Shizuo küçük kızın niyetini anlamıştı. Akai'de anlamış olduğunu kavramıştı. İzayanın eşi shizuo olabilirdi..
Izaya dinlenmek üzere shinra içerdekinleri çıkarmıştı. Salona geçtiklerinde shinra mırıldanmış ve bunu shizuo duymuştu "Imkansız! Bir insan dört beş kurşun ameliyatından sonra kısaca ameliyattan bir saat sonra uyanması imkansız birşey.." shizuo da lafı geciktirmemişti "Nasıl yani izayanın uyanması.. kötü birşey mi?!". Shinra sonradan anlayıp ellerini hayır anlamında salladı "Öyle demedim! Yani öyle dedim ama onu kastedmedim. Izaya gayet iyi fakat bu kadar çabuk kendine gelmesi... mucize gibi.." ikisinin gözüne bir adet kız takılmıştı. Akai ise tilkiye sarıldı, ve digerlerinin de duyacağı şekilde konuştu " Babanın amaçları ve bir kızı var.. " sonrada sadece kendisinin duyacağı şekilde konuştu "ben izin vermedik sürece gidemezsin babacık!"
Izaya ise tavana bakarak o rüya gibi şeyi düşünüyordu..
Xxxxxxxxxxxx
Izaya boş bir karanlıktaydı, soğuk ve ürkütücü...
Yürüyordu ansızın sanki görünmez bir zemin vardı. Yürüyor...yürüyor...arasıra bağırıyordu."kimse var mı? Merhaba?"
Az ileride bir ışık gördü. Koşar adım ışığa vardı. Içeri bembeyazdı masmavı berrak bir su akıntısı vardı, azda olsa yemyeşil birkaç ağaç ve otlar da o güzelliğe eşlik ediyordu. Izaya içten gelen mutlulukla gülümsedi. Arkasında hissettiği kavurucu sıcaklikla arkasına döndü. Kırmızı, sarı ve turuncunun karışımı yakıcı bir ateş gördü. Bembeyaz olan tarafa dönünce orada olmadığını gördü, hemen ardından ise yakıcı sıcaklık ta kaybolmuştu. Izaya yine karanlık boşlukta kalmıştı...
Az ileride beyaz bir ışık belirdi. Izaya koşarak o ışığa vardı. Bu bir pencereydi, kamera bakışı bir pencereydi. Pencerede bir kız vardı, bu kırmızı saçlı, kırmızı gözlü- bu! Akai'ydi? Ellerini biri tutuyordu dikkatle baktığında sarı saçlarını gördü ve konuşma sesleri...
-shizu-chan~ babam gelecek mi?
+T-tabi gelecek akai-chan!gelecek.
Shizuo gülümsüyordu, ama sahte bir gülümsemeyle...
Ekran kararır gibi olmuş ve görüntü değişmişti. Shizuo ile shinra karşılıklı konuşuyorlardı. Ikiside üzgündü az ileride koltukta uyuyan akai'de vardı, kucağında izayanın aldığı pembe pelüş tilki ile sarılmış derince uyuyordu.
-shizuo... nasıl konuşmam gerek bilmiyorum ama izaya...izaya o..öldü.
+shinra şaka yapmıyorsun değil mi !? O ölemez kızını bırakamaz! Bizi bırakamaz..
-shizuo biliyorum ama yaşaması onun gücüne bağlıydı..ve o bu gücü kullanmadı. O onu sevenlerin var olduğunu düşünmedi.
+imkansız! Kızı var! Ben varım ve sen! Nasıl yaşamaz nasıl ölür ya?!?!
Shinra ve shizuo pencereden olayları izleyen izayaya baktılar
+izaya yaşa lütfen bırakma kendini.. bak biz seni bekliyoruz. Lütfen üzme kızını ve beni..
-izaya bırakma kendini..
=ben ve onlar seni bekliyoruz baba gitme..sonsuzlağa gitme..
Izaya akan göz yaşlarına dur diyememişti. Içinde doğan inanılmaz güç ile onlara seslendi
#sizi bırakacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz benden kurtulayamayacaksınız!
=tut elimi baba ve hiç bırakma..
Izaya uzatılan minik ellere baktı. Evet onu bırakmayacaktı. Uzattı ve o minik elleri elleri ile kavradı. Bir ışık patladı.
XxxxxxxxxxxxxxxVe sonrada gözlerini açmış akai'yi görmüştü. Gözleri ağlamaktan yıpranmıştı resmen hatta kapıdaki shizuo ve shinra.. gördükleri gerçek olabilir miydi? Olamazdı. Imkansızdı! Izaya bunları düşünerekten derin bir uykuya ansızın yakalanmış ve uyuya kalmıştı.
.
..Selam sevgili okuyucularım..
Yorumları gòrdüm ve dayanamadım. Kıramadım sizi devam edecegim .sizi seviyorum.. saçma bir bölüm aynı anda da açıklayıcıydı. Neyse yorumu eksik etmeyinn.
Ayrıca yorumlar ikna ediyor beni~~~^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
---SHİ-ZAYAAA---(askıya Alındı)
Fanficyaoi'dir. sevmeyen okumasın!! veee umarim beyenirsiniz.