10.bolum

109 4 2
                                    


(medyada ki yakışıklı arkadaşımız Uzay bu bölümde biraz adını geçiriyorum.İyi okumalar.)

Antrenmanın bitmesine 5-10 dakika kalmıştı ki bende kendimi sahanın dışına atmıştım.İçeride sürekli dinmeyen bir gürültü vardı ki bu da oldukça normaldi.Ama ben bunu kaldıracak ruh halinde değildim.Kapının önüne koydukları banka oturup Savaş'ın duş almasını bekliyordum.

Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra dışarı Savaş'ın takım arkadaşlarından biri çıkmıştı.Bayağı yakışıklı,uzun boylu aynı zamanda yabancılara benzeyen bir tipi vardı."Sen Savaş'ın kardeşi olmalısın" diyerek baş parmağıyla beni işaret etti.Dudaklarımı gülümsercesine yukarı kıvırıp başımı salladım."Ben Uzay...?" dedikten sonra yanıma oturdu."Pamira" diyerek bakışlarımı kapının ardına taşıdım."memnun oldum Pamira,gitmem gerek yarın antrenmana gelecek misin?" 

"Belki,İlk gün diye yanında olmak istedim Savaş'ın ama yarını  bilmiyorum" dememle Savaş'ın gelmesi bir olmuştu."gidelim mi?" diye sorarken bir yandan da üzerindeki ceketin fermuarını kapatmaya çalışıyordu."Neyse daha sonra görüşürüz belki,kendine iyi bak Pamira...yarın görüşürüz Savaş" dedikten sonra spor salonunun karşı caddesinde duran beyaz ferrariye binip gitti."Çocuğu yedin iki saattir Pamira.Gitti işte yürü" dediğinde "Kim yedi?Saçmalama Savaş benden yaşça büyük olmalı baksana.Hem zaten bana ne elin çocuğundan" dedikten sonra arabaya ilerledim.Hava epey soğumuştu.Savaş'ta sürücü koltuğuna geçtiğinde eve gitmek için yola koyulmuştuk.Bu sefer aksine sakin bir yolculuk değilde biraz müzikli bir yolculuk geçirmek istiyordum.Elimi radyoya doğru yönelttiğimde Savaş frene bastı."Noluyo be?" 

soruma cevap vermeden arabadan indi.Bir markete girmişti.Ben buna aldırmadan radyoyu açtım. Çok geçmeden geri döndüğünde elinde bir kaç poşet bir şeyler vardı."Ne aldın?" diye merakla sorunca bakışlarını bana taşıyıp gülümsedi.Poşetleri üstüme koyup arabayı sürmeye devam etti. Torbalarda bir kaç tane bira vardı."Annemlerin yokluğundan istifade edip kafa mı bulmak istiyorsun sen mankafa?" dedikten sonra çantamdan telefonumu almıştım ki Savaş elimden çekip aldı."Ne yapıyorsun sen be?" diye aniden atarlanınca "Sakin ol şampiyon.Sakın annemi falan arayayım deme.Hem ayrıca bu akşam telefon yok" dedikten sonra telefonumu cebine attı."Hayır ben nereden bileyim telefonumu karıştırmayacağını" diyerek ona haykırdığımda gülmeye başlamıştı.Diğer cebinden kendi telefonunu çıkarıp bana uzattığında bir ona birde telefonuna bakıyordum."Ne?" diye sorduğumda gözlerini devirmişti."al buda sende kalsın yarın değiştiririz" diyerek telefonu üstüme attı.

Eve vardığımızda "on dakikan var aşağı inmene.Git ve giyin"diye bana emirler yağdırmaya başlayınca "bi dakika,bi dakika...ne bu tavırlar şimdi" dediğimde piç bir gülümseme atmıştı."Hani herkese abim diye tanıtıyorsun ya ne oldu şimdi" diyerek elindeki poşetleri mutfağa götürdü. "Saçmalama sen benim abim falan değilsin seni havalı ucube" dediğimde başımı öne eğip yere bakmaya başladım.Beni kendisine çekip sırtımı bankoya yasladığında biraz şaşırmıştım doğrusu..

"Ne yani ben senin abin değilim öyle mi?" dediğinde ellerini yan tarafımdaki yerlere dayadı.Sertçe yutkunup "ha-hayır sen benim arkadaşımsın sadece Savaş" diyebildiğimde "bence de öyle eğer beni kardeşin olarak görseydin doğrusu biraz üzülürdüm Pamira...Çünkü...çünkü ben sana hiç abi-kardeş ilişkisiyle yaklaşmadım" diyerek yüzümü kapatan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı."Ne demek bu?" diye şaşkınca ve sessizce sorduğumda "bende hep arkadaşım gibi gördüm demek...Başka ne olabilirdi ki seni aptal" diye kahkaha atmaya başlayınca istemsizce sert bir tokat attım.Olayın şaşkınlığıyla odama ilerlediğimde Savaş'ta hiçbir şey dememişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HIÇKIRIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin