Leyla
Berke ve Arya...
Dün Berke beni arayana kadar aklımın ucundan bile geçmezdi. Arya'dan hoşlandığını ve onunla konuşmak istediğini söyledi bana. İlk şaşırdım tabi ama sonra neden olmasın diye düşünerek numarasını verdim Berke'ye. Mutlu olmak ,sevilmek onunda hakkıydı. Üstelik Berkenin onu üzmesine engel de olabilirdim. Evet evet... Yaptığım iyi bir şeydi.Aryanın telefonuna mesaj geldiğinde anlamıştım zaten ama belli etmedim çünkü bana gözü kapalı güvenirdi ve bunu sarsmak istemedim. Berke'yle dakikalarca konuştular. Sonuç ise bizim asi kız Berke'ye yenik düştü. Tabiki bunda benimde payım var. Yarın hafta sonu ve Berke'nin istediği buluşma gerçekleşecek. Buluşma konusunda Arya ilk önce biraz mırınkırın etsede onu ikna etmek o kadarda zor olmadı ve bundan bende yararlanacağım.Berkenin bir arkadaşı gelecek . Geriye kalan her şey Berke'ye bağlı . Tabi küçük ipuçları vermedim değil. Yarın olacakları düşünerek uyumaya çalışıyordum ama bu Berkenin arkadaşı olayı beni gerçekten heyecanlandırmıştı ama Aryada tık yok . İnsan biraz heyecanlanır ya. Bu nasıl kız anlamıyorum. En iyisi uyumak.Arya
Sabah Leyla'nın basucumda bağırmasıyla uyandım. Sabah sabah derdi neydi bu kızın ya. Feryat figan bağırıyor. Kalktım ve odaya şöyle bir göz gezdirdim. Odanın güney cephesindeki pencereden içeri giren güneş gözlerimi ağrıtacak kadar fazlaydı. Güneşin odak noktası olan masanın üstünde vazo vardı fakat içi boştu. Çünkü Leyla'nın artık her gün gül gönderen bir sevgilisi yoktu. Ayrılalı sadece bir hafta olmasına rağmen Leyla onun yokluğuna çoktan alışmıştı. Hatta yeni birisini bile istiyordu hayatında. Berke'yle buluşmamı etkileyen en büyük neden de Leyla'nın ısrarlarıydı zaten. Berke'nin arkadaşı da gelecekmiş. Bunu duyan Leyla tabiki de boş durmamış ve sabahın köründe kalkmış giyeceklerini hazırlamış bunun la da yetınmeyip benim içinde bir şeyler bakıyor , aynı zamanda da "Kalk hadi tembel şey bugün herşeyi ben ayarlıcam ve kesinlikle itiraz istemiyorum" ona ne kadar karşı gelsemde yine yapacağını yaptığı için ağzımı bile açmadan tamam anlamında başımı salladım.Odaya tekrar girdiğimde gözlerime inanamadım. Bana doğru uzattığı bir karış şort (ki rengi mavinin güzel tonlarından biriydi)ve toz pembe düz bir tişörttü, pişkin pişkin sırıtarak işte bunlar dedi. Hayatta bunları giymem dememe kalmadan elime tutuşturdu ve "bir dakikan var, öyle bakma da acele et, itiraz hakkın olmadığınıda hatırlatmak isterim" dedi. Başa gelen çekilir. Giyindim ve Leyla'nın üstündekileri incelemeye koyuldum.Aynı renkte ve biraz daha uzun olan bir şort (asla vücuduna guvenmezdi,bu yüzden bunu tercih ettıgıne emindim) ve lacivert (benimkiyle aynı sadelikte)bir tişört giymiş. Uygun olduğunu onayladıgım takılarla kombinini tamamlamıştı. Elinde salkımsaçak takılarla bana doğru yöneldi ve onu zarzor durdurdum çünkü ne yapacağını biliyordum. Her zaman abartıdan yanaydı ve beni takılarla bezemek istiyordu. Bu konuda sesini bile çıkarmadı ve ben buna sevindim. Bilmiyordum ki bu fırtına öncesi sessizlikti.Bir ton makyaj yaptırdı bana. Kavga gürültü hazırlandık ve yurtdan çıktık. Sahile doğru olacaklardan habersiz yürümeye başladım. Berkenin tarif ettiği cafeye girer girmez Berke yanımızda bitti. Mavi bir gömlek,lacivert bir pantolon giymişti.Ayrıca kolunda gerçekten şık bir saat vardı.Anladığım kadarıyla Leylanın bu işte parmağı vardı. Sonra elindeki papatya demetini fark ettim. Bana doğru uzattı ama almaya yeltenmedim bile. Yapmak istedigim şeyi Leyla'yla paylaşmasamda neler yapacağımı bilircesine beni selamlaşma konusunda da çiçek konusunda da zorlamadı. Berke'nin umutlanmasını istemediğim için onu gormezden gelerek eliyle bize gösterdiği masaya yöneldim ve sahile bakan tarafa geçtim oturdum. Yaptığım yanlış bir şey olduğunu ima edercesine öksürdü Berke. Kafamı doğrultup ona baktım. Arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim kişinin karşısına oturdugum için boyle bir şey yaptığını fark ettim ama umursamazca bir bakış attıktan sonra tekrar önüme bakmaya devam ettim. Garip olan şey ise şuydu ki çocuk da istifini bozmadan beni izliyordu. Bütün gün sadece etrafı izledim. Sorulan sorulara sadece cevap vermekle yetindim. Genelde benimle ilgili soruları şaşırtıcı bir şekilde isminin Tuna olduğunu duyduğum Berke'nin arkadaşı sordu. Berke ise konuşmak istediği konuya değinmedi bile. Sonunda gün bitti ve gitme vaktimiz geldi.
Berke neden Arya ile konuşmak istediği konuyu konuşmadı?
Leyla ile Tuna arasında bir şey olacak mı?
Tuna neden Leyla'dan daha çok Arya ile ilgilendi?
Ben hemşirelik bölümü öğrencisiyim ve bugün fizik tedavi salonunda bu bölümü yazdım.
Bunun için hoşgörü gösteren fizyoterapistlerimize teşekkür ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Ofsaytları
Gizem / Gerilimİçimdeki uçurumlara hoş geldiniz. Hayal kırıklıklarının dibine düşüyoruz ! sıkı tutununuz...