Okulun bitmesine son beş dakika vardı. "Pamira bu konuyu anladın değil mi kızım?"
"Evet hocam"
"Nedense bana aklın derste değilmiş gibi geliyor.Bir sorun mu var?"
"Hayır sorun yok"
"Sevindim" dedikten sonra tahtaya dönüp bir kaç şey yazdı.Hayır anlamadığım Servet-i Fünun şiirinin özelliklerini çok mu aramışlar.Edebiyat aklımı karıştırmakta bir numara.Kutlarım.Defterime tahtada yazanları geçirirken zilin sesi duyuldu.Herkes teker teker sınıfı boşaltırken ben tahtadakileri hala yazıyordum.Sınıfta kimseler kalmayınca tedirgin olmuştum.hızlıca yazıları yazıyordum.Kötü yazmaya başlamıştım ama evde tekrar yaparken geçirebilirdim.
"Böö!!"
"hiiih!" dediğimde kahkahası sınıfta yankılanıyordu."Komik mi şimdi bu?"
"Hayır Pamira ben salağım komik olmayan şeylere gülerim.Aptal mısın sen?"diyerek gülmeye kaldığı yerden devam etti. "ne işin var burada?"
"Eve yürüyerek gitmek istemiyorsan otuz saniyen var okuldan çıkmak için"
"Bekle bekle!" derken defterlerimi çantamın içine sokuyordum. "Bekle dedik be"
"Yetiş o zaman" dediğinde sınıftan çıkıyordu.Çantasının tek kolunu takmıştı ve çok havalı duruyordu.Okul forması üzerinde fiyakasından geçilmiyordu.En sonunda çantamı toplamıştım.Ona yetişmek için koşmak zorunda kalmıştım ki koşmayan biriyimdir. "Savaş!"
"Ne var Pamira?" dediğinde sonunda ona yetişmiştim.Kendi çapımda en hızlı koşumu yapmıştım.Durmak için yavaşladığımda ayaklarım birbirine dolanmıştı.Tam düşerken Savaş'ın hızlı refleksleriyle düşmekten kurtulmuştum.
"Dikkatli ol biraz yer cücesi"
"Ben yer cücesi değilim.Okulda bir çok kızdan uzunum"
"Evet onlar senden küçük çünkü.Değil mi?" dedi göz kırparak.
"Offff.Sana tahammül edemiyorum" dediğimde öğretmenler odasından bir kaç tane öğretmen çıkmıştı.Onlara selam vermek için durduğumda o da durdu.Tabi bir kaç saniye.Sonra kolumu çekerek arabaya kadar sürükledi.
"Kolumu morartığına yemin edebilirim.Eve gidince seni anneme söyleyeceğim"
"Bende senin uyuşuk olduğunu söyleyeceğim"
"Ama benim sorunum daha büyük"
"Peh!...Büyükmüş.Ben olmasaydım yere kapaklanıyordun güzelim"
"Pisliksin" diyerek dilimi çıkardım o da çıkarmıştı. "Bin Şu arabaya artık yer cücesi"
"Havalı ucube"
"Evet huyum kurusun öyleyim" diyerek ellerini saçlarının arasından geçirdi.Kapıyı açıp sertçe kapattım.O da koltuğuna geçtiğinde sonunda yola çıkmıştık.Telefonumu çıkarıp Aslı'ya mesaj attığımda hemen cevap gelmişti. "Sınıfta seni nasıl korkuttum ama.." dediğinde kahkaha atmaya başlamıştı.
"Kormadım...sadece...yani sınıf sessizdi ya hani öyle birden bağırdığın için ürktüm"
"hı hı ürktün" dedi gülerek.
"Öf sen daha mı iyi bileceksin sanki?Havalı piç"
"Yer cücesi"
"Ya deme bana şu lafı"
"Sende bana havalı ucube diyorsun"
"Ama sen havalı ucube dediğimde göğüs kabartıyorsun ben ise sinir oluyorum"
"Tamam tamam kıyamam ben kardeşime"
"ben senin kardeşin değilim.Bugün tüm yaptıklarını anneme söyleyeceğim senin icabına baksın"
"İlkokul çocuğu musun ya?" dedi sıkkın bir ses tonuyla.
O sırada eve varmıştık. "Sonunda" dedim rahatlamış gibi.
Arabanın kapılarını kitleyip arkamdan takip etti. "Çok huysuzsun" diyerek elleriyle saçlarımı karıştırmaya başladı.Kendimi korumak için çantamla ona vuruyordum.Kapıya kadar kavga ederek gelmiştik ki bu bilinmeyen bir olay değildi.Biz hergün kavga ederdik.Kapının ziline bastığımızda benim saçlarım darma dağınık onun ise gömleği kavgadan çıkmış gibiydi.Sonunda Songül kapıyı açınca bir çığlık bastı.
"Sessiz ol be Songül!" diye huysuzlanan Savaş'a bakıp gözlerimi devirdim.
"Bence çok haklı seni görünce çığlığı bastı kadın"
"Ne yazık ki çok yakışıklıyım.Allah kahretsin tüh" dedi dalga geçerek.
"Annem nerede?" dediğimde beklemediğim bir cevap aldım.Çünkü Savaş'ı şikayet etmek için can atıyordum.
"Moda evine gitti efendim.Akşama Miray Hanımlar gelecekmiş"
"Aa evet ben sabah Engin ile konuşmuştum akşama bize geleceklerdi"
"Çok lazım ya Engin'de"
"Çok ayıp Savaş" diye onu uyardığımda omuz silkip merdivenlere yöneldi. "Songül yardım edilecek bir şey var mı?"
"Hayır efendim" diyerek zarifçe gülümsedi ve mutfağa ilerledi.Bende odama çıkmak için harekete geçtim.Odama girip çantamı yere koydum.Kıravatımı çıkarıp gömleğimin düğmelerini açtım.Eteğimin fermuarını yavaşça aşağı çekip bacaklarımdan sıyırdım.Kilotlu çorabımıda çıkarıp kendi banyoma ilerledim.Okul formamı askısına asıp havalanması için dolabımın kapağına astım.Ilık suyu açıp kendimi küvetin içine bıraktım.İlk önce saçlarmı karpuz kokulu şampuanım ile köpürttüm.Daha sonra okyanus kokulu vücut şampuanımla vücudumdaki kirlerden arındım.Durulanmak için tekrardan suyun altına girdiğimde kendimi ferahlamış hissediyordum.
Banyodan çıkıp gül kurusu rengindeki çiçekli bornuzumu alıp üstüme geçirdim.Çekmeceden bir iç çamaşırı alıp bir tane de sütyen çıkardım.Onlarıda üzerime geçirip ince uzun kollu gri bir kazak giydim.Altına pileli kan kırmızısı bir etek giymiştim.Saçlarımı kurutuk küçük bir tokayla öndeki saçlarımı arkada birleştirdim.Sonunda hazırlandığımda elime matematik ve tarih kitaplarımı alıp bahçeye inmek için harekete geçtim.Bahçedeki küçük masanın üstüne kitaplarımı bırakıp mutfağa ilerledim.Buz dolabının kapağını açıp bir kase yoğurt aldım.İçine böğürtlenleri koyup biraz çilek attım.Kışın çilek yemeği pek desteklemiyordum ama dayanamıyordum.Bahçeye tekrar çıkıp matematik kitabımı kucağıma aldım.Bir yandan yoğurdumu yerken bir yandan da bugün işlediğimiz konuları tekrar ediyordum.Yarım saat kadar tekrar ettikten sonra onunla ilgili iki test çözdüm.O sırada yoğurdumu çoktan bitirmiştim.
Tarih kitabımın kapağını açmamla Beril annemi görmem bir olmuştu.
"Pamira kızım bu soğukta bahçede ders mi yapılır üşüteceksin"
"Anne,Savaş bugün okulda ne yaptı biliyor musun?" diyerek engelli koşu gibi lafi değiştirdim.
"Ne yaptı?Umarım kötü bir şey değildir"
"O zaman baştan söyleyeyim büyük hayal kırklığına uğrayacaksın anne" dedim ellerimi arkada birleştirip bir sağa bir sola sallanarak.
"Of Savaş of...peki ne oldu?"
"Müdürün odasındaydık.Babam gelmiş ek ders için.O da resim yazmıştı.Şevket hoca da sadece resim yazdığını görünce sordu.Savaş'ta okumanız ilerlemiş dedi"
"Ah Savaş ya"
"Sonunda şikayet etmişsin" diye Savaş'ın sesi duyulduğuna hızla arkamı döndüm ve sinsice gülümsedim.
"Savaş akşam babanla konuşursun artık"
"Akşam Miray teyzeler geliyor anne unuttun mu?" diye hatırlattığında
"O zaman sabah" dedi sert bir dille.Beril annem içeri girdikten sonra Savaş ağır adımlarla bana yaklaşı. "Bittin sen" dedi çarpık bir şekilde gülümseyerek.Sabah yaptığım gibi sert bir şekilde yutkundum.
"Görücez"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIÇKIRIK
Novela Juvenil"O benim abim değildi.O benim manevi ailemin oğluydu.Ben bu aileye onun için gelmiştim.Onun arkadaşı olmak için" Manevi kardeşlerin hikayesi.Psikolojik sorunları olan bir çocuk ve yetim kalan bir kız. İyi okumalar :D