Dr Strahlenber:Yani diyorum ki,hayvanların zihinlerine girebilseydik,onları kontrol edebilseydik hiç bu zahmetlere girşimezdik.Üstelik kafeslere de gerek kalmazdı
Sinan:Evet,doğayı kontrol etmek bence de insnalığın görevi olmalı.İnsanlık olarak doğadan ayrık yaşadığımızı iddia etmek kendimizie yalan söylemek olur.Şayet kendi çıkarlarımız için doğayı değiştirebiliyorsak,bunu sırf doğanın kendisi için de yapabiliriz.Fakat tabi bunlar hep hayal
Dr Strahlanber:Aslında böyle bir makineyi yapmaya çok yaklaştım.Fakat sadece sürüngenler üzerinde başarılı olduğumu söyleyebilirim.Özelliklede bir yılan türü üstünde
Sinan:Sizi dinliyorum
Dr Strahlenber:Açıkçası,yola çıkmaktaki amacım hayvan zihinlerine girmek değil,iç güdünün kaynağını araştırmaktı,özellikle de şempanzelerin.Araştırmalarımı sürdürürken yolum buraya çıkıverdi işte.Benimle gelir misin?Sana bizzat deneyi göstereyim
Sinan Strahlenber'in ofisine gelir,Strahlenber gizli saklı sürdürdüğü çalışmasını ofisine sıkış tepiş sığdırmıştır
Dr Strahlenber,Kocaman boş bir akvaryum içerisindeki yılanı işaret eder.
Dr Strahlenber:Tıpkı cep telefonu gibiler,her birinin kendine özgü bir frekansı bir numarası var.Doğru numarayı çevirdiğinde onun kök beynine bağlanabiliyorsun
Sinan:Fakat bu bir uydu gerektirir
Dr Strahlenber:küçücük bir tane yaptım,odadaki tüm bu ıvır zıvırlar uydumuzu oluşturuyor
Sinan:Sizi gerçekten tebrik ederim...Bu büyüleyici bir çalışma olmuş.Muhtemelen nobel bile alırsınız
Dr Strahlenber:AAAA bırak şimdi nobeli der ve gülümseyerek devam eder:İnsanları kontrol etmeyi başardığımızı bir düşünsene !
Sinan:Bunu öyle karmaşık ve büyük sonuçları olur ki düşünmek için bir haftaya ihtiyacım var doğrusu
Dr Strahlenber:Peki başarmamızı istermiydin?
Sinan asabi ifadeyle:Sizin amacınız dünyayı ele geçirmek falan mı?Ayrıca tüm bunları neden bana anlatıyorsunuz ?
Dr Strahlenber neşeli ve heyecan dolu bir tonla:Siz başardınız Sinan bey.Ne yaptığınız bilimiyorsunuz çünkü ben başa döndüm.Ne olduğunu size özet geçeyim.Tüm bu makineleri aslında siz icat ettiniz.Yılanları kontrol etmeyi keşfeden sizdiniz.
Akvaryumun içindeki yılan huzursuzca kıpırdanmaya başlamışıtı
Strahlenber:Bana anlattığınıza göre,yılanların hatta insanların iç güdülerinin geldiği ortak bir quantum alanı varmış.Bu alanın kendisi başlı başına bir zihinmiş,bu zihne verdiğiniz ad ise quetzal dı.Şayet bu zihne etki edebilirsek yılanları yönlendirebilirmişiz.Bundan da öte asıl keşfettiğiniz şey her bir canlının kendisine ait bir evreni olduğu bilgisiydi.Sonsuz olasılıklar içerisinde her bir zihin kendine göre bir evrene direksyonu kırıyormuş,ve girdiği evrende önceki varlıkların izdüşümleri yaşamaya devam ediyormuş
Sinan'ın kalp atışları hızlanmaya başlamıştı
Strahlenber:Ben qetzala girdim Sinan,beni oraya sen yolladın.
Sinan yutkunarak:Neler diyorsun böyle be adam...
Kontrolünüzdeki bir yılan tarafından sokuldum,test amaçlıydı.müthiş bir cinsel duyumla can verdim.Sonra gözlerimi açtığımda aynı yerdeydim burada yani labaratuarda fakat,bomboştu,hiç bir insan yoktu.Her şey çok garipti,acıkmıyor,uyumuyor hatta yaralanmıyordum.Sonra,geri geldim.Yılanın zehrini yok panzehiri kanıma enjekte ettiniz.Böylelikle uyanıvermiştim.Biliyordum ki iki evren arasında bir eş zamanlılık yoktu,siz bana iğneyi yaparken buna eş zamanlı olarak diğer evrende bir yerde değildim.Yani siz bana panzehiri verirken orada on bin yılda kalabilirdim on dakikada,on bininci yıl bana pan zehiri verdiğiniz ana denk gelmezdi,sanırım ben hala bir şekilde hem orada hem buradaydım.Olanları size anlattım.Derin düşüncelere daldınız.
Sinan:Ben gidiyorum
Akvaryumdaki yılan fırlayıp Sinan'ı sokuverir,sonrada Strahlenberin kafasına kadar tırmanır ve bir firavun başlığı gibi orada usluca durur.Sinan yılanın sokmasıyla panighalinde kendini geriye atmış ve bir kaç adımdan sonra makinlerin üzerine devrilmiştir.
Strahlenber:Bakın,yılan kontrolümde...Size anlattıklarım palavra değil.Ve haklıydınız;size panzehiri kalbiniz durduktan sonra adrenalinle birlikte verdim.Kameralar şahidim olsun,kalbiniz bir dakika attı sonra öldünüz.Ve zaman tekrar etmeye başladı,Size iğneyi yapıp duruyordum bir dakika sonra da ölüveriyordunuz.Bunun pratiğini o kadar çok yaptık ki ölürken ki yüz mimiklerinizi aynen taklit edebilirim,ahhh uhhhhh hmmmm
Sinan titremekete ve terlemektedir,zor nefes alır
Kameraları kapattım ve siz ebediyen gözlerinizi yumdunuz.Malesef hipotezinize aykırı olarak,sizi hayata döndüremedim Sinan bey.Ama gelin görün ki haklı çıktınız,ölümün ötesinde zihniniz mevcudiyetini korudu
Strahlenber:Biliyor musunuz?Burası işte orası.Sizi geri almaya geldim.Benimle birlikte say ve üç dediğimde geri dönelim bir!!! iKİİİ!!! ÜÇ.