Evet arkadaşlar ben Zeynep bu ikinci hikayem.Lütfen yorum da yapın.Sizin görüşleriniz merak ediyorum.Teşekkür ederim :D
______________________________________________________________________________________
Arkasını dönüp eve girdiğinde derin bir nefes ve masada ki kitaplarımı alıp bende eve girdim.Savaş salonda televizyon izliyordu.Beril annemde odasına çıkmıştı.Odama çıkmak için ilerlerken ayaklarım beni salona sürükledi.İçeri girp kitaplarımı sehpahanın üzerine koyduktan sonra Savaş'ın yanına oturdum.O basketbol maçını izlerken ben de ona bakıyordum. "Bana daha ne kadar bakacaksın?" diye sorduğunda
"Kızmış olamazsın değil mi?Yani annene seni söylediğim için"
"Seninle dalga geçtiğimin farkında değilsin değil mi?" dedi dalga geçerek.
"Peh...Tabiki de farkındayım hah" diyerek yalan söyledim.O sıra da kaşlarını kaldırmış kafasını sallıyordu.
"Ne?"
"Gene yoğurt mu yedin?"
"evet.Nereden bildin?"
"Dudağının yanında yoğurt var.İnsan bir ağızını yıkar" dediğinde
"Ağızımı yıkamak adetim değildir" dedikten sonra ağzımı tişörtünün koluna sildim.
"Ya Pamira!Ne yapıyorsun kızım?"
"Ben senin kızın değilim"
"Çekil şurdan tişörtümü değiştireyim.Of bir maç seyrettirmedin ha!"
"Oh ne güzel benim de dizim vardı onu izleyim.Pretty litlle Liars.şşşşşt"
"Off orada ki kızlar amma da güzel ha.Hele Ashley Benson oy oy oy" diyerek içini çekti.Bende ona bakıp gülüyordum.
merdivenlerden çıkarken Ashley Benson'un adını sayıklayıp duruyordu.Haklıydı çok hoş bir kızdı.Dizi bahaneydi aslında.Televizyonu kapatıp derse kaldığım yerden devam ettim.Tarih kitabımı kucağıma alıp 'Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası' konusuyla ilgili tekrarlarımı yapıp test çözdükten sonra aradan bir saat geçmişti.Savaş ortalıkta yoktu.Mutfağa girip yapılan yemeklere baktım.Evet akşama Enginler gelecekti.Beril Annem ve Engin'in annesi Miray teyze aynı moda evinde ortaklardı.Gökkuşağı Moda Evi.Annemin sesini duyduğumda mutfaktan çıktım.
"Efendim anne?"
"Hah kızım,Savaş nerede biliyor musun?"
"Hayır bir saattir görmüyorum.Odasına baktı mı anne?"
"Evet baktım"
"Tamam ben onu bir arayım"
"Ben çalışma odasındayım kızım" dedikten sonra yukarı çıkmak için hareketlendi.Eteğimin cebinden telefonumu çıkarıp numarayı tuşladım.Telefon sesi bahçeden geliyordu.Mutfağın bahçeye çıkan kapısını açıp dışarı çıktım.Allah'ım ben neler görüyorum böyle!!!!!Savaş bir kızı duvara yaslamış çenesinden tutarak dudaklarını öpüyordu.İlk başta gözlerimi kapatıp arkama dönecektim ki annem Savaş'ı arıyordu.
"Savaş...annem seni arıyor.Çalışma odasında işin bittikten sonra bir bak istersen" dedikten sonra arkamı dönüp mutfağa geri girdim.Sesim titremişti.Yutkunduktan sonra salona geri dönüp kitaplarımı aldım ve odama çıktım.Bilgisayarımı açıp biraz dizi izledikten sonra Aslı'ya mesaj attım.
Gönderilen: Aslı
Nasılsın?
Enginlerin gelmesine yarım saat kalmıştı.O sırada saçlarımı tarayıp tekrardan yapmıştım.Telefonumdan mesaj sesi geldiğinde yatağıma fırlattığım telefonu elime alıp mesajın üstüne bastım.
Gönderen: Aslı
Sen bu soruyu hiç sormazsın...bir sorun mu var?İyi misin?
Mesajı okuduktan sonra derin bir nefes alıp kafamı geriye attım.
Gönderilen: Aslı
İlla bir sorun mu olması gerek Aslı.
Kapım açıldığında kapıyı çalmadan giren bir tek Savaş olduğu için çoktan o olduğunu anlamıştım.
"Savaş uygun değilim çıkar mısın lütfen?" diyerek arkamı döndüm ve banyonun kapısını açtım. "Uygun değil misin?...Uygun olmasan üzerinde bir şey olmazdı." dediğinde dalga geçtiğin anlayabiliyordum.
"Annemin yanına gittin mi?" diye sorduğumda kafasını salladı ve yatağıma geçip oturdu. "Biraz konuşabilir miyiz?" dediğinde anlımı kaşımaya başladım. "Ağzını yıkadın mı?Yani bana diyordun ama..."
"Pamira lütfen sus ve yanıma gel konuşmak istiyorum" dediğinde etrafıma bakındım yavaş adımlarla ona biraz uzak olan koltuğa oturdum. "Seni diniliyorum" diyerek ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırdım. "Yanıma otur diyorum neresi uzaksa oraya oturuyorsun.Problemli misin sen?"
"Of Savaş oradan konuşamıyor musun?Anlat ne anlatacaksan"
"Pamira ben çok yanlız hissediyorum.Sıkışmış ve yardıma ihtiyacı olan biri gibi hissediyorum" dediğinde konunun ciddi olduğunu anladım.Küçükkende hep böyleydi.Hiç bir zaman ikimizde diğer çocuklar gibi olmamıştık.O psikolojik sorunları olduğu için farklıydı.Ben ise annemi ve babamı daha tanıma fırsatım olmadan kaybetmiştim.
" Hayat fırtınadan nasıl sağ salim çıkmanla ilgili değildir, yağmur altında dans etmeyi öğrenmenle ilgilidir.Sorunlarınla başa çıkmalısın artık Savaş"
"Biliyorum ama bazen...of eskisi gibi olmaktan korkuyorum"
"Savaş yanlızlığını kızlarla örtemezsin" dediğimde ayağa kalktı.O kalktığı için ben de kalkmıştım.Yanıma yaklaşıp sarıldığında bende kollarımı bedenine sardım.Bunu yanlış anlamayın bu gerçekten de arkadaş kucaklaşmasıydı.Uzun bir sürenin ardından ellerini bedenimden ayırdığında "iyi ki annemler birsürü çocuk arasından seni seçmişler.Ne kadar yer cücesi olsanda iyi bir arkadaşsın sağ ol"
"Ben yer cücesi de-ğil-im" diye tek ayağımı yere çarpa çarpa söylediğimde ellerini teslim olur gibi kaldırdı. "Hadi Enginler gelmiştir" dediğimde ne kadar sessiz söylesede küfür ettiği anlaşılıyordu. "Engin'ine sokayım ya"
"Savaş sana sürekli küfür etme diye tekkerrür etmekten sıkıldım artık"
"Öf hadi aşağı inelim artık"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIÇKIRIK
Teen Fiction"O benim abim değildi.O benim manevi ailemin oğluydu.Ben bu aileye onun için gelmiştim.Onun arkadaşı olmak için" Manevi kardeşlerin hikayesi.Psikolojik sorunları olan bir çocuk ve yetim kalan bir kız. İyi okumalar :D