Okul

419 22 1
                                    

Elimi şifonyerin üstüne attığımda telefonumu aldım ve gözlerim yarı kapalı alarmı kapattım.
Bugün okula gidecektim. Saçlarımdaki havluyu çıkararak yataktan kalktım. Saçlarım kurumuştu ve meyveli şampuan kokusu heryere yayılmıştı.
Bütüm acılarım kesilmişti. Tişörtümü sıyırıp yara olan kısma baktığımda ne yara vardı nede kalıntı.
İlacın bukadar çabuk etki etmesi beni şaşırtmıştı. Annem bugün okula gitmememi söylemişti fakat gitmek istiyordum. Geri kalmak istediğim en son şeydi.
Aşağı inip annemin odasının kapısını tıklattım.
" Girebilirsin! "
Kapıyı açtım. Annem yatakları düzeltiyordu. Kalkmıştı. Tişörtümü sıyırıp yaranın geçtiğini anneme gösterdim.
" Bütün yaralarım iyileşmiş. Ağrı yok. Demetria babasının yaralarımın çabuk iyileşmesi için bana ilaç verdiğini söylemişti.işe yaramış. Ve okula gitmek istiyorum. "
" Pekala Kris! Madem iyisin öyleyse bugün okula git. "
Gülümsedim. Annem yanıma gelip bana sıkıca sarıldı.
" Tanrıya şükür! Ya o kazadan sağ kurtulmasaydın... Ben napardım ozaman? Demetria ve ailesine teşekkür etmeliyiz. Hayatını kurtardılar "
" Bencede. Neyse. odama giyinmeye gidiyorum. "
" Pekala. "
Anneme öpücük yollayıp odama geri gittim. Okul özel olduğu için sivil giyinebiliyorduk. Dolabımı açıp Deri siyah bluzumu ve parlak taytı giydim. Dün duş almıştım ve saçlarım kendiliğinden kıvırcık olmuştu. Normalde düz iken şuan mütiş bir kıvırcık olmuştu. Saçlarımı bozmamaya özen göstererek kıyafetlerimi giydim. Makyaj dolabımın üstündeki siyah fötr şapkayı elime aldım. Siyah ve kıvırcık saçlarıma saç tebeşiri attım.fötr şapkayıda taktım. Çok fena güzel ve ağır metal dinleyen biri gibi olmuştum. Siyah deri fazla büyük olmayan sırt çantamıda alıp içine lazım olabilecek şeyler koydum.
Merdivenlerden üçer beşer atlayarak aşağı indim. Annem beni görünce ıslık çaldı.
" Vay canına Kris! Çok güzel görünüyorsun. Bekle burda.. Bu kıyafetlerin altına çok güzel gidecek birşey biliyorum. "
Salondan bir sandalye çekip oturdum. Taytım bileğime geliyordu ve buda ona hava katıyordu.
Masadaki kahvaltılıklardan birer birer tadarken annem elindeki topuklu siyah kış botlarını sallayınca koşarak yanına gittim. Dolu olan ağzımdaki yiyecekleri bitirmeye çalışırken annemin elindeki botları alıp incelemeye başladım.
" Tanrım!! Bunlar muhteşem. "
" bunların bu sene moda olduğunu öğrendim. Pek modayla ilgilenmezsin ama bunları sana hediye olarak almıştım. Süpriz yapacaktım. "
" Aman Tanrım. Çok teşekkür ederim. "
Anneme sarılarak elindeki botları aldım. Bunlar elbisemin altına çok güzel olurdu.
" Denesene "
Salondaki yeşil pufa oturdum. Ayakkabılar harikaydı. Ayağıma tam oturmuşlardı. Anneme tekrar sarıldım. Cebimdeki telefondan saate baktım. Okul saati yaklaşıyordu.
" Al bunu Kristin! "
Annemin bana uzattığı 100 Dolar şaşırmama neden olmuştu.
" Bu Fazla değilmi? "
" Artık zenginiz Kristin! Buda okul harçlığın. "
" Pekala "
Anneme el sallayarak dışarıda bekleyen taksiye atladım.
" The White Place Lütfen! "
' The White Place ' okulumun adı buydu. Telefonumdan sosyal medyayı açtım. Sirahtan mesaj vardı.
" Şuan okula gidiyorum ve ilk kez sen yoksun. Ühühühüüü"
Cevap yazdım.
" Bende şuan taksideyim okula gidiyorum. Sensiz ühühühühuühüü "
Sirah tekrar mesaj attı. Bu sefer fotoğraf göndermişti. Kahverengi saçlarıyla ve parlayan yeşil gözleriyle harika görünüyordu. Üzerinde eski okulumun forması vardı.
Kamerayı açtım. El sallayarak fotoğraf çekinip Siraha attım.
Taksi durunca baktım.
" Geldik. "
Taksicinin Sesiyle taksiden inip borcumu sordum.
" Borcum nedir bayım? "
" 10 Dolar. "
Parayı taksiciye uzatıp karşımdaki saray mı okul mu olduğu belli olmayan koleje baktım. Kocamandı ve kocaman şekilli yazıyla ' The White Place Collage ' yazıyordu.
Kocaman bahçesinde birbirleriyle hasret gideren öğrencilere baktım. Kocaman giriş kapısından girip etrafa bakındım. Koridor öğrencilerle doluydu. Birini çevirip sordum.
" Merhaba. Ben bu sene geldim. Müdürün odası ne tarafta? "
Kız sevecence gülümsedi.
" Birazdaha yürü. Koridorun sonunda karşına çıkar. "
" Pekala... Teşekkür ederim. "
Koridorda yürümeye başladım. Okul çok güzel kokuyordu. Koridordaki kırmızı çelik dolaplar çok estetik duruyordu.
Bir yandan okulu inceliyor bir yandanda müdürün odasını bulmaya çalışıyordum.
Karşıma çıkan beyaz kapıda müdür yazıyordu.
Kapıyı üç kere tıklatıp bekledim.
" Gir!! "
Kapıyı yavaşca aralayarak içeri girdim.
" Ahh! Merhaba sen yeni öğrencimiz olmalısın. "
" Evet! Şeyy. Ben sınıfımı öğrenmek için geldim. "
" Adın nedir? "
" Cece Kristin Jonas "
" seni biraz bekleteceğim. "
Müdür önündeki dosyayı karıştırmaya başladı. Siyah dosyadan çıkardığı zımbalı kağıda uzunca baktı.
" Evet... Pekala bu kağıtlar sende kalsın. Sınıfın, okul numaran, dolap numaran, ders programı ve okul kuralları gibi şeyler yazıyor. Buda dolap anahtarın.kaybetmemeye özen göster. "
Gülümseyerek müdürün elinde kağıdı ve anahtarı aldım.
" Dersin başlamasına 10 dakika kaldı. Çıkabilirsin! "
İyi günler dileyerek odadan çıktım. Kağıdı incelediğimde dolap numarama baktım. 58. Dolabı bulunca durup anahtarı kullanarak dolabı açtım.
Sırtımdaki deri sırt çantayı ve fötr şapkamı dolabıma koydum. Kağıda birkez daha baktım. Ders programına göre ilk ders Fizikti. Fizik kitabını ve okulun özel verdiği defteri elime aldım. Çantamdan kalem, silgi gibi eşyaları çıkarıp kolumun altına koydum. Ve dolabımı kilitledim. Sınıfım olan 11\ A yı aramaya başladım. Herkes yavaşça sınıflarına girmeye başlamıştı. Ben ise koridorda hızımı arttırarak sınıfımı aramaya devam ettim.
İlerde Demetria, Zoey, Allison Jack Ve Sımonu görünce havada elimi sallayarak yanlarına gittim.
" Heyy! Merhaba çocuklar. "
Demetria gülümseyerek bana baktı.
" Merhaba Kristin. Bugün nasılsın? "
" Çok iyiyim. Babanın verdiği ilaçlar işe yaradı. Bütün yaralarım iyileşti. "
Allison ve Zoey Demetriayı dürtüp kulağına birşeyler fısıldarken Jack ve Sımon şaşkın şaşkın izliyorlardı. Demetria Zoey ve Allisondan kurtulmaya çalışıyordu.
" Ahh! Şey evet yani. kristin... Dün seni evine bıraktığımda çantanı arabamda bırakmıştın. Bugün okul çıkışında seni dışarıda bekleyeceğiz. Üstelik seninle konuşacağımız şeyler var. Çok önemli. "
" Pekala... Siz hangi sınıftasınız? "
" 11\A "
" Ahh!! Bende her yerde 11\A sınıfını arıyorum. Bende o sınıftayım. "
" Ahh! Bu harika! Hadi gel bizimle... "
Demetria ve kardeşlerini takip ettim. Birkaç adım yürüdükten sonra beyaz kapılı bir sınıfın önünde durduk.
" Bizimle aynı sınıftasın Kristin. "
" Tanrım! Buna çok sevindim. "
Onlarla aynı sınıfta olmama çok sevinmiştim. Tek tanıdıklarım onlardı zaten. Demetria en önün bir arkasındaki sıraya doğru yürüreyerek yanındaki kitapları alıp en arka sıraya götürdü.
Zoey ona sinirle bakıp kolunu tuttu.
" Napıyorsun Demetria? "
Zoey sinirliydi ama Demetria onun aksine alaycı ifadesini arttırarak devam etti.
" Taşınmak gerekti canım. Malum. Kristinle oturacağım. "
Zoey hızla Demetrianın elindeki kitaplarını alıp sinirle boş bir sıraya attı. Zoey fazla sinirlenmişti.
" Lütfen Demetria! Sen Zoey ile otur. Ben başka bir yere geçerim. "
" çok geç Kristin. Burayı sana ayırttım bile! "
Zoeye baktığımda kıskançlık ve sinirle bizi izliyordu. Ben ise onun aksine şaşkınca bakıyordum.
Ders başlayacaktı ve ders boş olsa bile açık saçla rahat edemiyordum. Zaten şapkamı çıkarmıştım. Yanımda getirdiğim küçük lastikli tokayla eski düz haline dönen saçlarımı topladım.
" Oldumu Demetria? "
Saçlarımı Demetriaya gösterdim. Sadece nasıl olduğunu soracaktım fakat o garip davranıyordu. Gözlerini kapatmış derin derin nefes alıyordu.
" D- Demetria?? "
"...................... "
Konuşmadan derin derin nefes alıyordu. Ve gittikçe çatıklaşan kaşları beni korkutmuştu.
Kolunu dürttüm.
" Heyy!! D- Demetria!!! Sen iyimisin? "
O hala garip davranıyordu. Daha güçlü dürttüm.
" Heeyy! Kime söylüyorum ben? Demetri Heyy!! Beni duyabiliyormusun? "
Jack Demetrianın kolunu sertçe dürttü. Demetria şaşkınca etrafı izliyordu.
" Çok Güzeldi!. "
" N- Ne Güzeldi Demetria? "
Tereddütle sormuştum. Çünkü onun için korkuyordum. Jack atıldı.
" Ş- Şey!! Özür Dilerim Kristin! Onu iki saniyeliğine almalıyım? "
" Pekala Jack! "
Onlar yanımdan geçip giderken arkalarından bakıyordum. Açıkçası bu durumu merak etmiştim. Gizli gizli Jack ' in peşinden gittim.
Koluma bir el dokununca elin sahibine baktım. Bu Allison du. Demetrianın diğer kardeşi..
" Günaydın Kris! Sana Kris Dememde bir sakınca varmı? "
" Ahh! Şey! Bana sadece arkadaşlarım ve annem Kris Der. Sene arkadaşımsın Allison. Tabiki Kris diye seslenebilirsin! "
" Pekala öyleyse Sende bana Elly diyebilirsin! Kardeşlerim ve Davıd bana Elly Der. "
Tanrım! Sözde Jack ve Demetrianın peşinden gidecektim. Ama allisonu atlatmak istemiyordum.
" Ahh!! Kris! Ayakta kaldık. Oturalımmı? "
" Tabiki! "
Bir süreliğine Demetrianın yerine geçti.
" Pekala Kris! Bana kendini tanıtırmısın? Seni tanımak istiyorum."
Beni oyalamaya çalıştığı çok belliydi.
" Ahh! Kusura bakma Elly! Uzun bir hikayem var. Ve bunu öğretmen sorunca anlatmak istiyorum. Kusura bakmazsın değilmi? Başlarsam bitiremeyebilirim. "
" Tabiki. Ne kusura bakacağım canım. Pekala! Okuldan sonra bize geliyorsun değilmi?"
" Benimle konuşmak istediğiniz şu konu ne çok merak ettim açıkçası! "
" Bunu öğlen bize gelince öğrenirsin! "
" Pekala! "
Demetria burnundan soluyordu. Neler olduğunu merak etmiştim ama sormaya çekiniyordum.
Allison Demetrianın yerinden kalktığında Demetria sinirle yerine oturdu. Sinirden bacaklarını sertçe sıraya vuruyordu.
Kolumu tereddütle Demetriaya uzatıp kolunu dürttüm.
" Ş- Şey Demetria sen... İyimisin? "
Yüzünü bana çevirdiğinde siniri hafiflemiş görünüyordu.
" Ahh! Afedersin Kris! Ben yani şey... Arada olur böyle merak etme. İyiyim. "
" Pekala! "
Gerginliğin artmaması için konuyu kapatıp önüme döndüm.
Kapıdan giren kalem etekli kırmızı bluzlu genç kadın, elindeki cetveli masasına vurarak sınıfı susturdu. Öğretmen olmalıydı.
" Merhaba 'The White Place' öğrencileri. Ben yeni Rehber ve sınıf öğretmeniniz Hillary Grember. Bu sene geldim. Listesi kontrol ettikten sonra tanışabiliriz! Oturabilirsiniz!! "
Kadın gülümseyerek sınıfı süzüyordu. Samimi birine benziyordu.
Yaklaşık 10 dakika sonra ayağa kalkıp masaya oturdu. Eline sınıf listesini alarak göz gezdirdi ve listenin başından sırayla kendimizi tanıtmamızı istedi.
İsimler sırayla geçiyor bende herkesi tanımış oluyordum. Sıra Demetriaya gelmişti.
" Demetria ray "
Demetria ellerini sıraya koyarak destek aldı. Ayağa kalktı ve kendini tanıtmaya başladı.
" Ben Demetria Ray! İki senedir bu okulda kardeşlerim ile birlikte okuyoruz! 17 yaşındayım ve Doğma büyüme Washington ' lıyım! Yetenekli olduğum alanlarda hızlı koşma ve kick box var. Arkadaşlarım bana kısaca Demi der."
" pekala Demetria! Oturabilirsin! Evet sıradaki Cece "
Benden bahsediyordu. Gülümseyerek ayağa kalktım.
" Ben Kristin. Asıl adım Cece Kristin Jonas! Babam ben küçükken vefat etti. Annemle beraber birkaç gün önce Teksastan buraya taşındık. Annemin soyadını taşıyorum! Tasarlamayı seviyorum ve kıyafet tasarımlarında çok duruyorum. Arkadaşlarım bana kristin yada Kris der. 17 yaşındayım ve moda tasarımcılığı okumak istiyorum. "
" Tamam Kristin! Oturabilirsin! "
İzinle yerime oturdum. Demetria ile birbirimize bakıp sırıtıyorduk.
Bugünün sorunsuz geçmesini gerçekten çok istiyorum.

Uzun bir bölüm yazdım. Çünkü başka bir kitap daha yazıyorum. İkisi birden yetişmiyo. Hem Teoga falan az kaldı. Bu aralar yb geç gelebilir. Mdkdmskxmsk vote yorum unutmayalım.

Wampirlerin EsrarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin