5. Bölüm æ

157 7 1
                                    

Sabah kalktığımda saat yediydi.Kimse uyanmamıştı.Eşofman ve beyaz kısa kollu bir tişört giyip saçlarımı topuz yaptım.Eşofmanımın üstünü giyip elime spor ayakkabılarımı aldıktan sonra aşağı indim.Sessiz olmaya dikkat gösteriyordum.Kapıyı açıp yavaşça kapattım ve spor ayakkabılarımı giydikten sonra bahçeden çıkmak için ilerledim.

"Pamira nereye bu saatte?" diyen Hüseyin amca elindeki eldivenleri çıkartarak bana doğru geliyordu.

"Günaydın Hüseyin amca.Yürüyüşe gidiyorum" dediğimde gülümsedim. "Annemler daha uyanmadı uyandıklarında merak etmesinler" dedikten sonra bahçeden çıkmak için bahçe kapısını açıp hızlı hızlı yürümeye başladım.Sahile vardığımda anlımda nokta nokta terler oluşmuştu.Bir banka oturduktan sonra telefonumu çıkarıp kulaklığımı taktım.Selena Gomez-My Dilemma'yı dinlemeye başladım.Yorgunluğumun azaldığını hissedince ayağa kalkıp tekrar yürümeye başladım.

Sahilde olmayı seviyordum.Hele kışın kokusu iyotla harmanlanmadığında sadece kendi kokusunu içime çekmek akciğerlerimde bayram temizliği yapıyordu.Deniz çok güzledi.Biraz durup jimnasitk yapmaya karar verdim.Kollarımı arkaya uzatım ellerimi birleştirdim.Derin bir nefes alıp bunu üç kez tekrarladım.Yürümek için adım attığımda geriledim.Koşmak istiyordum.Biliyorsunuz koşmayan biriyim ama Savaş'ın reflekslerine ihtiyacım olmadan hareket etmeliyim.Alt dudağımı dişledikten sonra koşmaya başladım.Hızlı değildim.Ama koşuyordum.Genç kızların oynadığını bir basketbol sahası görünce durdum.Yavaş adımlarla oraya ilerlemeye başlamıştım.sertçe yutkunup sahanın kapısını açtım.

"Günaydın kızlar.Ben...ben Pamira.Şey sizi izleyebilir miyim?" diye çekinerek sorduğumda kızlardan en uzunu yanıma geldi.

"Tabii ki de izleyebilirsin" dedi ve arkamdaki sahanın kapısını kapatmak için ilerledi.Kapıyı kapattıktan sonra yanıma geldi. "İstersen bizimle oynayabilirsin.Bizim de koşumuz vardı ama antrenörümüz biraz geç kalacakmış bizde oyalanıyorduk" dedi o sıcak iç ısıtan gülümsemesiyle.

"Şey...ben basketbolu dün gece ilk defa oynadım ve eminim benimle oynamak istemezsiniz" dedim çekingen bir gülümsemeyle "Önemi yok zorlamak istemem ama takımımızda bir eksik var istersen bizim takımda oynayabilirsin" diyerek beni kendi takımındaki arkadaşlarıyla tanıştırmak için eliyle gel der gibi bir şeyler yaptı.Belli ki antrenörleri gelinceye kadar kendi aralarında maç yapıyorlardı. 

"Ben Menekşe.Ben Fulya ve bende Tuğçe" dediklerinde gülümseyip geçiyordum. "Karşı takımda da dört kişi var o yüzden sen bizim takımdasın Mira"

"Şey Mira değil Pamira" dedim gülerek. "Kusura bakma" dedikten sonra koşmaya başladı.

"Top sizden başlasın Tuğçe" diyen kız,sarışın ve uzun boyluydu.Tuğçe bacak arası ve vivors hareketi yapıp turnike dedidkleri şeyi yapmak için harekete geçti.Sağ sol ve sıçradıktan sonra elindeki topu sertin içindeki yumuşaklık diye tanımlayacağımız bir şekilde yukarı ittirdi.Tabii ki de sayı olmuştu.

"Hayır sizden başlasın" dedikten sonra topu göğüs pası dedikleri şekilde karşı takımdaki kıza fırlattı.Kız topu sanki yıllardır gözleme açan bir kadın gibi eline almış crossover yaparak ilerliyordu o derece eline yakışıyordu.

Artık maça başlamıştık.Top karşı takımdaydı ama henüz bir inanılmazlık olmamıştı benim açımdan.Kız topu takım arkadaşına pasladıktan sonra benim üstüme sürmeye başladı.Ben ne yapacağımı bilememiştim ama bir şeyler yapmalıydım.Savaş'ın izlediği maçlar aklımı kurcamalıydı.Onlar nasıl yapıyorlardı...savunmalarını.Hah! ellerimi yukarı kaldırıp pas açısını kapattıktan sonra kız bakışlarını gözlerime kaydırdı. Topu tutmuştu ve sürmüyordu.

HIÇKIRIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin