İstila Günü: 34
Mal ben. Salak ben. Aptal ben. Gerizekalıyım valla. 2 dakika önce Ethan'ın "Takım olma" fikrine "Evet" demiştim. Öldürün beni. Kurtlara atın beni. Hiç tanımadığım birine "Evet tabii ki birlikte yaşayabiliriz." Dedim yaa. Sanki yeterince yemeğimiz var. Ne yapıcaz biz. Yani ben. Ne yapıcam ben. Onunla yaşayacaksız Sarrah. Kapa çeneni iç ses. Yaşamak zorundasın. Hayatta kalmak için. Onun güçlü bedenine ihtiyacın var. Çok zeki birine de benziyor. Aslında haklı sayılırsın iç sesim. Öyle biri. Bundan sonra yatıştım. Ethan'a her ne kadar zaten güvensemde güvenimi daha da çok arttırmaya karar verdim.
Kampımızı benim bölgeme kurduk. Çantasını ve silahını alıp yanıma geldi. Cevabıma pek şaşırmış gözükmüyordu. Normalde sorardım ama bu sefer pek irdelememeye karar verdim.
"Çadırın var mı Sarah?"
"Evet ama biraz yırtık."
"İstersen benimkinde yatabiliriz. Birazcık sıkışıcaz ama sorun olmaz benim için. "
Ahh Ethan senin çadırın mı? Tabi ki de birlikte yatabiliriz, derdim. Ama duygularımı belli etmemek için sadece:
"Tamam." Dedim.Duygular mı?! Ethan'a karşı duygularım mı var yani benim. Ethan'ı sevdin değil mi Sarah? Ya tamam da birazcık yani. Arkadaş olarak. Yada dost. Ama sevgili değil. Tanışalı ne kadar olmuştu ki? 4 saat filan.
"Aç mısın?"
"Hayır sen?"
"Ben meyve yiyeceğim. İster misin?"
"Evet, çok teşekkürler Ethan."
"Önemli değil."
Muz çıkardı. Canım hiç muz istemiyordu ama onu kırmamak için yedim. Konuşmak istiyordum ama konu bulamıyordum. Yada belki benden nefret edicek diye korkuyordum.
"Sarah, istiladan önce ne yapardın?"
İstila... Sanki başka konu yoktu. Hafifçe başımı eğdim. Anılarım depreşti. Gözüm doldu.
"Eğer konuşmak istemiyorsan cevap vermene gerek yok. "
"Hayır. İstiladan önce, küçük bir kasabada yaşıyordum. Annem babam ve kardeşimle. Sonra öldüler. Betty, en iyi arkadaşım, o da öldü. "Sesimde kırgınlıktan çok öfke vardı.
"Üzgünüm. "
"Önemli değil. Herkes bunları yaşadı. Sen?"
"Benimki de aynı. Bir ailem vardı, şimdi yok. "Sesi boğuk geliyordu. Konuyu kapattım.
Saat ilerlemişti. Babamın eski siyah saatine baktım. 11.23 idi. Ethan çoktan çadırımızı kurmuştu.
"Uykum geldi. Ben yatacağım."Ethan kafasını salladı.
"Tamam. Bende geleceğim birazdan."Çadıra girdim. İçinide hazırlamıştı. Sonra battaniyemi çantamda unuttuğumu hatırlayıp dışarı çıktım. Ethan yoktu.
"Ethan?"
Ses gelmedi. Belki tuvaleti gelmiştir düye düşündüm. Sonra hafifçe sesli bir şekilde güldüm. Battaniyemi aldım. Hemen çadıra girdim. Yatar yatmaz üzerimi örttüm. Hava çok değişkendi. Bazen iç çamaşırınla bile gezmek isterken bazende kar montun olmasını diliyordun.
5 dakika sonra Ethan geldi."Neredeydin?"
"Etrafı kontrol ettim. "
İkimizde üstümüzü değiştirme gereği duymamıştık. Gece geç saatlerde eve dönen gençler gibi direk yatağa-teknik olarak çadıra- atmıştık kendimizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÜRETKAR #Wattys2016
Ficção Científica"Kendimi hep son kalan kişi zannetmiştim. Diğer herkesin öldüğünü... Bazen "Acaba ben de mi ölüyüm?" diye düşünmüştüm. Hayata tutunmaya, umut perisinin peşinden koşmaya, yalnız yaşamaya kendimi adamıştım... Yanılıyormuşum. Uzaylıların dünyamı istil...