Luke ve Calum uzun bir süredir okul dışında görüşmüyorlardı. Sorun Michael falan değildi ama Calum okulun futbol takımına girmişti ve artık her gün pratik yaptığı için meşgul olurdu. Luke da artık Michael'la arkadaş oldukları için bunu fazla kafaya takmıyordu.
Ama Luke onunla takılmayı özlemişti o yüzden ona bir mesaj attı.
Luke: Calum Calum Calum Calum Calum Calum Calum
Luke: Calum Calum
Luke: Calum
Luke: Calum
Luke: Dostum.
Calum: Ne istiyorsun?
Luke: Hala maça mı hazırlanıyorsun?
Calum: Sana mesaj yazdığıma göre hayır.
Luke: İyi çünkü buluşalım diyecektim.
Calum: Senin evinde olmaz.
Luke: Cidden Michael'dan mı korkuyorsun?
Calum: Evet.
Luke: Onun zararsız olduğunu söyledim
Calum: Herneyse bizim eve gel
Luke: Saat onda orada olurum
Calum, Michael'ı pek sevmiyordu ve Michael da Calum'dan tamamen nefret ediyordu, yani aynı odada olmamaları her ikisi içinde en iyi olan şeydi.
Calum'un paranormal şeyleri sevdiği düşünülünce, onun Michael'ı da seveceğini sanmıştı ama hala iki en iyi arkadaşının iyi geçinememesi onun sinirlerini bozuyordu.
Bir süre sonra çantasını alıp Hood'un evine doğru ilerledi.
Oraya vardığında Calum'u elinde bir çift soğanlı cips tutarken gördü, Luke'un bunu sevdiğini bildiği için ona da almıştı.
Calum'un odasına çıkıp yatağa oturdular. Calum'un odası, Luke'un odasına fazlasıyla benziyordu çünkü her ikisinin duvarlarında posterler ve etrafa saçılmış kıyafetler vardı.
"Ee naber?" Calum elindeki paketlerden birini Luke'a uzattı.
"Yeni bir şey yok, senden?"
"Ben ve takımım durmadan pazartesi günkü maç için çalışıyor olabiliriz ama cidden sen çok solgun görünüyorsun, daha çok dışarı çıkmalısın." Luke'un teni her zaman solgundu ama bu sefer Calum haklıydı ve daha fazla dışarı çıkıp arada sırada Calum hariç kişilerle de konuşması gerekiyordu.
"Evet sanırım haklısın. Sadece Michael'ı yalnız bırakmak istemiyordum."
"Ugh ne zamandır dünyan Michael etrafında dönmeye başladı? Evli çiftler gibisiniz ve bu çok sinir bozucu."
"Kes sesini. Dünyam Michael'ın etrafında falan dönmüyor..." Sinirle kollarını göğsünde birleştirdi.
"Bir hayalete aşık olmak garip değil mi?" Calum elindeki boş cips paketini çöpe atmak için ayağa kalktı.
Luke başını duvara yaslayıp kahkaha atmaya başladı. "Michael'a aşık değilim, Aman Tanrım." Yanına oturup onu garip gözle süzen Calum'a baktı.
"Neden böyle düşünüyorsun?"
Calum omzunu silkti. "Bir araya gelebildiğimiz kısıtlı zamanlarda hep sonun hakkında konuşuyorsun ve bana sarılıp uyuduğunuzu falan da anlattın...bak bilemiyorum. Aslında birlikte çok tatlı bir çift olurdunuz."
Luke, Michael'ın onunla öpüştüğünü falan düşününce birkaç saniye durakladı. "Benim tipim değil, yaşayan insanlardan hoşlanırım. Onun aşık olabileceğini bile sanmıyorum, hayaletlerin duyguları olmaz diye biliyorum."
Calum kıkırdadı. "Sanırım haklısın. Sıkılmaya başladım, hadi ölü sevgilin hakkında konuşmayı bırakıp Fifa oynayalım."
"Evet herneyse." Luke gözlerini devirip konsolu çalıştırdı.
Michael'dan sevgili anlamında hoşlanmıyordu.
~
Yeni çevirim olan Snake Boy'a da bir göz atın derim ehehehe. Sizi seviyorum :33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mikey mikey challenge //muke {türkçe}
Fanfiction"Cal, kalem hareket etti." "Görebiliyorum aptal, hadi ona bir şey sor." {I'm just translating. Owner is @flyawayclifford, thank you so much for your permission!} {16.11.2015 8:37 AM - 10.08.2016 12:03 PM}