Bölüm 4 - Kim ki Onlar?

127 13 0
                                    

Aklımda binbir çeşit soru vardı. " Gizem gerçekten böyle bir şey yapabilir mi? Yoksa sadece konuşmak için mi gitti? " gibi birçok soru daha... Koşar adım sınıfa çıkarken çarptığım kişi durmamı sağladı. 

-Emir?
-Günaydın. 

"Günaydın" diyip sınıfa ilerledim. Peşimden geldi ve sordu. " Beste iyi misin? Ne bu halin? " Neden bu kadar merak ediyor ki ? Ona ne? " Yok bir şey. " deyip sınıfa ulaştığımda kolumu tuttu ve " Yoksa Sarp yine ... " cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuştum. 

-Emir sana yok bir şey dedim. 

Evet, bu sefer bağırmıştım. Çok nadir sinirlenen birisiydim. Fakat gerçekten kızdırmıştı. Sonra sınıfın kapısı açıldı ve öğretmen bana sinirli bir şekilde baktı. Bir dakika ya ders ne ara başladı? Tabi ya bu kadar evde ve bahçede oyalanırsan geç kalırsın Beste. Aferin sana.

İçimdeki düşünceleri kenara bıraktım ve sınıfa girdim. Tabi öğretmen bize kızmayı da ihmal etmedi. Sınıfa göz gezdirdim. Gizem'in ve o lanet olası grubun sınıfta olmadığını gördüm. Daha çok sinirlendim ve yerime geçtim.Ders dinleyecek durumda değildim. Kafamı eğdim ve bir şeyler düşünmeye başladım. Ta ki Emir o sorusunu sorana kadar. " Yanına oturabilir miyim? Anlamadığım konuları sana sorarım. Pek çalışkan değilimdir de. " Sonra da pis pis sırıtıp beni ittirdi ve yanıma oturdu. " Madem oturacaksın neden izin alıyorsun? " gülmeye devam etti ve sorumu duymazdan gelip derse döndü.

Dersin bitmesine 5 dakika vardı. Lanet olası matematik. Bir geçmedi ders ya. Tam kafamı eğip tekrardan sıraya yatacakken içeri kötü 4'lü olan fakat şu an kötü 3'lü olan grup ve Gizem girdi. Tabi ki öğretmen " neden geç kaldınız " diye sormadı. Gizem'e baktım ve o da bana kötü kötü bakmaya başladı. Gerçekten onlardan biri mi oldun Gizem?

Teneffüs zili çalmasıyla rahatladım. 1 ders daha matematik var ama 1 dersi gitti sonuçta. Yağız ile olan konuyu konuşmak için Gizem'in yanına gittim. Fakat beni görmezden geldi ve YENİ arkadaşlarının yanına gitti. Sonra Gizem'i kolundan tuttuğum gibi " Beni dinleyeceksin. " diye bağırdım. Ece araya girdi ve Gizem'i kendi yanlarına götürdü. Bana dönüp " Okul çıkışı okulun arka bahçesine gel. " neden diye sormama izin vermeden gitti ve ben de kafamla onaylayıp yerime geçtim. Bir şey mi konuşacaktı ki? İyice meraklandım ve okul çıkışını bekledim.

Okul çıkışı Ece ve grubu yanıma geldiler. Ece hemen araya girip konuştu. " Sen bu kızı üzdün, şimdi biz de seni üzeceğiz. " dediğinden hiçbir şey anlamamıştım. Taki suratıma yediğim yumrukla yere düşene kadar. 1-2 yumruk daha yedim ama toparlanmaya çalıştım. Sonra Bahar saçımı tutup " Uzak dur kızım bizden. Zararlıyız biz. Ben sana ne tavsiye ederim biliyor musun? Bize bulaşmamanı. " dedi ve sinsi sinsi gülüp gitti. Arkadaşları da arkasından. Saat 17.00 oluyordu. Ben ise orada yüzüm kan içinde perişan halde yatıyordum. 

Yaklaşık 5 dakika daha orada öylece yattım. Sonra ayak seslerini duydum. Bir yandan korkuyordum, bir yandan da birinin yardım edeceğini tahmin ettiğimden seviniyordum. Gördüğüm kişi karşısında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Emir gelmişti. Beni gördü ve koşarak yanıma geldi. 

- Beste iyi misin? Ne oldu sana? Kim yaptı?

- Emir konuşacak durumda değilim. Beni evime götürür müsün?

- Böyle eve gidemezsin. Bizim ev daha yakın, oraya götüreyim seni. Yarın evine dönersin.

- Babam merak eder.

" Ben onunla konuşurum. Merveler falan derim. " diyip gülümsedi. Ardından beni bir çırpıda kucağına aldı. " Gerçekten iyi bir çocuk bu ya. Sinirimi falan bozuyor ama iyi iyi " diye düşünüp gülmeye başladım. Emir bu durur mu " Noldu neden gülüyorsun. Hoşuna gitti galiba böyle kucakta eve gitmek falan. " diyip o da güldü.

- Yok ya aklıma bir şey geldi de.

- Hm ne geldi aklına.

Gülmeye devam etti ve eve geldiğimizde kapıyı açıp içeri girdi. " Burası da bizim malikane. "  diyip beni kucağından indirdi. Ardından " Bekle beni burada hemen geliyorum. " dedi ve yukarı çıktı.
Gerçekten ev malikane gibi. Tek başına mı yaşıyor ya? Tabi ben de zengin olsam ohoo... 

2-3 dakika sonra Emir aşağı indi. Elinde de ecza kutusu vardı. Pansuman mı yapacak o?

-Sen ve pansuman yapmak. Abartma Emir. 

- Ne var ki bunda hem benim annem hemşireydi. İyi bilirim o işleri.

- Nasıl hemşireydi. Bıraktı mı mesleği?

" Hayır. " dedi ve önce duraksadı, sonra da cümleye devam etti. " ÖLDÜ. " Aferin Beste ne güzel sorular soruyorsun. Sanane ki çocuğun annesinden al işte çocuğu da üzdün. 

Emir'in gözleri dolmuştu ama belli etmek istemiyordu ya da belli etmemeye çalışıyordu. " Neyse ya. Devam edelim biz işimize yani pansumana başlayalım. " diyip elinin tersiyle gözlerini ovuşturdu ve yüzüne her zamanki gülüşünü yerleştirdi. Ben de gülümsedim ve onu izledim.

Pansuman işi bittiğinde Emir'e dönüp " Teşekkür ederim. Başka biri olsa bu kadar ilgilenmezdi. Gerçekten bunu telafi ... " cümlemi bitirmeden parmağıyla dudağıma dokundu. Sonra da söze girdi.  " Şşş. Telafi falan yok. Ben arkadaşıma bu kadar ilgi göstermeyip kime göstereceğim? "                " arkadaşım " kelimesini söylerken biraz kısık söylese de duymuştum. Arkadaş mı biz ne ara arkadaş olduk ki ? Sadece konuşuyoruz yani. Bu soruları her ne kadar sormak istesem de sormadım. Onun yerine hafif bir gülümsemeyle karşılık verdim. 

Saat 19.00 olmuştu ve ben çok fazla acıkmıştım. Emir'e söylemeye ne kadar utansam da sonradan söyledim. Emir de pizza sipariş verdi. Gerçekten pizzaya bayılırım. 

Pizzamız geldiğinde öyle çok ve çabuk yiyerek 'obur' olarak gözükmek istemedim. Ama o kadar açtım ki az yemek elimden gelmiyordu. 4 dilim pizzanın ardından Emir'e döndüm, gülüyordu. Neden gülüyor ki şimdi bu? " Başka pizzamız kalmadı Beste Hanım. Fakat doymadıysanız tezgahta sufle var. " Neden dalga geçiyor ki şimdi bu açtım işte. Bir dakika az önce o 'sufle' mi dedi? Gözlerimi fal taşı gibi açtım. Aç görünmemek için " Aslında doydum ama ben sufleyi çok severim. Yiyelim mi? " diyip kendimi şirin bir hale soktum. Emir'de beni kırmadı ve tezgahtan aldığı sufleleri getirdi. Koltuğa iyice yerleşip TV'yi açtı. Sonra " Ne tür film seversin? " diye sordu. Aslında romantik filmleri severim ama ona şimdi söylesem yanlış anlaşılabilirdi. O yüzden " Korku. " diye bağırdım. Hayır ya korku filmlerinden çok korkarım. Nasıl kaçırırsın ağzından Beste. Emir'de beni başıyla onaylayıp korku filmini açtı. Filmin ismi 'Halka' . Korku içerisinde filmi izlemeye başladım ama filmden çok Emir'e bakıyordum. Emir'de anlamış olacak ki her seferinde gülüyordu. Tam sufleyi yiyecekken içeri iki kişi girdi. Ben tanımıyordum fakat Emir muhakkak tanıyordur. Kim ki bunlar? Emir tek yaşamıyor mu? Emir'e döndüm ve o da bana. İkimizde birbirimize şaşkınlıkla bakıyorduk. Kim bu insanlar???





KÖTÜ 4'LÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin