Önümüzde kardeşim ve (multi) duruyordu. Doğrusu onun holagramı. "Sfenks." diye mırıldandım. Herkes Mike'ın başına toplanmıştı. Ama kimse Sfenks'e bakmıyordu.
"Onlar bu gibi şeyleri göremez." diye bir ses duyduğumda yan tarafıma baktım. "Jhon nereye gitmiştin?" diye sordum. "Benim gitmem gerekti." dedi. "Aura!" biri bana sesleniyordu. "Mike. Sen iyimisin?" diyip ayaktaki kardeşimin yanına gittim. "Aura, annem..." dedi hüzünle. Ben onu tamamen unutmuştum.
"O-" sözünü tamamlamasına izin vermeden ona sarıldım. İkizlerin bize merakla baktığını hissedebiliyordum. "Söylemene gerek yok." diye fısıldadım. O görüntüyü asla unutamıcaktım. Annemin o ışık hüzmesinde ölümünü görmek... Anlatılmaz bir şeydi.
Kardeşimden ayrıldım. "Şu Sfenks'i ne yapcaz?" diye sordum. Sfenks'in holagramının durduğu yeri göstererek. Ama o artık orada değildi. Herkes bana deliymişim gibi bakıyordu. "Sana dediğim gibi Aura bazı şeyleri özel kişiler görebilir." dedi yine Jhon.
Şimdi dediği şeyi daha iyi anlıyordum. "Bazı şeyleri sadece özel insanlar." görür diye mırıldandık Mike ile. Ama bunu ikimizden başka kimse duymamıştı. "Orada ne gördün?" diye sordu melez ikizlerden biri. "Onu rahat bırak beyninin erimesinden kılpayı kurtuldu." diye bağırdım. O daha ağzını açamadan Mike'ın kolundan tutup odadan çıkardım.
"Nereye gidiyoruz?" diye soruyordu sürekli. Ama ben onun sorularına cevap vermiyordum. Çünkü bende nereye gittiğimizi bilmiyordum. Yer altı şehrinden çıktığımızda kendimizi Sfenks'in orada bulduk. Tamam çok korkmuştum.
İkimizde konuşmadan Sfenks'in içine girdik. Aslında ben onu zorladım. Çünkü o holagramın bir şeyi ifade ettiğini anlaya biliyordum. Sfenks'in içinde yürüdükçe bir şey bulcağımız hakkında ki düşüncem yok olmaya başlamıştı.
"Aura ne arıyoruz burada?" dediğinde derin bir nefes alıp gördüğüm holagramı anlatım. "Ben bunu anlamıyorum." dedi cümlem bittiğinde. Doğrusu bende hiçbir şeyi anlamıyordum. "Ayrılırsak daha kolay buluruz." dediğinde ona baktım. "Peki aradığımız şey olduğunu nasıl anlıcaz?" diye sordum. "Onuda görünce anlarız." diyip Sfenks'ten çıktı.
Bende Sfenks'in içinde aramaya başladım. Doğrusu içeride olmak dışarıdan hem zor hemde kolaydı. Zordu çünkü bir sürü alan vb. yerler vardı. Kolaydı çünkü içerisi dışarıdan daha soğuktu. Bir odaya girince...
Bu sonlara alıştım. Bölüm tam 301 kelimeden oluşuyor umarım seversiniz arkadaşlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kane Günceleri Fan-Faction
FantasyHerşey karman çorman olmaya başladı. Carter ve Sadie en gerektiği anda ortadan kayboldu. İblis Adasındaki taş büyük bir gücü salmak üzere. Ve Hayat Evi yine bölünmeye başladı. Son çok yakında. Yeni bir kehanet ve yeni bir çağ başlıyor. Hemde onun...