ilk karşılaşma

622 51 18
                                    


......Flaşback....

"Kaçma! Gel buraya seni lanet pireee!!!" Diyerekten önde gülerek kaçmakta olan siyah saçlı gence bağırdı. Elindeki büyükçe diregi ona doğru fırlattı. Siyah saçlı gencin refklesleri sayesinde kolaylıkla savurdu. Bir an arkasına dönüp ona doğru koşan kızgın canavara baktı, anlık ta olsa yüzüne yayılan şevkatli gülümsemeyi silemedi. Shizuo'yu nedense vazgeçilmez biri olarak görüyordu.
Shizuo ise ona dönen ayretten ciddi anlamda gülümseyen gence takıldı bakışları, adımları yavaşlarken içindeki hissi silememişti.

Izaya çok güzel gülümsüyordu....

Ama pis pis sırıtması onu öldürüyordu. Şu anki gibi...
Sanki iki izaya varmış gibii

Izaya gülümsemesini bozarak sırıtmaya başlamıştı. "Hadi ama shizu-chan~ ne o yavaşladın? Yoruldun mu yoksa? Ayyy~ yazık!!" Shizuo'nun tüm damarları bedeninden fırlayacakmış gibi atarken bağırdı; " ii-zaa-yaaa!!!"

Mavilikler kendini kızıla boyarken bir kişi onları en yüksek binanın tepesinde izliyordu. Kapkara geceyi andıran fakat hiç yıldız bulundurmayan bu gözler çok korkunçtu. Hafif bir rüzgar esiyor ve onun kırmızı tüylerini dalgalandırıyordu. Kuyruğu bir sağa bir sola sallıyordu. Shizuo ve izaya gözle görünmeyecek şekilde gittiklerinde. Başından beri oturduğu yerden kalktı ve yürümeye başladı. Karşısında simsiyah bir karadelik yaratıp içine girip kayboldu.

..

Shizuo sonunda pes etmiş ve izayanın peşinden koşmayı bırakmıştı. Neden her seferinde ona kızıyor bilmiyordu. Sanırım alışkanlıktandı. Eve doğru yürümeye başlamıştı sağ ve solunda geçen insanlar azalıyor ve gece kendini sesizliğe bırakıyordu.  Ay tepede dolunay olmuş, güneş edaysıyla parlıyor geceyi mat bir ışıkla aydınlatıyordu. Shizuo bu huzurla eve giderken ara sokakta bağışma sesleri gecenin seslerinde boğulmuştu. Shizuo o sokakağa bakınca hiç beklemediği bir görüntüyle karşılaşmıştı. Iğrenç ve aynı zamanda acınası bu duruma bakamazdı. Sanıyordu ki orada birbirlerini beceren gaylar olduğunu.. hiç tanıyamadı kim olduklarını, karanlıktada seçilemiyordu doğrusu. Uzak olmalarıda etkiliydi. Shizuo hiç düşünmeden yürümeye devam etti. Kendi kurtulur diye düşünmüştü. Evine vardığında televizyonla uğraşmayıp yatmış ve uyumuştu...

Izaya shizuo'nun pes edişine bozulmuş onu sinir etmek için hızlıca shizuo'nun önüne doğru gitmişti. Tam shizuo'nun önüne atlayacakken arkadan ağzını bir el kapatmış bir elde belinden geriye çekmişti. Izaya ses çıkaramayınca belindeki çakılarına el attı, tam çıkaracakken başka eller tarafından engellenmişti. Şuan kalbi delicesine atıyor ve şu kollardan kurtulmaya çalışıyordu. Başarılı olduğu söylenemezdi. Ne denediyse geri tepiyordu çünkü şuan karşında üç kişi vardı. Pantolonun yırtılmasıyla korkmuş ve tepinmeye başlamıştı.
O sırada gözüne karşıdan geçen sarışına kaydı. Bağırmaya çalıştı yardım dilenmeye çalıştı. Kalbi delicesine atarken 'mmnhh' diye o kelimeleri söylemeye çalışıyordu. Anlamı ise şuydu;

'Shizuo...'

Shizuo'nun ona dönmesiyle garip bir rahatlama sarmıştı bedenini. Ona bakıyordu. Karşıdan tam olarak gözükmüyordu. Içindeki rahatlama ona huzur verirken shizuo'nun onu önemsemeden dönüp gitmesi... izayanın kalbinin binbir parçaya ayrılması bir olmuştu. Shizuo ile hep uğraşıp onu kızdırıyordu, ama bu kadar da nefret edileceğini düşünememişti. Içinden geçen 'shizuo..' lafı bogazına takılmış, nefes alamamaktaydı. Bu duygu evli olduğun kişiyi aynı yatakta başkasıyla basmak gibiydi. Kalbindeki küçük bir sızı oluştu, sanki iğneleri tek tek batırıyorlarmış gibi.. Bedeni hareketsiz kalmasıyla kurtulamayacağını kavramıştı. Adamın tekinin elinde yırtılmış tshort'ü de görmüştü. Kalbi parçalanırken ciddi anlamda sinir sistemleri çökmüştü, kendini felç olmuş gibi hissediyordu... karanlıkta seçemediği kişilerin sesleri duyuldu. "Şu tene de bakın bembeyaz... erkek olman günah'a sürüklüyor.."digerlerinden bir kahkaha duyuldu. Fakat izayanın gücü kalmamıştı. Bakirliğini kaybedecek olmasını bile umursamıyor shizuo'nun onu aldırmadan gidiş şekli gözünden film perdesi gibi geçiyordu. Korkuyordu... hemde çok! Ama onları durdurma gücünü kendinde bulamıyordu.  Boynunda hissettiği nefesle irkilmişti. Ve ardından gelen dudak ile dil.. arkadan agızını ve belini tutan adamın altındaki sertliğini izaya'ya bastırıyordu. Digeri ise izayanın erkekliğini baxsırın içinden soktuğu eliyle okşuyordu. Izaya'nın nefesi kesikleşmeye başlamıştı. Şu an.. tam olarak şu an! Tecavüze uğruyordu. Hiç!  hoş!  değildi!!

---SHİ-ZAYAAA---(askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin