Strahlenber hızla yüzeye yükseldi,hiç vakit kalmamıştı,Leonardo da ona yetişmeye çalışıyordu.Vaktinde yüzeye çıkamayacaklarını düşünerek oksijen tüpünden son bir derin nefes aldı ve tüpten kurtuldu.Leonardo ise tüpünü atmaya cesaret edemedi ve geride kaldı.Çevresindeki balkıların yüzmeyi bıraktığını görünce oraya vardığını anladı.Çünkü bütün balıklar kronos fonksiyonu içinde yıllardır kalmaktan depresyona girmişlerdi,öylece kendilerini denizin yalpalamasına bırakmışlar bir oraya bir buraya savruluyorlardı.Strahlenber Acıyla denizin yüzeyine baktı,hata yaptığını anlamıştı nefesi yetmeyecek,belki de ölecekti.Daha fazla kulaç atamayacaĞINI HİSETTİ,BOĞULUYORDU,ÇIRPINMAYA BAŞLADI.AĞZINDAN BALONCUKLAR HİDDETLE ÇIKINCA yılların verdiği sıkıcılıkla uyuşmuş balıklar bir anda kendilerine gelip kaçışmaya başladılar.Strahlenber ciğerlerindeki kirlenmiş nefesi verince öylece askıda kaldı.Daha fazla yükselemiyordu.Elleri titriyordu.Gözleri Leonardoyu aradı,son bir kurtuluş şanı için.Sonra damağınada öyle bir acı hissetti ki ölümü bile unuttu.Ağzından kan dumanı yükseldi,önünü göremez oldu.Ve baygınlık geçirdi.
Kemal,ilk önce titreyen oltasına aldırış etmedi ne de olsa her şey başa saracaktı.Fakat yıllardır oltası hiç böyle titremeişti.Yılgın bir merakla oltasını tuttu ve çevirmeye başladı.Çevirdikçe şaşırdı,yakaladığı şey çok ağırdı.Ve tüm gücüyle çekmeye başladı,Strahlenber in cansız bedeni yüzeye yükselince ağzı açık kaldı.İlk defa oltayla dalgıç tuttum diye düşündü.
Şu hale bak lan ! Sonunda alisinasyon da görmeye başladım,biraz beklersem geçer.
Gözlerimi kapatıp kayığa uzandım.Uayndığımda güneş batıyordu.Bu bi mucizeydi,tekrardan kurtulmuştum.
Canım sıkılıyordu,kasabaya kadar yürüdüm.Bir tuhaflık vardı.Kimseye rastlamamıştım.Sonra bir barın önünde sigara içen yaşlı bir adam gördüm.Adama doğru yürüyünce içeri girdi.Bara vardığım zaman ben de içeri girdim.Bir de ne göreyim,bizim barmen benim oltayla tuttuğum adamdı.E sen boğulmadın mı dedi.Tezgahı silerken yüzüme bakmadan ben hayaletim benimlen uğraşma diye tersledi.Neyse dedim.Uzun taburelerden birine oturdum.Bana büyük bir bardak bira koydu,sonra arakasında dönüp şişeleri tangur tungur düzenlemeye başladı.Ya sen şimdi hayaletsen ben de hayaletimdir heralde dedim,cevap vermedi.
Sonra içeriye telaş içerisinde bir adam girdi.