"Ne demek Travis pisliği yine sana dokundu?"
"Önemli bir şey değil...o-o sadece pantolonumun üzerinden penisimi sıktı ve bu beni kızdırdı."
Michael ellerini Luke'un omzuna koyup onu sarstı. "Bu önemli! Senij iznin olmadan sana dokunmuş ve rahatsız hissetmene sebep olmuş. Ayrıca o kişi de ben değilmişim."
Luke iç çekti. "Hey iyi olacağım, cidden. Bunun üstesinden gelebilirim."
"Luke. Kimsenin sana böyle dokunmasına izin veremem."
Ve aniden yok oldu.
-
Günler geçti ve Luke, Michael'ın varlığını gittikçe daha da özlüyordu.
Onun kalın sesini, öpücüklerini ve 7/24 onu sinir etmesini özlüyordu.
Ama geri gelecekti. Her zaman gelirdi.
Ve şu anda Luke tamamen kafayı bulmuş olmasına rağmen hala onu düşünüyordu.
Klüpten yayılan hızlı ritimli bir müzikle birlikte terli bedenler birbirine sürtünüyor, bu da Luke'un ayakta durmasını ve elindeki kehribar renkli içkiyi dökmemesini zorlaştırıyordu.
Calum'un onu nasıl böyle bir partiye gelmesini sağladığını bilmiyordu ama bir konuda emindi:
Bir daha asla yapmayacaktı.
Çok fazla içki içmişti ve bu da başının dönmesine ve odayı daha bulanık görmesine neden oluyordu. Bedenine dokunan eller vardı ve ellerin iki ya da on tane olduğunu kavrayamadığı için onları itmesi de mümkün olmuyordu. Kafasını çevirdi ve Calum'un sonunda Ashton'la (muhtemelen?? her şey fazla bulanıktı.) mutfakta yiyiştiğini gördü ve bu nedenle hafifçe gülümsedi.
Ve aniden Calum'u beklemek yerine bu mekandan ayrılıp eve gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşündü. Ama bileğini tutan bir şey vardı ve hızla onu odadan çıkarıp merdivenlerden yukarı çıkaran siyah saçlı, uzun şekli fark etti. Geri çekilmeyi deniyordu ama bedeni ona tepki vermiyor ve bu da onu korkutuyordu.
Ve o anda sadece sarhoş olmakla kalmadığını anladı.
Kimseden içki almadığını sanıyordu, annesi ona bardakları etrafta bırakmamasını ve asla yabancıların verdiği içeceklerden içmemesini öğretmişti. Sadece Travis'ten bir içki kabul etmişti ama bu sayılma-
Tamam, siktir.
Bir odaya itildi ve yatağa düştü. Çığlık atmak istiyordu ama dili kesilmiş gibiydi ve birden pantolonunun aşağı indirildiğini fark etti.
Ve aniden her şey karardı.
Bayıldığından falan değildi, sadece evdeki tüm ışıklar kesilmişti. Artık arkada çalan müzik yoktu ve Travis, omuz silkip Luke'u yüz üstü çevirmeden önce etrafa baktı.
"Seni bekletmek istemiyorum, değil mi bebeğim?"
Luke, onun belini saran ellerden kaçmaya çalışıyordu. Sertliğini Luke'a sürtmeye başladı ve bu neredeyse sarışın çocuğun ağlamasına neden olacaktı.
Aniden Tanrı onun dualarına yanıt verdi ve Travis geri çekildi. Odada yankılanan çığlıklar duydu ve bir sürü kırmızı iz gördü. Neler olduğundan emin olamasa da onun ne olduğunu kesinlikle biliyordu:
Bu onun hayaletiydi.
~
Hey! Güncele geldim! Kitap askıda olduğundan yazar ne sıklıkla yeni bölüm atar bilemiyorum ama yeni bölümleri yayınlandığı gün çevirmeye çalışacağım! Bu kitabı unutmayın, sizi seviyorum <33Ayrıca yeni yayınladığım "synesthesia" adlı Muke hikayesine de bakabilirsiniz ehehehehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mikey mikey challenge //muke {türkçe}
Fanfic"Cal, kalem hareket etti." "Görebiliyorum aptal, hadi ona bir şey sor." {I'm just translating. Owner is @flyawayclifford, thank you so much for your permission!} {16.11.2015 8:37 AM - 10.08.2016 12:03 PM}