Pekala, belki pek iyi başlamamıştı günleri ama şuan harikaydı! Leo yaşıyordu! Burda, tam karşılarındaydı. Üstelik bir de kız arkadaşı vardı! (Frank bu mümkün olamaz sanıyordu ama olmuştu işte.)
Herkes Leo'ya sarıldı. Yürüyen ego olan dostunu çok özlemişlerdi belli ki. Kalipso adlı kız Festus'tan indi. Kızda kasvetli ve sinirli bir ifade vardı. Biraz daha inceleyince doğrudan Percy'ye baktığını fark ettim.
Percy, Kalipso'ya yaklaştı. "Bak.. Ben çok ama çok-" derken kalipso tokadı bastı.
"Sakın özür dileme Jackson! Kırık bir kalp ile yıllar geçirdim. Binlerce yıl! Sen de ateşi daha da körükledin. Affın kolay olamaz Percy. Üzgünüm.." sonra da gözleri dolmuş bi şekilde Festus'un yanına gitti.
"Üzgünüm be abi," dedi Leo. "Yani yolda senin hakkında azıcık konuşmuştuk. Senin ne kadar üzgün olduğunu ve vs vs biliyordu. Ama seni görünce belki de sinirlenmiştir. Seni affeder herhalde."
"Sorun değil." diyebildi Percy. "Peki sen neler yaşadın dostum? Öncelikle de nasıl hayatta kaldın?"
"Aslında ölüp dirildim. Cidden, öldüm. Sonra Festus bana ölüm ilacını aşıladı ve ta-da! Yepyeni bir Leo!"
"Harika," dedi Nico. "Bir ölümden dönüş daha. Bahse varım bir iki tane daha ölümden dönen birilerini buluruz."
Piper ona sarılıp yanağını öptü. "Gıcık küçük kardeşimin dönmesi harika. Üstelik bir de sevgilisi var!"
"Kalipso ile mutlu olacaksınız Leo," dedi Percy. "Buna yürekten inanıyorum. Gerçi bir aydır yoksun. O arada neler yaptınız?"
"Bilirsin, gezdik tozduk. Fransa ilk duraktı. Eiffel çok güzeldi. Sonra Venedik var.." Leo on beş dakika kadar daha konuştu. Kimse de çıt çıkarmadı. Kalipso bile yanlarına gelmişti ki o da daha iyi gibiydi. Herkes Leo ve onun ilginç hikayelerini dinliyordu. Cidden biz onsuz be yapardık, diye düşündü Frank.
Herşey bir yana, Leo'nun artık bir kız arkadaşı vardı. Bu da içten içe onu mutlu ediyordu. Sonunda Hazel için bir rakibi yoktu (bunu ciddi mi düşünüyordum ben?)
Sonra hep beraber otele döndük. Yaralımız yoktu. Herkes iyileşmiş ve zindeydi. Herkes eşyalarını odasına bıraktıktan sonra toplantı için deniz kıyısına indik. Nico ile Hazel çok sessizdi. Belki de biraz fazla..
"Pekala, adamı gördünüz, bizi resmen haşat etti ki bunun sadece bir 'tanışma' fastı olduğu açıktı. Onun bir planı olmalı, ve Helios da buna dahil." dedi Annabeth
"Hey," dedi Leo. "Biz sadece tatil yapmıyorduk. Sonuçta altımızda on tonluk bir ejderha vardı. Garip şeyler oluyor. Şahsen Jupiter kampını ziyarete gittim. Pek hoş karşılanmadım ki Reyna geldi. Beni davet etti, Kalipso'yla sohbet ettiler."
"Hoş bir kız." Dedi Kalipso. "Bizi misafir etme zahmetinde bir tek o bulundu. Ayrıca bize ilginç şeyler de söyledi. Nico'nun size diyecekleri olduğunu ve bize sizi Texas'ta bulabileceğimizi söyledi."
Herkes Nico'ya baktı. Bayağı bir şüphe çekti. Herkes onun cevabını bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Yükselişi
FanfictionGaia gibi bir tehdit ardından ve kamplar arası barıştan sonra bile Percy rahat edemiyor maalesef. Kendisi Annabeth ile tatlı tatlı hayaller kurarken tatsız gelişmeler oluyor. Yeni bir kehanet, geçmişten gelen sırlar ve herşeyin kaynağı olan bir mele...