---SHİ-ZAYAAA---(askıya Alındı)

beni bırakma...

Bir sokak başına vardıklarında minik kız yerde, shizuo'nun elini tutarak ilerliyorlardı. Bu bakmadıkları son yerdi. Shizuo sokakağa arkasını dönük bir şekilde, minik kız da sokağı görür bir şekilde birbirlerine döndüler." Shizu-chan.. babam iyidir değil mi?"shizuo sesi duyunca ilk afallasada kendini toparladı" Merak etme babana kimse zarar veremez." Kız shizuo'ya bakarak gülümsedi. "Teşşekür ederim."

Shizuo minik kızın tepkilerini izliyordu. Babasını acayip merak etmiş ve tüm enerjisi kaybolmuştu. Minik kız ise kafasını ara sokağı görecek şekilde kaldırdı. Kapkaranlıktı. Izayayı ararken zamanı unutmuşlardı, gün batmış  ve etraf kızıllaşmıştı. Doğal olarak güneş görmeyen yer kapkaranlıktı.

Minik kız birden irkilmişti. Tekrar o iç güdüleri ayaklanmıştı. Shizuo'nun gözleri buz kesen kırmızı gözlere takıldı. Minik kız arkasına dik dik bakıyordu. Shizuo arkasını döndü, birşey görünmüyordu.

Minik kız koşarak ara sokakağa daldı. Çöplerin ve kutuların bulunduğu yığının arkasına baktı. O zaman derinden gelen hıçkırığını tutamamıştı. "*hıck*Baba..."

Shizuo kızın hıçkırık seslerini duymasıyla panikleyip kızın yanına koşar adım gitti.

Gördüğü manzara hiç hoş degildi. Izaya kanlar içinde kalmış. Sırtı duvara yaslanmış, başı öne eğikti. Shizuo ürkekçe izayaya yaklaştı elini boynuna koyup nabzına baktı.

Hissedemedi..

Hissedemedi.....

Tam vazgeçecekken çok yavaş bir nabız hissetti. Shizuo'nun aydınlanan yüzü ne kadar mutlu olduğunun habercisiydi. Hızla izayayı kucakladı ve shinralara doğru koşar adım yürüdü.

Minik kız ise göz yaşlarını elinin tersi ile sildi. Birde burun çekip, shizuo'nun arkasından tam gidecekken gözü duvara dayalı olan pembe pelüş tilkiye takıldı. Meraklı gözlerle tilkiye yaklaştı, üstü kan olmuştu oyuncağın. Oyuncağı eline aldı ve sıkı sıkı sarıldı. "Babam iyi olacak..."diye fısıldadı kendi gibi tatlı oyuncağa. Sonra da koşarak shizuo' ya yetişti.....
..

Shinralara vardıklarda shinra izayayı görmeyi beklemiyordu, hatta shizuo'nun kucağında ve yanında ağlayan minik kızla beraber hiç beklemiyordu. Shinra hemen kendini toparladı soruları sonraya sakladı. "Şu odaya götür shizuo, ve sen küçük hanım salona geç!"diyerekten odaya girdi ve malzemeleri hazırlamaya başladı. Shizuo ise izayayı beyaz yatağa yatırdı. Montunu ve siyah t-şörtünü çıkardı. Bembeyaz solgun tenine yakışmayan kırmızı kan lekeleri, shizuo'nun boynuna sanki kocaman bir ağırlık çöktürmeye yetmişti..

'Lütfen izaya beni bırakma beni ve kızını..........'

Selam arkadaşlar.. yorumu eksik etmeyin :):):):):)