4. İTİRAF

32 2 2
                                    

Müzik Önerisi : Erdem Yener- Belki ♥

Siktir!
Sadece kulaklarımın uğuldadığını farkettim . Kanımın beynimden kalbime doğru pompalandığını . Beynimin dans ettiğini . Ruhumun bedenim den ayrılıp. Yeni bir vücut bulduğunu . Limon kokularının etrafı sardığını.. Mustafa'nın söylediği her şeyin etrafımda gezindiğini...
O bunları söylerken hissettiklerim tam olarak bunlardı işte .

Söylediği her kelimeyle kalbimin parçalarının tekrar toplandığını gördüm . " sustun . Ne olur susma Leyla . Burda mısın ? . Burdaysan ne olur . Sesini duyayım .
Bunu mahrum görme bana . Renkleri , yer yüzünü , toprağı ,ağaçları, yağmuru ve en acısıda yüzünü görmeyi bana mahrum kılan dünya gibi yapma sende " dedi . Sesinin o huzur dolu örtüsünü alıp da üstüme uyumak istedim . Sadece...

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Şu anda bunları söyleyen birine ne denir ne söylenir . Bilmiyorum . Hiç bilmiyorum." Dedim sustu . Görmeyen bakışlarında korkuyu farkettim . "Sen susma yeter " dedi . Seni bağlayan sadece bir koku dedim. Beni bilmiyorsun . Tanımıyorsun. Evli miyim ? Bekar mıyım? Bilmiyorsun . Hatta belki çirkinimdir ben . Seni kırmak istemiyorum asla dedim . " "bu kadar güzel bir yürek , bu kadar baş döndürücü bir koku taşıyan biri asla çirkin olamaz "dedi . " çünkü yeryüzünde böyle bir koku yok . Var olmadı ... "ben..." demeye kalmadan "sesinin huzurunu alıp örtünüp uyumak istiyorum" dedi. Bunu aklımdan geçirdikten sonra bana söylemesi !. Korkmak mı desem yoksa ürkmek mi? Kaldırıp kafamı bir baktım yüzüne. Gözlerine baktım . O kadar güzeldi ki . Görmüyordu belki ama . Bakışlarında ki anlamla
40 sene de olsa yaşardım.
Belkide şimdiye kadar kabul etmeyecektim ama o lafıyla . Vurgun yedim.

"BENİM DÜNYAM ZATEN KARANLIK, NE OLUR GEL IŞIK OL BANA . AYDINLAT YOLUMU. SENELERDİR YAŞADIĞIM BU KARANLIKTAN ARTIK KORKMAYA BAŞLADIM "

Ulan seninle cehennem ödüldür bana. Sensiz cennet bile sürgün sayılır . "Peki " Sadece bunu diyebilmiştim . Bana söylenecek söz bırakmamıştı Mustafa .

"Gerçekten mi ?. " dedi . Nasıl da mutlu olmuştu .
"Ben gerçekten şu an ne diyeceğimi bilemiyorum. Teşekkür ederim . Kokusu kadar sesi güzel kadın " dedi .
Bu ne oluyodu şimdi. ? Neden birden bire peki diyebilmiştim? . Amaç neydi ? . Bu bana karşı bir oyun olabilir miydi ? .
Kalbimin sesinden iç sesine kulak veremiyordum .
Öyle derinden ve korkarak atıyordu ki .
Ellerimi nereye koyacağımı bilemedim . Tıpkı onun gibi , ellerim heyecandan titremeye başladı .
Soğukta değildi . Bir an güldüm yüzüne bakarak . Sesimi duyan Mustafa da gülmeye başladı . Ve ilk sözü " Çok mutluyum " oldu .
Ki gerçekten mutluydu . Elleriyle bastonunu sıkıyor . Dudaklarını ısırıyor .
Sanki görüyormuş gibi yüzünü benden tarafa çevirdi . Gülümsedi kocaman . İçimden ılık ılık bir şeyler aktı . Sıcacık gülüşü karı bile eritirdi .

" Peki . Birbirimizi tanımak için yarını mı beklemeliyiz?" dedi. Gülümseyerek bilmiyorum dedim. " O zaman yarın eğer işin yoksa buluşsak ben sana çay ısmarlasam. Sahile insek . Birbirimizi tanısak. Konuşsak . Ben senin o cennet kokunu ve şimdiye kadar dinlediğim bütün melodilerin birleşmesimden doğan o güzel sesini biraz daha dinlesem. Çünkü ben senin o yağmurdan sonra ki toprak kokusu gibi huzur dolu kokunu almadan yaşayamam " dedi .
Peki ben . Ben de senin kokunu almışken cam yeşili gözlerine bakmadan nasıl durabilirdim. "Ben sabah 8 den akşam 4 e kadar bir cafe-bar da çalışıyorum . 4 ten sonra buluşsak" dedim . " Pe . Peki sen nasıl istersen
İstersen ben sabah 8 den 4 e kadar burda oturup bekleyebilirim. Yemin ederim Leyla. " dedi . " Hayır . Sakın yapma " dedim korkumu biraz atarak . "
" Peki o zaman sahilde bekleyeyim" dedi . " Eğer bu civarda oturuyorsan 4 bucukta bile gelsen farketmez" dedim.
" Ben 3 te orda olurum" "Çok erk..." " değil benim için değil . Ben seni sonuna kadar beklerim" dedi .

Sonuna kadar ! . Sonsuza kadar demek istedi herhalde diye geçirdim içimden .
Parmak uçlarımfan gelen bir serinlik hissettim .
Hani o kadar soğuk değil demiştin diyeceksiniz değil mi ? . Öyleymiş aslında ...
Soğuk adamın içini delip geçiyormuş . Güneş yokmuş aslında . Gördüğüm bulutun arkasında bir ışık süzmesiymiş pekala...
Parmak uçlarımdan bileklerime , bileklerimden dirseklerime , kollarımdan tüm vücuduma yayılan. Derin, endişeli ama tatlı esintili bir hava ..
Belkide daha sıcak günlerim olmuştur ama . Bu soğuk hava, hayatımda gördüğüm ve şimdiye kadar en güzel soğuk hava . Ve bu havada üşümek en eğlencelisi .
Burnumun ucunun donduğunu farketmem uzun sürmedi . O da üşüyor olmalıydı . Burnunun ucu kızarmaya başlamıştı . Bir an o burnunun ucuna ufacık bir öpücük kondurmak geldi içimden. Devam etti mutluluğla " Tamam o zaman .sahildeki çay bahçesinde.. Cennet kokulu Leyla.. Yarın görüşüyoruz ." dedi bana biraz sokularak. Korkmadan . Utanmadan. Yanına yaklaşıp " peki olur sahildeki çay bahçesinde ." Dedim fısıltıyla. " Çay bahçesinde..." dedi o gülüşü ile fısıldayarak . Hayatımın en romantik anıydı belkide ... Hiç böyle bir durumla başbaşa kalmamıştım . Yanlış hatalarımdan sonra çok dua etmiştim Allah'a ... "Ne olur Allah'ım yanlış kişilerin peşinden koşmaktan yoruldum . Bana bir mucize gönder . Yoksa benim sonum hiç iyi görünmüyor" diye ağlayarak .. Bu bir mucize olmalıyd... Yani Mustafa.. Belkide saçmalıyorumdur.
'Çay bahçesi" dedim fısıltıyla ... "Çay bahçesinde" dedi fısıldayarak ... " Annem dedem merak etmiştir ben artık eve gideyim" dedim. " Onlarla mı yaşıyosun ? Ne güzel" dedi. "Çay bahçesinde " dedim . Anlamış olacak.. Kocaman gülümsedi bana. Gülüşündeki altın ışıltılarını alarak " iyi akşamlar " dedim hafifçe yerinden kalmasına yardım etmek isterken elleri ellerime değdi . Yemin ederim . İkimizinde yüzünde beliren elmayı farkettim. " Ben hallederim gül yüzlü " dedi . !! GÜL YÜZLÜ ?!
Bir an görüyormu ? Diye test etmek geldi içimden .parmağımı hafifçe oynattım . Farketmedi .
Gül yüzlü demesine şaşırmam şundan ötürüydü . Annemin bana gül yüzlü diye seslenmesi . Dedemin bana sinirlenmediği ve beni sevdiği zamanlarda bana gül yüzlüm demesi . Babamın bizi terketmeden önce gül yüzlü diye başımı okşaması ... Bir tesadüf olacak ki . Söyledi .. Yüzümde kocaman bir gül açtı ...
" Ben evime gideyim sende evine git . Üşüme dayanamam gül yüzlü" dedi... Beni düşünen bir insanın olması mutluluğu ile kalktım duraktan ... Kalkışını izledim bastonunu eline alışını,
O güzel sakallarında elini gezdirerek . Bir eliyle durağı yoklayıp bir eliyle bastonunu kavrayışını . Biraz ilerledikten sonra arkasını dönüp bağırdı " Çay bahçesinde gül yüzlü " ... kocaman güldü .. " Peki dedim Çay bahçesinde . " önüne dönerek yürümeye devam etti bir süre arkasından baktım . Uzun boylu . Yakışıklı .. mis gibi kokan cennetten gelme gibiydi . önüme dönüp yürüdüm eve geldiğimde bahçede kimse yoktu . Erik ağacının yanından geçip gülmeye başladım ... çantamdan anahtarımı çıkardım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde bir sesle irkildim . Ses annemin sesiydi " Sen mi geldin gül yüzlüm "...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİM HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin