Bölüm 8

21 3 1
                                    

Gözümü açtığımda odamdaydım.İçimde büyük bir boşluk vardı.Acaba hepsi rüya olabilir miydi?Etrafa bakındım.Bakışlarımı ellerime çevirdim.Tırnağımın arasına giren kurumuş kana baktım.Değildi.Ama belkide çamur falandı bu.İnsanoğlu böyleydi işte,ne yapıp edip umutlanacak bir şey buluyordu.Bütün ailem ölmüştü ve ben insanlık dışı saçma şeyler görmüştüm.Yavaşça yataktan kalktım.Güçsüz ve aciz hissediyordum.Gidip aynaya baktım.Korkunç görünüyordum,gözlerim şişmiş ve dudaklarım kurumuştu.Yarın ilk iş Dave'e gidip neler olacağını öğrenecektim.Bugün toparlanmam gerekiyordu.

Ertesi gün okul vardı.Hazır mıydım?İnsan içine çıkmaya ve gerçekleri öğrenmeye?

Uyandığımda henüz güneş doğmamıştı.Saate baktım.Daha derlerin başlamasına 4 saat vardı.Okula erken gidip biraz araştırma yapabilirdim.Belki bir şeyler bulurdum ve neler döndüğünü anlardım.Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve bu gerizekalı gibi hissetmeme sebep oluyordu.Üzerimi değiştirip yola çıktım.Okul bomboştu.Tabi bu saatte kimse salak gibi kalkıp okula gelmezdi ki.Ben hariç.Kütüphaneye girip bir bilgisayarın başına oturdum.Biraz beynimi zorladım.Ne demişti o adam?"Enkeli."Hızla tuşlara basmaya başladım.Saf saf ekrana bakıyordum.Görsellere girdiğimde karşıma çıkan fotoğraflar doğru yazıp yazmadığıma bakmama sebep oldu.Karşımda bir sürü melek fotoğrafı vardı.Evet direk görsellere girmiştim çünkü yazıları okumaya üşeniyordum.Herhangi bir açıklama için bir siteye tıkladım ve yazıları kesik kesik okumaya başladım."Fince melek demektir.İnsan kılığına bürünür ve dünyada gezerler.Görevleri insanları korumaktır.Melekler çok nadiren çok değer verdiği insanlara bağlanabilirler. Falan filan."Bilgisayara boş boş bakmak yerine kalktım ve kütüphaneden çıktım.Okul dolmaya başlamıştı.Ders 4 dakika sonra başlayacaktı.Sınıfa gittim ve sırama yerleştim Dave eninde sonunda sınıfa gelecekti nasıl olsa.

Dave sınıfa girince endişeyle bana baktı ve benden en uzak köşeye oturdu.Tam onun yanına gidecekken hocanın girmesiyle somurtarak yerime oturdum. Kafam dersi dinleyemeyecek kadar doluydu.Boş boş cama bakarken cama bir kuşun çarpmasıyla çığlığı bastım ve geriye doğru devrildim.Arkamda oturan kişi beni tutmasaydı yerden kazınmak zorunda kalabilirdim.Arkamı döndüm.Beni tutan kişi Tony idi."Teşekkürler."diye mırıldandım ve önüme döndüm.Bi kaç gündür aklımda dönüp duran düşünceler tekrar beynimi kemirmeye başlamıştı.Gördüklerim rüya mıydı yoksa gerçek mi?Rüyamda fince kelimeler nasıl üretebilirdim ki?Bütün dersim bunları düşünmekle geçmişti.Zil çalar çalmaz Dave yerinden fırladı ve hızla kapıya doğru yürümeye başladı ama ben kapıya daha yakındım.Dave tam kapıdan çıkacakken uzandım ve kolundan tuttum.Yavaşça bana döndü.İfadesiz durmaya çalışıyordu ama gözlerindeki endişe ve huzursuzluk açıkça belli oluyordu."Konuşmalıyız."dedim çatallaşan sesimle.Birazdan rüya mı gerçek mi öğrenecektim ve ben bunu istediğimi sanmıyordum."İşim var."dedi ve gitmeye yeltendi."Kes şunu!Chris'e bir söz verdin açıklamak zorundasın!"diye çıkıştım.Dave derin bir nefes aldı ve "Haklısın.Gel benimle. "dedi.Herşey gerçekti.Ölmüşlerdi.Lanet olsun!Gözlerime akın eden yaşları geri yolladım ve titrek bir nefes alarak Dave'i takip etmeye başladım.Okuldan çıktık ve yaklaşık 15 dakika hiç konuşmadan yürüdük.Ormanlık bir alana geldiğimizde Dave bir ağacın önüne oturdu ve sırtını ağaca yasladı.Bende gidip önünde bağdaş kurdum.Beni büyük ihtimalle buraya öldürmek için getirmişti çünkü çok şey biliyordum.En azından filmlerde hep böyle olurdu değil mi?Konuşmaya ben başladım."Enkeli:fincede melek demek.İnsan şekline bürünür ve yeryüzünde dolaşırlarmış."Dave hafifçe güldü ve "Araştırma yaptın ha?" Diye sordu.Evet anlamında başımı salladım ve"Aslında sınıftaki davranışlarını görmeden önce  olanların gerçek olup olmadığından bile emin değildim."dedim.Birkaç saniye duraksadı ve "Korkmuyorsun."diye fısıldadı."Korkmuyorum."diye yanıt verdim.Dave kafası karışmış gibi görünüyordu."Aslında şuan seni çok şey bildiğin için öldürebilirim. Biliyorsun değil mi?"diye sordu.sahte bir şekilde güldüm ve "Hiç durma.Artık arkamdan göz yaşı dökücek bir ailem yok."dedim.Dave başını eğdi ve "Ben...Üzgünüm her şey için."Başımı salladım ve cevap verdim."Anlat bakalım.""Neyi?" dedi saf ayağına yatarak."Bilmiyorum anlat işte.Artık kim olduğunuzu biliyorum.Nerden geldiniz?Niye geldiniz?Bunları bilmeye ihtiyacım var."Dave derin bir nefes aldı ve başladı."Pekala anlatıyorum.Biliyorum kulağa komik geliyor ama biz melekler eskiden cennette yaşardık.Orası gerçekten kusursuz bir yerdi.Hiç kötülük bulamayacağın bir yer.orada çok mutluyduk,her şey çok güzeldi.Ama sonra olmaması gereken bir şey oldu.Saatanlar yani şeytanlar cehennemden bir şekilde kaçıp yer yüzüne indi.Bizde dengeyi sağlayıp ırkınızı korumak için dünyaya gönderildik."Vay be cidden garipti."Peki burayı sevdin mi bari?"diye sordum."Evet buranın kızları cidden çok güzel."dedi pis pis sırıtarak.Güldüm ve "Pisliksin." Dedim ve devam ettim."Peki şimdi ben sana pislik dedim ya,çarpılmam değil mi?"Gülerek "Hayır sanmam,Sana bir şey göstereceğim."dedi ve eline kurumuş bir yaprak aldı.Yaprağı güzelce avucunun içine yerleştirdi.Sonra yaprak yavaşça havalandı ve etrafını hafif bir ışık kapladı.Ardından küçük sim parçalarına dönüşüp tekrar eline kondular.Bu kesinlikle büyüleyici bir görüntüydü.Hayranlıkla uzandım ve elindeki simlere dokundum.Yumuşacıktılar."Tanrım.Çok havalı."

Hava kararana kadar orda oturup sohpet etmiştik.Sonra Dave beni eve bırakıp gitti.Bana ailesini zar zor hatırladığını,onların cennette kaldığını anlatmıştı.Dave ile sohpet etmek olanları az da olsa unutturmuştu.Sanırım bugün Dave'in gerçek yüzünü görmüştüm.Ben oturmuş düşünürken kapı çaldı.Lucy gelmişti.Gülümsedim ve "Hoşgeldin."diyerek Lucy'e sımsıkı sarıldım.Lucy şaşırmıştı."B-benden korkmuyor musun?" diye sordu şüpheyle."Hayır aksine siz meleklerin çok havalı olduğunu düşünüyorum."diye cevap verdim.Güldü ve sevinçle çığlık atarak bana sarıldı."Hadi gel film izleyelim." Dedim ve onu içeriye çekeledim.

"Çok saçma!Şeytanlar böyle şeyler yapmazlar."diye bağırdı Lucy.Şaşkınlıkla"Ne yani şeytanlar insanların vücutların girmezler mi?"diye sordum."Hayır.Şeytanlar böyle saçma şeylerle uğraşmazlar.İnsanlar onlar için önemsizdir."diye cevap verdi.Filme döndüm.Başlarda filmi gayet başarılı bulmuştum ama Lucy'nin söyledikleri yüzünden artık saçma buluyordum.Lucy kalktı ve televizyonu kapatıp mutfağa gitti."Kahve ister misin?"diye seslendi."Olur." diye cevap verdim.Çevremdekilere nasıl bir durumda olduğumu belli etmemek için kırk takla atıyordum.Ben insanlara üzgün,heyecanlı veya endişeli olduğumu belli etmezdim.Çünkü babam beni böyle yetiştirmişti.Her zaman derdi ki "İnsanlara hislerini belli etme Wen,Çünkü seni güçsüz gördüklerinde ezmek için ellerinden geleni yaparlar."Ama şu an tam anlamıyla bir harabe gibiydim.Babamın tavsiyelerine,annemin saçımı okşayıp "Geçecek."demesine ve Chris'in gelip elimi tutmasına ihtiyacım vardı.
Kapının deli gibi çalınmasıyla yerimden sıçradım ve daldığım düşünceleri bir kenara bırakıp kapıyı açtım.Kapıdaki kız içeri daldı ve korkuyla "Kapıyı kapat!"diye bağırdı.

Bu bölümde bu kadar.Umarım beğenmişsinizdir.Lütfen oy vermeyi unutmayıın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NİGHTMAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin