederek dostuna bağırdı. ChanYeol, Jongin'in sesini duyarak hızla içeri girdiğinde sevgilisinin gülümseyen yüzünü gördü. Göz yaşları yüzünden süzürken, sevdiği adamın bedenini sarmaladı hızla. Bunun hayal olmamasını dileyerek sevdiğinin saçlarını kokladı, oksijen kendisine ağır geliyormuş gibi. BaekHyun'un kokusu burnundan içeri girdiğinde, tekrardan yaşadığını ve hayatta olduğunu hissetti. BaekHyun, sevgilisini üzerinden iterek gülümsedi ve konuştu, "Ağlamayın koca bebekler, ne bu haliniz? Yalnız söylemeden edemeyeceğim, aşırı şımardım şu an. Bensiz ne yapacaksınız siz?" Jongin diğerinden duyduklarıyla ağladığını o an fark etti, psikolojisi artık tamamen bitmişti. Sevindiği an, başına bir şey geliyordu ve yine kendisini bataklıkta buluyordu, duygu değişimi artık kendine zarar verecek türdendi. ChanYeol sevgilisinin cümlesine aldırmadan küçük bedeni kontrol etmeye başladı, ona herhangi bir zarar verilmişse, kendisini durduramayacağını biliyordu. BaekHyun, vücudunu inceleyen uzun boylu çocuğun kafasını tutarak yüzlerini hizaladı. Yavaşça pürüzsüz teni okşayarak gülümsedi, "Sevgilini hala tanıyamadın mı sen, ChanYeol? Bana kim bir şey yapabilir? Hem benim arkamda koskoca iki tane kaslı erkek, baksana. Hala basketbol formanızla kaslarınızı bana sunarak geldiniz." Jongin dostunun cümlesine gülerek tekrar sarıldı ona, ChanYeol ve kendisi BaekHyun'un hayatlarında var olmadığında bataklığa düşmüş, karanlığa görülmüştü ancak BaekHyun ikisini de toparlamış ve iki adamı her şeyden uzaklaştırarak onlara bakmıştı. BaekHyun kendisine sarılan yakın arkadaşını iterek kahkahayla konuştu, "Sen nasıl kumasın bakayım, Jongin? Ben ölsem işine gelmez mi, ChanYeol boşta kalır hem?" Üçlü espriye gülerken Jongin kafasını çevirerek içeriye utançla giren çocuğa baktı. Jongin, KyungSoo'nun gözlerinde ki korkuyu ve tedirginliği gördüğünde, üzülerek sevdiği adama yaklaştı. KyungSoo kendisine doğru gelen adamdan kaçarak merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. Şaşıran üçlü hızla KyungSoo'nun peşinden koşarken, ChanYeol onu giriş kapısında yakalayarak salona götürdü ve gülerek konuştu, "Evet arkadaşlar, aranan kaçağımız bulundu." KyungSoo kafası eğik bir şekilde göz yaşlarını silmesine rağmen kendisini tazeleyen su damlacıklarına engel olamıyordu. BaekHyun'un yakın arkadaşının yanına giderek gülümsedi ve ona sarıldı. Kendisinden daha çok korkmuş bir şekilde titriyordu KyungSoo. Jongin öksürerek, BaekHyun'un arkadaşından uzaklaşmasını sağladı.Esmer olan, sevdiği adama doğru adım atarken, ne demesi gerektiğini bilmese de ona sarılarak hasret gidermek istiyordu. KyungSoo, kafasının eğik oluşundan gelen kişiyi görmese de ağır erkek parfümü burnunu doldurmasıyla Jongin'in geldiğini anladı. Jongin hızla sevdiği adamın yanına geldiği sırada KyungSoo hızla geri geri gitmeye başladı. Esmer beden üzüldüğünü belli etmeyerek, sesinde ki titremeyi durdurup küçük bedene yaklaştığı sırada konuştu, "KyungSoo, bir şey olmadı. Korkmana gerek yok, ağlamana da. Lütfen ağlama." KyungSoo cümleyi duyduğunda kafasını kaldırarak hasret kaldığı gözlere baktı. Hatırlamıştı işte, sevdiği adam Jongin'idi, birlikte olduğu, aşık olduğu adam tam karşısındaydı ama onlara zarar veriyordu. Hatırlamamayı diledi bencilce o an, her şeyin daha kolay olacağını düşündü. Jongin diğerinin ellerini kendi büyük ellerine aldığında, KyungSoo hızla çekti kendini sıcak bedenden. Ne kadar o sıcaklıkta kavrulmak istese de. Jongin bir şey söyleceği sırada KyungSoo  ağlaması hiddetlenerek konuşmaya başladı, "Özür dilerim ben. Gerçekten özür dilerim. Sizin canınız benim yüzümden yanıyor ve buna ben sebep oluyorum. Gerçekten özür dilerim, beni affedin." KyungSoo cümlesi bittiğinde sevdiği adamın gözlerine son kez bakarak arkasında mahvolmuş bedenden uzaklaştı. Jongin olduğu yerde hayretle sevdiği adamın uzaklaşmasını izledi, KyungSoo'nun her şeyi hatırladığında güzelleşecek hayallerine tam o anda veda etti. Hayat onları birlikte olmaya sevk etmiyordu, aksine daha da uzaklaştırıyordu ve bu kendisinin yaşamaya olan inancını tüketiyordu. ChanYeol arkadaşının yanına giderek omuzundan tutarak kaldırdı  dostunu, Jongin'i artık böylesine dağılmış görmek istemiyordu. Jongin kafasını arkadaşlarına çevirerek burukça gülümsedi ve konuştu, "Hadi evi düzeltelim." BaekHyun, dostuna yaklaşarak saçlarını karıştırdı ve gülümsedi, " Evimizi diyecektin herhalde ama bunu yapmamıza gerek temizlikçiler gelecek birazdan. Biz yemek yemeye gidelim, sizde üzerinizi değiştirin." Jongin dostuna gülümseyerek odasına gitti, içinde ki tüm kalp kırıklarıyla ve dağılmışlıkla.

Without You [KAİSOO]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin