Gönülçelen

11. Bölüm

Biliyorum çok beklettim çok ama çok özür dilerim..

Elimi tuttuğunda bildiğim şeylere inancım yok oldu. Sanki tüm dünya kainat herşey bizden ibaretti o an. Cesaret dediğimde " bu hayatta yaptığın en çılgınca şey ne" demişti. Düşündüm. Neydi sahi çok çılgın bir insan sayılmazdım kurallarla yaşardım. " Tek soru hakkın var ve ben cesaret dedim hile yapmak yok" dedim. Burnumu sıkarak " bu benim oyunum kuralları ben koyarım şimdi benimle oynamayı kabul ettiğine göre kurallarımıda kabul ettin demektir" dedi. Somurttum ve düşünmeye başladım sonra nedense aklıma lisede arkadaslarla yaptığımız tatil geldi. Birçok şeyi kaçırdığım tatil. Voleybol oynarken bacağımı kırmıştım ve arkadaslarımla çıktığım tatil zehir olmuştu. Zaten sondu. Üniversiteye başladığımda vakit bulamamıştım. " lisedeyken arkadaşlarımla tatile cıkmıştım ama bacağım kırıldı gece denizde yüzmüşlerdi" desim ve utanarak ekledim " çıplak ama ben öyle yüzemem" dedim. " pekala sende bikiniyle yüzersin" dedi ayağa kalkarak. Heyecanlanmıştım gecenin yarattığı sarhoşlukla tamam dedim. Odama cıktığımda kalbim deli gibi atıyordu. Bikinimi giyip uzerime beyaz elbisemi giydim ve aşağıya indim. Umut çoktan hazırlanmış beni bekliyordu. Kızarmış yanaklarımla yanına giderek " hazırım ben" dedim. Ve kalbimde serçelerin kanat çırpmasına sebep olan şeyi yaptı. Elimi tuttu. Herşey yoktan varoldu benim için dünya anlam kazandı.Elimi tuttuğunda bildiğim şeylere inancım yok oldu. Sanki tüm dünya kainat herşey bizden ibaretti o an. Hayatımda ilk defa bir insanın avuç içlerinde yaşamak istedim. Aramızdaki yaşananları farketmiş olcak ki sıcacık bakışlarını gözlerime kilitledi. "gitmiyor muyuz" dedim. " Hadi bakalım" dedi. El ele Cennetkoy'un sokaklarında yürüdük. Hani yol hiç bitmesin istersin ya öyle bişeydi. Sessizlik de başka bir huzur vardı elimi hiç bırakmadı. Sonunda sahile geldiğimizde kimse yoktu. Rahatlamıştım. Kollarını iki yana açıp " deniz emrinize amade küçük hanım " dedi. "Tamam ama arkanı dön önce" dedim gülerek. " neden" diye sordu. " soyuncam ve sen dik dik bakarkenyapamam hadi" dedim. " Sızlanarak neden ama daha önce seni sahilde gördüm yoksa bana bir süprizin mi var? " dedi. Koluna elimden geldiğince sert bir şekilde vurdum. Gülerek ellerini kaldırdı " Tamam teslim oluyorum" dedi ve arkasını döndü. " sakın bakma" derken ayakjabılarımı çıkarmaya başlamıştm. Elbisemi de çıkardıktan sonra denize doğru yürüdüm. İlk dalganın etkisiyle tüylerim diken diken oldu. Su serindi ancak üşümüyordum. Gecenin etkisiyle nefis bir manzara vardı. Daha önce bunu neden kaçırdığıma anlam veremedim. Su göğüs hizamı biraz geçince Umut'a seslendim. " gelebilirsin" dedim. Arkasını döndüğünde ışıl ışıl gözleriyle bana bakıyordu. Büyülenmiş gibiydi adeta. " hadi gelmiyor musun? Korktun mu yoksa Umut merak etme burda canavarlar yok" yok dedim dil çıkartıp. Kışkırtmalarıma karşılık vermek için can atar bir halde üzerindekileri çıkartıp denize koştu. Ondan kaçmak için yüzmeye başladım. Bir an da ayak bileğimden yakaladı. Denizi ilk kez görmüş çocuklar gibi oyunlar oynadık. Kahkahalarım ardı ardına çınlatıyordu sahili. Birbirmizi suya bastırmaya su sıçratmaya çalışıyorduk. Hayatımın en eğlenceli gecesiydi. Tam Umut ' dan kacmaya çalışıyordum ki belimden yakaladı. Atmosfer bir an da değişmişti. Alnını alnıma yasladı. Heyecan bütün bedenimü esir almıştı. Burnunu burnuma sürterek " söyle bakalım güzellikdoğruşuk mu cesaret mi? Yalnız uyarayım iki sorununda cevabı aynı" dedi. " o zaman doğruyu söyle bana" dedim. Tehlikeli derecede yakındık vücutlarımız birbrine değiyordu tamamen. Elinin altındakitenim cayır cayır yanıyordu. " Ben hiç kimseyi öpmeyi bu kadar arzulamamıştım." dedi ve dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Dudaklarımız birbrine değerken tekrar konuştu " Sen ne yapıyorsun bama böyle?" dedi. Artık bu durum işkence halini almıştı. Dayanamadım ellerimi omuzlaeına koyarak öpmeye başladım. Dudaklarımın temasıyla inledi ve beni daha çok kendine çekti. Ellerimi ensesinde birleştirerek öpüşmemizi daha da derinleştirdim. Ateşimiz birbirimizi kor haline getirene kadar öpüştük. En sonunda bırakıtığımızda Umut'un gözlerinde aradığım cevabı buldum . Biz birbirimize aittik. Umut beni sudan çıkardı kucagına alarak kumsala tasıdı. Tatı bir sessizlik sardı ikimizide. Denizden ve öpüşmenin etkisinden içimi bir titreme sarmıştı. Bunu gören Umut " üşüdün mü?" dedi. Cevabımı beklemeden elbisemi yerden alı ve başıma gecirdi. Kırkırdadım. " ne oldu hoşuna gitti bakıyorum" dedi. Elinden tuttum " hadi yıldızları seyredelim" dedim. Uzandık başımı göğsüne yasladım. O da sıkıca sarıldı bana. Yıldızlarla ilgili bir şeylerden bahsediyordu ki yorgunluğa yenik düşüp deniz kokusuyla karışık Umut'un kokusuyla kendimi tatlı bir uykuya salıverdim.
" Bak şu yıldız varya işte o gözlerinin ışıltısına benziyor. Sanırım Çoban yıldızı o ama ben zühre demeyi tercih ediyorum daha anlamlı geliyor bana hakkında o kadar şiir şarkı yazılmış. " dedim. Gercekten anlamlı bulurdum çoban yıldızını. Cevap bekleyerek Sevda'ya baktım ancak alabildiğim tek cevap biraz horultıydu. Uyuyakalmasına inanamıyordum. Gülümsememe engel olamadım. Uyurken bile beni gülümsetmeyi başaran yegane kadın bu olmalıydı. Saçlarını okşadım ancak hala ıslaktı. Biraz daha burda kalırsak hasta olcağından emindim. Ben azrailin nefesi bir kadının üşütüp hasta olmasından endişeleniyordum. Olacak iş değildi ama bu kucağımdaki minik kadını dünyanın bütün tehliklerine karşı korumak istiyorsum grip mikrobuda dahil. Bu konuyu kendime düşünmemi yasaklayarak Sevda'yı kucağıma aldım ve eve doğru yola koyuldum. Odasının kapısını sessizce açarak Sevda'yı yatağına yatırdım. Üzerindekiler sıcak havamın etkisiyle kurumuştu. Komodinin üzerinde bulduğum çarşafı üzerine örttüm. Saçlarını okşayıp alnına bir öpücük kondurdum. Tam kapıdan çıkmak üzereyken " lanet olsun kimi kandırıyorum deli gibi bu kızın yanında olmak istiyorum" dedim sessizce. Sevda' dan kalan boşluğa uzadım ve onu kendime çektim. Sabah canımı okuyacaktı belki ama bu gece onsuz uyuyamazdım.