Erna,ağaca tırmanmaya başladı.Pek formunda değildi o yüzden bir iki dalı ancak aşabildi.
Şimdi ne olacaktı?
Alek siiii diye bağırdı.Sonra ya kaybettiyse diye ürküp,hemen sustu.Eğer kaybettiyse,yılan ayinini artık yapamazdı ve bu içinde bulunduğu boyutun beş on dakika sonra çökeceği anlamına geliyordu.
Ağçtan dikkatlice inip geldiği yere koşmaya başladı.Alexy'nin yanına gidecek ve ayini tamamlamaya çalışacaktı.Başka ne yapabilirdi ki?
Ya Kemal,ölmediyse,ya oraya vardığında karşısına Kemal çıkarsa diye endişe etti.Daha da kötüsü,bu boyut çökünce ne olacaktı?Ölmüş mü sayılacaktı yoksa yok mu olacaktı?Erna'nın kafasında cevaplayamadığı sorular vardı.Sonra duraksayı verdi.Birden her şey çok anlamsızlaşmıştı onun için.Olmadık bir vakitte kendini felsefeye kaptırıvermişti.Belki bu boyut çökünce hiç var olmamış gibi olurum diye geçirdi aklından.Eğer böyle olacaksa buna engel olmalı mı ? olmamalı mı diye sorarken
-bi sus-
sustum.
-Buna engel olmalımıyım,yani eğer yok olursam her hangi bir şey problem olamaz.Aslında problem olacak hiç bir şey hemde hiçbir şey olamaz çünkü ben yokum.Acı çekerek ölmeye benzemiyor.Ölümden,acı çekmek istemediğim için korkuyorum,ölüm acısı
Fakat var olmamak.Var olmayı istiyor muyum acaba?Evet :D istiyorum.her şey çok merak uyandırıcı
Erna neşeyle koşmaya başladı.Başına her ne gelecekse kahkahayla ona doğru koşuyordu.
Sonra kendisine doğru koşan siületler gördü ormanın içinde.Ajanlar!kahretsin!
yönünü değiştirmek zorunda kaldı.Nefes nefese yavaşladı.
Sonra Melis sevinçle Erna diye bağırdı.
Ormanın hafif karanlık gölgeleri içinde Melis'in parlak sarı saçlarını fark etti.
Diğer yönden Sinan ve ekibi geliyordu,ötekisinden ise ajanlar
Melis:Erna biz geldik.
Melis,sonra Sinan'la Tılsım hanım Erna'nın yanına vardı.
Sinan:Noldu Erna?
Erna nefes nefese yılan adamları işaret etti,geliyorlar...
Sinan karşıya baktı ve yutkundu.İşler çok ters gitmişti