-2004-
“Pamira tatlım buraya gelir misin lütfen?” Evet hayatımı tamamen değiştiren cümle buydu.Beril Annemle ve Kemal Babamla tanıştığım zaman.Yedi yaşındaydım.Annem ve babamı beş yaşındayken trafik kazasında kaybetmiştim.Büyükannemler beni umursamamıştı bile.Onların kim olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu.Yetimhanenin müdüresi Şukufe Hanım beni çağırmıştı.Odasına adımımı attığımda duraksadım.Şukufe Hanım'ın karşısında iki kişi oturuyordu.Karı koca olduklarını düşünmüştüm.
"Bana yaklaş tatlım.Korkmana gerek yok.Onlar senin annen ve baban olmak istiyorlar"
"Ben kendi annemi ve babamı istiyorum" diyerek bağırmıştım.Arkamı dönüp kaçmak istemiştim ki Beril Annem beni çoktan ince elleriyle kavramıştı bile. "Bırak beni.Sizin çocuğunuz olmayacağım" diyerek ağlamaya başlamıştım. "Korkmana gerek yok.Evde senden bir yaş büyük bir arkadaşın var.Adı Savaş.Yakın arkadaş olacağınıza inanıyorum.Belki kardeş bile olursunuz" diyen Kemal Babamdı.Saçlarımı okşuyordu ama ben yerimde huysuzca kıpırdayıp ağlıyordum.
Beni arabaya bindirip cennete getirmişlerdi.Gelecekteki hayatımın geçtiği malikane.Baysal Malikanesi.
-2014- "Uyan hadi.Okula geç kalacağız senin yüzünden" diyerek elimdeki bardaktaki sudan yüzüne damlalar atıyordum. "Çekil git başımdan.Okula servislede gidebilirsin"
"Evet ama Beril Annem senin götürmenin daha güvenli olduğunu söylüyor ki bana göre servisçinin alkollüyken araba kullanması senden daha güvenli"
"İyi git işte alkollü servisçinle.Ne istiyorsun benden ve masum uykumdan" dediğinde artık dayanamayıp elimde bulunan bardaktaki tüm suyu yüzüne boşalttım. "UYAN ARTIK SERSERİ!1!"
bir yandan yüzünde ki suyu silerken bir yandanda "ÇIK ODAMDAN PAMİRA!!!" diye bağırıyordu.İrkilmiştim.Bir süre durduktan sonra bir şey demeden kapıya ilerledim odanın kapısını yavaşça açarken "özür dilerim.Tamam mı?Özür dilerim.Bağırmak istememiştim" dedi.Bir an arkam ona dönük dursam bile geri dönüp tamam sorun değil gibi bir şeyler gevelememiştim.Yeniden harekete geçtiğimde kapıyı arkamdan kapatım ve merdivenlere ilerledim.
"Songül...Savaş Beyi on dakika sonra uyandırır mısın?" "Tabi Pamira Hanım" diyerek yukarı çıkmıştı.Ben ise aksine aşağıya iniyordum.Kemal Babam "Pamira...Uyuyan güzelimiz uyandı mı?" diyerek beni güldürmeyi tek seferde başarmıştı. "Bilmiyorum bakmadım" diye yalan söyleyerek mutfağa ilerledim.Yirmi saniye sonra mutfağa girdiğimde buz dolabını açıp meyvesuyunu çıkardım.Odama çıkıp çantamı hazırlamaya başlamıştım.Savaş'ı ilk gördüğüm zaman erkekliğine diz atmıştım.Benden bir yaş büyüktü ama okula geç yazılmıştı.Küçükken pisikolojik sorunları varmış.Kalıcı bir arkadaşa ihtiyacı varmış.Ama Beril Annem ve Kemal babamın Savaş'tan sonra bir daha çocukları olmadığı için evlatlık edinmeye ihtiyaç duymuşlar ve sonra Baysal ailesine ben eklenmişim.Savaş beni her zaman çileden çıkarıyordu.Beşinci sınıftaken saçlarımı iki tane at kuyruğu yapıp topluyordum.Savaş tam arkamda oturduğu için saçları inek sağarmış gibi çekiyordu.Orta okuldaykenleri saymıyorum bile.Eski anılarımdan ayrılıp kapının çaldığını duyduğumda "Gir" diye tısladım. "Pamira hadi hayatım.Savaş seni bekliyor" dediğinde şaşırmıştım.
"Tamam anne" diye geçiştirip çantamı alıdıktan sonra hızlıca odamdan ayrıldım.Merdivenlerden inerken Beril Annem arkamdan sesleniyordu. "Beni ilk defa öpmeden gidiyorsun Pamira" diye sitem ederken aniden arkamı döndüm ve "Özür dilerim anne.Savaş denen canlı yine ve yine sinrlerimi bozmayı başardı. Hemde ilk hamlede" dediğimde sesim cansız çıkmıştı.Elleriyle saçlarımı okşayıp "her zaman ki hali" diyerek göz kırptı.Yanağına sulu bir öpücük bıraktıktan sonra sekerek aşağı indim.Salondaki Kemal babama da hoşçakal dedikten sonra Savaş canlısının arabasına ilerledim.Bahçe kapısına gelmeden Hüseyin amcayada selam verdim.O bizim bahçıvanımızdır.Ama aynı zamanda benim en yakın arkadaşım.Arabaya geldiğimde kapıyı açıp yumuşak koltuklara bıraktım kendimi.İlk dakikalar sessiz geçmişti ama sessizliği bozan Savaş'ın cümlesiydi. "Her gün aynı şeyi yaşıyoruz.İki günü eşit olan zarardadır Pamira"
"Bana öğüt vermeyi kes.O cümlenin anlamı tam olarak böyle değil bir kere abicim"
"Biliyorsun bana ismimden başka şekilde hitap edilmesinden hoşlanmıyorum.adım Savaş"
"Merhaba Savaş bey.Bende adının ne olduğu umurumda değil" diye dalga geçtiğimde okula yaklaşmıştık.Okulun otaparkına girip Arabayı uygun bir yere park ettikten sonra arka koltuktan çanasını aldı.Ben önden ilerlerken o her zaman ki gibi arkadan takip ediyordu.Okula girdiğimizde O kendi arkadaşlarının yanına giderken bende kendi arkadaşlarımın yanına gidiyordum.Okula girdiği anda çoğu kız gözlerini Savaş'ın üzerine dikiyordu.Bunu izlemesi çok keyifili oluyordu.Kızlar o kadar komikti ki...anlatılmaz yaşanır diye betimleyebilirim.Hepsi acınacak durumdalar aslında.Işıl'ın beni dürtmesiyle bakışlarımı ona çevirdim. "abin çok tatlı"
"keyfini bozmak gibi olmasın ama o benim abim değil.Manevi ailemin oğlu"
"Ne fark eder onunla yaşıyorsun.Bu süper bir şey"
"Bir de bana sor.Her sabah uyanması için kavga ediyoruz.Akşam yemeklerinde sürekli laf atıyor.Okula giderken ayrı bir dert dönerken ayrı bir dert.Ders yaparken odama kapımı çalmadan dalıyor ve tüm dikkatim yerle bir oluyor.Ah kısacası onunla yaşamak bir felaket"
"Olsun bu tek hayalim" dediğinde gözlerimi deviridim.Kafamı Savaş'ın olduğu yere çevirdiğimde orada yoktu.Omuzlarımı silkip okul binasının içine girdim.Arkamdan da Işıl geliyordu.Sınıfa seri hareketlerle girip sırama oturdum. "Bugün okul çıkışı işin var mı?Lütfen yok de...ders çalışırız ne dersin"
"Pek sanmıyorum.Okul çıkışı matematik dersimiz var" DERSİMİZBUGÜNDEĞİLAMAIŞILİLEDERSYAPMAKİSTEMİYORUM.
"Of iyi sonra ders yaparız o zaman" dediğinde gözlerimi kısarak gülümsedim.Sınıfa biyoloji hocamızın girmesiyle Işıl ile muhabbetimizin sonuna gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIÇKIRIK
Teen Fiction"O benim abim değildi.O benim manevi ailemin oğluydu.Ben bu aileye onun için gelmiştim.Onun arkadaşı olmak için" Manevi kardeşlerin hikayesi.Psikolojik sorunları olan bir çocuk ve yetim kalan bir kız. İyi okumalar :D