Izaya perdeden sızan sinir bozucu güneş ışıklarıyla gözlerini kırpıştırarak açtı. Yatakta dogrulup banyoya yürüdü. Günlük ihtiyaçlarını karşilayıp, ofisine yol aldı. Koltuguna oturup ne yapacagına karar vermeye çalıştı. Masasındaki dün aldığı çikolatayı aldi ve cebine attı.Bugün dışarı çıkası vardı.
Izaya öylenin verdiği sıcaklığa umursamayarak, ıssız ara sokaklarda seke seke gidiyordu.
Birden köşede bir kız gözüne takıldı. Kapşonlu dizlerine kadar gelen pembe çeketi, ayağında dizlerinin altında biten botu vardı ayretten elinde hasırdan yapılma bir sepet vardı.Izaya minik kıza yaklaştı, ozaman fark etti kızın eski püskü kıyafetlerini; nedense yardım edesi gelmişti. 'Hahahaha!şaka gibi ben orihara izaya burada fakir küçük bir kıza yardım edesim geliyor!?' diye geçirdi içinden. Küçük kız önünde dikilen selülete ürkek bakışlarla baktı. İzaya ona bakan gözlere baktı, kan kırmızısı tatlı ve masum gözlere. Kızın kapalı kapşonunun önünden fırlayan kırmızı kahkülleri tatlılıklarını arttırıyordu birde garip bir havası vardı.
"Merhaba küçük kız. Ailen yok mu?" izaya nedenini bilmeden küçük kıza şevkatle sormuştu. Küçük kız ürkekçe cevap verdi. "M-merhaba.... b-benim a-ailem yok e-efendim." Kızın sesi sonlara doğru kısılmıştı, izayanın gözü kızın minik kollarındaki sepete takıldı. "Sepetin içinde ne var?" dedi izaya şevkatli sesini bozmadan. Küçük kız başını yere dikti "m-mendil biraz gül v-ve bir şey var."dedi çekinerek. Izaya bu kızın tatlı hareketlerine dayanamadı ve dizlerinin üzerine çöküp minik kıza sarıldı. Kız hiçbirşey demedi. Izaya kızdan ayrıldıktan sonra "bir şey de ne?" Diye sordu küçük kız sepetten birşey çıkarıp izayaya uzattı. İzaya kızın avucunun içindeki nesneye baktı. Bu bir;
Kırmızı saplı kör bir çakıydı.
Izaya çakıyı küçük kızın elinden aldı, minik kız ona bakıyordu. Izaya montunun cebindeki çikolatayı küçük kıza uzattı. Küçük kızın gözleri parlamıştı. Büyük gülümsemesi de onun mutlu olduğunu dogruluyordu. Izaya kızın çikolatayı alıp iştahla yemesini tatlı bir gülümseme ile izliyordu. Kızın halini tekrar göz önünde bulundurarak ona yardım etme dürtüsüne karşı koyamıyordu. Ilk önce bütün ciddiyeti ile etrafına bakındı kimseyi göremeyince tekrardan çikolata canavarına döndü. Yüzünde şevkat gülümsemesi yayıldı" küçük kız acaba... merak ediyorum da...." dedi hala tereddütleri vardı. Çikolatadan başını kaldıran ve ağızının hatta yüzünün yarısı çikolata ile kaplı tatlı kıza bakınca tereddütleri ortadan kalkmıştı. "Diyorum ki benim... benim minik kızım olur musun?" dedi.
Küçük kız şaşkınca karşısındakine bakıyordu. Ama bir ailesi olacağı içinde mutlu olmuştu. Hemen kendini, hala önünde diz çöken yeni ailesinin üzerine atladı ve ona sıcacık bir kucak bahşetti. Izaya ise nedeni bilinmez bir şekilde bu kızı sevmişti. Izaya sıcacık gülümsemesi ile kızdan ayrıldı ve telefonu cebinden çıkararak namie'yi aradı." Sana konum atacağım yere gel acil!!" diyerekten telefonu kapattı küçük kız ona merakla bakıyordu. Izayanın aklına kızın adını sormadıgı geldi. "Hey! Küçük kız adın ne?" merakla sordu izaya bir yandan konumu gönderirken. Küçük kız "Bana herkez kırmızı diyor!" diyerek neşeyle konuştu. Izaya kıza neden böyle dediklerini anlmıştı "Pekala kırmızı sana 'akai' diyeceğim. Sen ohihara akai olacaksın." dedi. Kız ise gülümsemekle yetindi.
Yarım saat sonra namie ara sokağın başında göründü. Izaya kucağındaki uyuyan minik bedeni daha sıkı sardı. Namie ise izayanın kucağındaki bedeni görünce hatta çocuk bedenini görünce şaşkınlıkla bir çığlık attı. Izaya kaşlarını çatarken kucağındaki minik beden gözlerini açtı, izaya kıpırdanmayla kucağına baktı yeni uyanan miniğe şevkatlice gülümsedi. Namie bir gözleri açan ve direk izayaya bakan kıza birde ona hiç görmediği bir gülümsemesiyle bakan izayaya baktı. Ilk önce izayanın o küçük kızı öldürdüğünü sanarak çığlık atmıştı, şimdi ise rahatlikla nefesini verdi. Izaya namieye yaklaşıp minik kızı kucağına bıraktı "namie bu kızı evime götür . Yedir içir temiz giysiler ver." Namie şaşırarak " e-emin misin izaya! Peki bu kız da kim böyle??" dedi şaşkın sesi çok netti. Izaya her zamanki kan dondurucu gülümseme ile yanıtladı. "Ohihara akai. Yani bundan sonra benim kızım olacak kişi. Ama aramızda kalacak, kimse.bilmeyecek. Anlaşıldı mı?" Namie cevap verememişti sadece başını salladı. Ve arkasına dönüp yürümeye başladı, minik kız ise namie'nin omzundan izayaya bakıyordu. Ve oradan geçmekte olan birini şok etmişti son sözler
"Izaya baba seni çok seviyorum!"
Izaya ise sıcacık gülümseme ile el salladı. Arkasına döndüğünde ona şok ile bakan bir sarışınla karşı karşıya gelmişti. Izayanın gülümsemesi düşerken shizou son sözleri hem karşısındakini şaşkınlığa bürürken, kendi kalbinde bir sızı hissetti"Sen baba mısın?"
İçime yatmadı bu bölüm. Eger bir düşüneniz olursa çekinmeden yorum yapabilirsiniz. Umarım beyenmişsinizdir. Ben pek beyenemedim de neyse bai bai~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
---SHİ-ZAYAAA---(askıya Alındı)
Fiksi Penggemaryaoi'dir. sevmeyen okumasın!! veee umarim beyenirsiniz.