Dr Strahlanber:Bu yapı,sahte
Dr Leonardo:Nasıl böyle bir şey olabilir ?
Dev heykelin hopörlörleri açılır
Merhaba,sayın üst düzey yetkili arkadaşlar.Buraya kadar gelebildiğiniz için sizin gerçekleşenleri öğrenme şerefine layık olduğunuzu düşünüyorum
Bu heykeli ben yaptım.
bilinmeyen bir vakit önce-
Kemal kanosundan sahile iner.Kumsalda beklemekte olan Sinan'a doğru yürür,
Kemal gülerek ve yüksek sesle,Sinaaaan,sinaaan yine mi geldin?Seninle daha kaç kere bu konuyu konuşacağız bilmiyorum.Neden doğanın keyfini çıkarmıyorsun?Deniz,kumsal,güneş.Harika değil mi?
Sinan:Otel,gelen belgeselciler,turistler,çalışmalarımıza ve çevrye zarar veriyorlar.Artık burama kadar geldi.Sen burada doğal bir hayat yaşadığını sanıyor olabilirsin fakat sana ait kuruluşlar ve otelin doğaya zarar veriyor.Bir kulübede yaşıyor da olsan,hafta sonları otelinden kazandığın paraları yemeye gidiyorsun.
Kemal:Evet,doğru.Otelim zarar veriyor,fabrikalarım havaya kötü gazlar salıyor.Belki dünya atmış yıl içinde yaşanmaz hale gelecek.Fakat ben atmış yıl yaşamayacağım Sinan.Geri kalan beş on yılımı keyifle geçirmek istiyorum.İnsanlığın ya da türlerin devamı neden seni bu kadar geriyor.Şu stresli işini bırak.Sana keyif yapman için maaş bağlıyayım.Benimle birlikte balık tut.Bıraklım da dünya bizimile beraber ölsün.Öyle bir keyif yapalım ki keyfimiz sona erdiğinde dünya sona ersin.İnsanlık kadar uzun yaşamacağız Sinan,göllerin kurumasını,ormanların yok olmasını neden umursuyorsun?Kurusa da bize ucu değmez.Değse de,ormanları kurtaracağım,kağıt tasarrufu yapacağım diye kıçını silmeden uzun bir ömür yaşayacağına,kısa bir ömrü hiç bir şeyi takmadan har vurup harman savurarak,keyifle yaşaman daha iyi değil midir?
Sinan:Bu beni mutlu etmiyor.Senin yaşadığın sahte doğal hayat beni tatmin etmiyor.Ben bilimle uğraşmak,doğanın harika yapılarını keşfetmek ve bu bilgeliğe erişip doğanın kendisi kadar yaratıcı olmak istiyorum.Doğaya hükmetmek istiyorum.Doğayı yok etmek değil.
Tesis içnde belgeselicler görür oldum.İçeriye paparazi gibi girip izinsiz çekim yapıyorlar,bazıları hayvanların kafeslerini açma cüretini bile göstermiş.
Kemal:Bunlardan banane?
Sinan:Onları sen çağırıyorsun.Bazı belgesel kanalları da sana aitmiş.Ayağını denk al
Kemal:Sen kendini ne zannediyorsun ?
Sinan:Buraya otel dikip iki yeşillik görmeyi doğal yaşam sanıyorsunuz değil mi ? Ormanın içinde bir kulübe inşa edip çiçek sulamayı doğal yaşam sanıyorsunuz.Doğa çok geride kaldı.Artık geri dönemeyeceğimiz kadar uzakta.Çünkü kendimizi çok uzakta tutuyoruz.Hayvanlar birbirini öldürür bu doğanın düzenidir diyebelicek kadar kendimizi doğanın dışına itiyoruz.Ne öldüren için ne de öldürülen için bir empati kurabilmemiz söz konusu değil.Bunu sadece çekirdek çitlerken izleyebileceğimiz bir şov olarak görüyoruz.Belgesel bize oramanın içinde değil koltuklarda ortuduğumuzu,doğanın ise ekranın içinde ulaşamayacağımız sanal bir varoluşta yaşandığını söylüyor.Bu kopukluk kendimizi doğanın içinde hissetmemize engel oluyor,Kendimizi doğanın karşısında onu seyreden bir konumda bile hissedemiyoruz,çünkü karşımızda seyrettiğimiz doğa ekranın içinde,başka bir boyutta var oluyor.Bu yüzden çekilen her bir belgesel doğayla aramızdaki mesafenin arttığını göstermektedir.Belgeseller doğayla kurabileceğimiz empatiyi,bizden ayıran bariyerlerdir.Kendimizi bu kadar tanrısallaştırıp,doğaya bu kadar tepeden bakarken,gerçekten doğayla bütünleşebileceğimizi mi sandın?Şayet bunu başarabilmek için bir şansımız olsaydı,doğanın gerçekte ne olduğunu çıplak bir şekilde görür görmez şoka uğrardık,ve doğaya lanet okurduk.Doğanın ne olduğunu atalarımz gördü.Bu yüzden doğadan kaçtılar,tarım devrimini gerçekleştirdiler.Şimdi ise insanların bu medeniyet seviyesinde başa dönmeyi istemesi atılan tüm adımları hiçe saymak ve bizler atalarımızın yüz karasıyız.Ben bir sonraki adımı biliyorum.Siz çiçek sulayıp organik beslenmeye devam edin,medeniyetin bir sonraki adımını ben atacağım.
Merhaba,sayın üst düzey yetkili arkadaşlar.Buraya kadar gelebildiğiniz için sizin gerçekleşenleri öğrenme şerefine layık olduğunuzu düşünüyorum
Bu heykeli ben yaptım.
Bu heykel,günümüz insalarının tapındığı değeri simgelemekte
Azgınlık !
Bu azgınlık kendisini en çok doğanın ırzına geçme davranışıyla gösterir oldu.Doğaya ait canlılar acı içinde hayatta kalmaya uğraşırlarken böylesine çarpık ve zavallı bir yapıya zevk alma çabasıyla bakmak ne kadar sapkınca